"Gel de biraz ıslanalım," dediğinde dudaklarımı büzdüm. "Islanalım mı?"

Bakışları kısa bir an üzerimde gezindi ve bana göz kırparak cevap verdi. "Tipim değilsin güzelim." Beni sinirlendirmek için yaptığı ima gülmeme sebep olurken elimi saçlarına bastırarak kendimi göğsüne doğru bıraktım.

Buğra çığlık atarak geriye doğru birkaç adım attığında su seviyesinin yavaş yavaş yükseldiğini hissedebiliyordum.

"Düşeceğim," diyerek benden kurtulmaya çalışsa da onu bırakmadım. İkimiz birlikte suyun içerisine doğru süzülürken saçlarım boynuna doğru süzülmüştü. Elim hâlâ saçlarındaydı, suyun içerisine düşmemizi umursamadan eğilerek dudaklarıma doğru uzandığında beni öpmesine izin verdim.

Yakışıklıydı, ince düşünceliydi ve gerçekten yatakta iyiydi. Dudaklarını dudağımın üzerinden çektiğinde onu bırakarak kendimi yukarıya doğru çektim. Islak saçlarımı ellerimle geriye doğru ittiğimde o da başını suyun içerisinden çıkarmıştı.

"Deniz fantezin mi var?" dediğimde güldü. "Her şeye fantezim olabilir, karşımda sen varsan." Gözlerimi devirdim.

"Sallama Buğra, doğru söyle kaç kızla seviştin denizde." Elimden tutarak beni denizin daha da derin kısımlarına doğru çekerken cevap verdi. "Biraz bile kıskanmaz mısın gerçekten?"

"Hayır, geçmiş ilişkilerinden bana ne? Ben bana hissettirdiklerinle ilgileniyorum." Beni onaylamadığını belirtircesine başını iki yana salladığında onu durdurdum. Suyun içerisinde, olduğumuz yerde dururken bütün samimiyetimle sordum.

"Şimdi sen beni kıskanır mısın?" dedim tek kaşımı kaldırarak. "Senden daha önce biriyle birlikte olduğum için." Yüzünde doğruyu söyleyip söylememek arasında kaldığını anladığım bir ifade vardı. Bir sınavdaymış gibi hissettiğine emindim fakat tamamen ciddiydim.

"Buğra," dedim gözlerimi kısarken. "Bana âşık mısın?"

"Bebeğim," eli saçlarıma uzandığında ona herhangi bir şekilde trip attığımı düşündüğünü anlamıştım.

"Buğra, kızmıyorum." Ellerini üzerimden çekerek kendi saçlarını karıştırdı ve gözlerini kısarak cevap verdi.

"Aşk değil farkındayım fakat etkileniyorum." Böyle olduğunu ilk andan beri biliyordum. Aynı şey benim içinde geçerliydi. Âşık değildik, sadece tutkuluyduk, etkileniyorduk ve iyi anlaşıyorduk. Bütün bunlar birini gerçek anlamda sevmek için yeterli değildi.

"Çekinmeni gerektirecek bir şey yok ki beni üzen samimi olmaman olur çünkü zaten az çok ne hissettiğini biliyorum," dedim ondan sakladığım her şeyi yok sayarak.

"Çünkü ben de sen ne hissediyorsan onu hissediyorum." Yüzünde alaycı bir ifade oluştuğunda ne düşündüğünü anlamıştım. "Tamam senin kadar pis şeyler hissetmiyor olabilirim." Omuz silktiğinde elimle deniz suyunu ona doğru fırlattım ve gözünün içerisine su girmesinden kaçınmadım.

"İntikam ha?" O da bana aynı şekilde su fırlatırken uzaklardan gelen ses ellerimin durmasına ve yine ona yenilmeme sebep oldu.

"Bizsiz mi?" Oğuz'un sesi kulaklarıma dolarken ardından Buse ve Gamze'nin de sesini işittim. "Bir rahat bırak şu çifti it herif."

"Aynı doğmamış çocukları gibisin." Ellerimi yakalayarak ona su atmama engel olan Buğra'ya odaklandığım için yanımıza geldiklerini anladığım arkadaşlarıma dönemiyordum.

"Tamam kazandın," pes ederek kabullendiğimde Buğra gülerek ellerimi bıraktı ve Oğuz'a dönerek dilimi çıkarttım. "Senin yüzünden oldu."

45. DURAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin