24.Bölüm

337K 13.7K 19.6K
                                    

keyifli okumalar, çokça seviliyorsunuzz<3


--

Ve rüyadan uyandım.

Olmadı Hande, dudaklar hâlâ dudaklarında tekrarla!

Uyandım, rüyadan uyandım!

Allah'ın hakkı üçtür be kızım.

Defalarca tekrarladım. Bir rüyanın peşinde koşturduğumu, yorgunluktan sızıp kaldığım sırada zihnimde kurguladığım olaylardan birisini düşlerime yansıttığımı ve tamamen hayal ürünü bir anın içerisinde olduğumu defalarca tekrarlayıp durdum.

Ancak her tekrarlamamda önüme dikilip, karşılaştığım sonuç aynıydı. Hayallerim gerçeğe dökülmüştü, Dinçer'le basbayağı öpüşür bir vaziyetteydim. Bu hisler rüya olamayacak kadar gerçekti ve beni kuşatmışlardı.

Dinçer, yanaklarımdaki elinin birisini belime indirip; bedenlerimiz arasındaki mesafeyi sıfıra indirdi ve sertçe çarpışmamıza neden oldu. Kemerinin karnıma yarattığı baskı, beni huylandırdığında bedenimi içeri iterek arkamızda açık duran kapıyı kapattı. O an gerçekliğimizi kabullendiğimde tüm dünyam ondan ibaret oldu. Sanki koskoca dünyada o, bir de bu beklenmedik öpücüğüne açlıkla karşılık veren ben kalmıştım.

Sonunda öylece durmaktan vazgeçip, alt dudağımı iki dudağının arasına sıkıştırarak emdiğinde irademin elimde olan tüm ipleri kopmuş ve karnımdaki kelebekler daha fazla sakin kalamayarak uçuşmaya başlamıştı. Ellerimi ensesine dolayarak ondan güç almaya çalıştım.  Evet, ona çok kızgındım ama öpüşüyorduk yahu!

Durum I See Red durumuydu, anlatabiliyor muydum?

Ensesini saran ellerimden birisi koyu renkli saçlarının arasına kayıp, yumuşaklığıyla buluştuğunda; kalbim kasıldı. Bunun farkındalığıyla parmaklarımın arasındaki tutamları sertçe çekiştirdiğimde Dinçer dudaklarımın üzerine derin bir inleme bıraktı ve beni tek hamlede çevirerek, az önce ayağıyla kapattığı kapıya yasladı. Hareketleri o kadar aceleci, öpüşü o kadar hararetliydi ki bir an onun elleri arasında eriyip kaybolacağımı sandım. Dudaklarımı hissettiğim zevkle araladığımda bunu fırsat bilerek dilini aralanan boşluktan içeri soktu.

Dolanan şeyi sadece dillerimiz sandı. Ama bu aklımı başımdan alan öpücüğüyle kalbimin kalbine dolağından bihaberdi.

O ağzımı talan ederken, dudaklarımı hareket ettirdim ve iki dudağımın arasında olan, üst dudağını sertçe emdikten sonra gözlerimi sıkı sıkıya kapattım. Hissettiğim yumuşaklık beni kendimden geçirdiğinde aynı hisleri tekrar yaşayabilmek için defalarca dudaklarımın arasında kaybettim dudaklarını. Belimdeki parmakları sıkılığından ödün vermeksizin yavaşça aşağıya indi, bundan aldığım destekle bacaklarımı yukarı iterek beline doladığımda onun da elleri sonunda bellerimden tamamen kayıp, kalçamda birleşmişti. İşte şimdi tam olarak her hücremde onu hissedebiliyordum. Daha fazlasını istemem normal miydi? Kasıklarımda bir ateş parçasının harlanması akıl işi miydi?

Yanmak işte tam olarak böyle oluyordu demek ki. Bu o kadar farklı bir histi ki bunu bana bu kadar geç yaşatan kadere buradan teşekkürlerimi iletiyordum. Hafif sitemli teşekkürlerim...

Beni öyle şiddetli öpüyordu ki sanki üç günlük susuzluğuyla, çölün ortasında aradığı suyu bulmuş insan gibiydi. Kasıklarımdaki hareketlenme artıp, ilkel bir isteği meydana getirdiğinde aldığım hazla şiddetle inledim. Dudaklarımı o kadar sert emmişti ki alt dudağımın uyuştuğunu hissedebiliyordum. Ayriyeten ciğerlerimin 'bir parça nefes Allah rızası için' diye bağırdığını duyabiliyordum. Ama yine de geri çekilmedim. Nasıl yapabilirdim ki?

Dövmeci +18 | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin