FANİ

2K 185 150
                                    





Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Bazı insanlar güven doludur. Bazıları hüzün getirir. Bazıları gülümsetir. Bazıları ise sadece huzurdur.
İşte bu huzur dolu insanlar bazen korkutucudur. Gitmesinden, bu huzurun bitmesinden korkarsınız.  Bir anda boşluğa düşmekten, sanki daha önce hiç var olmamış gibi hissetmekten korkarsınız.  Bu huzur kokan insanların bazen sesi korkutur sizi ,bazen kokusu, bazen bakışı.  Çünkü öyle bir huzurdur ki bu bir daha bulamamaktan . Yada kendini fazla kaybedip kendi benliğine yitirmekten. Huzura alışıp kendini unutmaktan belki de.

Şuan hissettiğim tam olarak buydu. Kimin seslendiğini adım kadar iyi biliyordum.  Normalde bunları duymuş olsam yerin dibine girmek isterdim ama dişarda olup beni rezil etmesine sevinmek üzereydim.  Fakat sesini duyduğum zaman içime dolan huzur beni fazla korkutuyordu. Sanki ben ben olmaktan çıkıyorum gibiydi. Hele ki bana sesleniş tarzı. Arkamı dönmeyi delip gibi isteyip ya orda değilse diye geçiriyordum içimden. Ya beynimin oyunuysa onun sesi. Ya aslında hala içerdeyse. Bunu öğrenmenin tek bir yolu vardı.  Ki oda arkamı dönmekten geçiyordu. 

Tam o anda ince bir rüzgar esti. Tam bahçenin ortasında dikili ıhlamur ağacının yaprakları sallandı.  Kokusu doldu burnuma. Derince o kokuyu çektim ciğerlerime. İşte bahsettiğim huzur buydu. Ruhunuzda ki bütün boşlukları dolduran bir huzur.

Yaprakları oynatan rüzgar saçıma da değip savurmuştu hafiften. Ve ben bunca huzurun arasında yavaşça arkamı döndüm.  Gözlerim onun kapkara gözlerine değdi. Oradaydı.  Elleri cebinde Duha'nin yanında her zamanki suratsız haliyle duruyordu.

Odaklanmış bana bakıyordu.  Normalde gıcıklık yapıp ne bakıyorsun diye sorardım. Ama az önce bahsettiğim huzur bana baktığında beri bedenimi ele geçirmişti.

Gayet sessiz ve huzur dolu anımızı sağ olsun Soner araya girerek sonlandırdı.

"Şükür kavuşturana. " dedi alayla ayağa kalkarken

Ben ise hala ısrarla Kayaya bakıyordum. O ise Soner'in söze girmesiyle bakışlarını ona kaldırmıştı.

"Dalga geçme lan." deyip elleri cebinde yurda doğru yürümeye başladı.  Duha arkasından bağırdı.

"Nereye?" dedi oda bir iki adım atıp ona yaklaşırken

"İşim var." dedi ve Kaya için konu burada kapandı.  Gözden kaybolduğu anda sanki uykudan uyanmış gibi titredim. Yanımıza çoktan gelmiş olan Denizi yeni farketmiştim. Soner ve Tan'ın çoktan gittiğini de yeni görüştüm.

Duha'nin kapı girişinde sınıftan bir çocukla konuştuğunu yeni fark ediyordum.

Denize döndüm.
"Herkes çoktan dağıldı.  Öğleden sonra toplantı mı ne varmış. Ha birde odaya yeni kız geldi. Tuhaf bir tip." dedi. Denizin huyu buydu. Her şeyi bir çırpıda anlatıp sıyrılmak isterdi. Ama beni anlatmam için saatlerce zorlardı. Fazla konuşurdu en azından Ayla ve Aydan dan fazla konuştuğu kesindi. Yada asıl garip olan ikizlerdi. Hep sessiz ve tuhaf takılırlardı. Ne suç işlediklerini bile bilmiyordum. Kendileri hakkında tek kelam etmez ama herkes hakkında her şeyi bilirlerdi.

SAKİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin