•3•

357 37 93
                                    

                            Perfect

Bölüm: 3

Ben kötü biri değilim.

Parti bittiğinde Mark beni arabasıyla eve getirmişti. Arabadan ineceğim sırada benden önce davranmış ve yanağıma bir öpücük kondurarak geri çekilmişti. Kendimi gülümsemeye zorlayarak arabadan inmiştim.

Arabadan indiğim gibi değişen surat ifademle arkama hiç dönmeden eve girmiştim. Kapıdaki hizmetçiye içinden telefonumu aldığım çantamı verdikten sonra salona geçmiştim

Salonda elindeki dosyalarla oturan annemi gördüğümde ona doğru gitmiş ve yanındaki koltukta oturmuştum.

"Uyuduğunu sanmıştım."

"Bugün işim uzun sürdü. Bu dosyalara da bakmam gerekiyor."

Anladığımı belirten bir şekilde başımı salladığımda annem elindeki dosyanı bırakmış ve konuşmuştu.

"Markla aran nasıl? Ona iyi davranıyorsun değil mi?"

Dedikleriyle Markın beni öpmesi aklıma gelirken kaşlarım istemsizce çatılmıştı.

"İyi."

Annem başını sallamış ve hafifçe gülümsetmişti.

"Onunla aranı iyi tutmaya bak sen. Markla yakınlaşırsan ailesiyle işlerimiz büyüyebilir, biliyorsun değil mi?"

"Sende ona ilgi duymadığımı biliyorsun değil mi?"

Söylediklerimle annemin kaşları çatılırken gözlerime bakmış ve konuşmuştu.

"Yoksa birini mi seviyorsun Seola?"

Başımı iki yana sallasamda yine de içinde bir şüphe olduğunu çok iyi biliyordum. Annem bana asla inanmazdı.

"Şu an birini sevmemem gelecekte de sevmeyeceğim anlamına gelmiyor anne."

"Aşk sadece bir kandırmaca Seola. Aşk denilen şey seni mutlu etmez, sadece süründürür. Bana baksana, ben de babanın beni sevdiğini sanmıştım fakat baban beni terk edip başka bir kadına gitti. Beni, bizi öylece bıraktı."

Hayır, hayır bunlar doğru değildi. Aşk denilen şey gerçekti değil mi? Benim Soobine karşı hissettiklerim neydi peki? Onun ismi de aşk mıydı?

"Babam seni terk etdi diye herkes öyle yapacak değil. Bütün insanlar farklıdır."

Annem artık sinirlenirken daha fazla konuşmama izin vermemişti.

"Tüm erkekler aynıdır Seola, bunu asla unutma. Hepsi sadece acı verir. Ve sende mutlu olmak için kalbini değil hep aklını kullanacaksın. Yoksa hep acı çekersin. İşte bu yüzden sevgiyi unut."

Başka bir şey söylemeden ayağa kalkmış ve odama gittiğimi söyleyerek salondan çıkmıştım. Odama geldiğimde üzerimdeki elbiseden ve yüzümdeki makyajdan kurtularak rahat birşeyler giymiştim.

Yatağımda uzandığımda ilk aklıma gelen Soobin olmuştu. Ben ona aşık mıydım peki? Onun hep yanımda olmasını istiyordum. Onu başka biriyle görmek beni deli ediyordu.

Annem bana sevgiyi unutmamı söylemişti. Fakat o bana sevginin ne olduğunu hiç öğretmemişti ki. Benden nasıl unutmamı beklerdi? Oysa ben sevginin ne olduğunu öğrenmek istiyordum.

                                ~~~

Üniversitenin önüne geldiğimde arabamı park etmiş ve içeri girmiştim. Youra ve Areum kafeteryada olduklarını yazdıkları için direkt oraya doğru yürümeye başlamıştım.

Kafeterya olan koridora döneceğim sırada gördüğüm kişilerle olduğum yerde durmuştum. Gördüklerinin gerçek olmamasını isterdim.

Soobin kucağındaki Harinle önümden geçerek gidiyordu. Onları öyle görmek sinirlerimi bozarken peşlerinden gitmeye başlamıştım.

Soobin arkasından gelen beni farketmeden revire girdiğinde ben de kapıda durarak onlara görünmeden izlemeye başlamıştım.

Soobin Harini kucağından indirip oturduğunda Harin yüzünü buruşturmuş ve ayağını tutmuştu. Gelen doktorla ikiside ona doğru dönmüştü.

"Nesi var?"

"Sanırım ayağını burktu."

Soobinin sesindeki endişeyi duyduğumda istemsizce yumruğumu sıkmıştım. İçimdeki bu garip his her onları birlikte gördüğümde geliyordu ve bu beni fazlasıyla acıtıyordu.

Doktor Harinin ayağına dokunduğu anda Harin Soobinin elini tutmuş ve sıkmıştı. Soobinde diğer elini onun omzuna koyduğunda daha fazla bakmamış ve arkamı dönmüştüm.

Döndüğüm anda karşılaştığım yüzle bir adım geriye gitmek zorunda kalmıştım.

"Neden durmadan gözün Soobinin üzerinde Seola?"

"Soobini izlediğim falan yok. Sadece kucağında taşıyordu bende ne olduğunu merak ettim Mark."

Mark alaycı bir şekilde gülmüş daha sonra ise konuşmuştu.

"Böyle bir kızı merak etmeyeceğini ikimizde biliyoruz. Ancak neyse, bu konuyu fazla kurcalamayacağım."

Daha ne olduğunu anlamadan Mark üzerime doğru eğilmiş ve dudağıma bir öpücük kondurarak geri çekilmişti. Çekildiği anda görüş açıma giren Soobinle kaşlarım çatılmıştı.

İkimizede baktıktan sonra arkasını dönmüş ve gitmişti. Soobinin görmesi için bilerek öpmüştü beni.  Onun yüzünden Soobin benim hakkımda farklı şeyler düşünecekti.

Ben her zamanki gibi yanlış anlaşılmıştım yine.

yeni bölüm geldi. Umarım bölüm hoşunuza gider. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Sizi seviyorum★
Esi

Perfect || Choi SoobinWhere stories live. Discover now