eski güzel günler

146 34 49
                                    

O kadar çok üzüldük ki biraz da olsa sizi mutlu edebilmek için bu özel bölümü yazıyorum belki bunun gibi bir bölüm daha yazarım tabii okursanız.

sizi çok seviyorum ❤️

Birkaç yıl önce...

Vera'dan;

Aynadan son bir kez kendime bakıp gülümsedim.

Bugün çok özel bir gün sevgilim,

bugün tanışma yıldönümümüz.

Kapının çalması ile hızlı adımlarla odamdan çıktım, uzun holün sonunda kapıya gelmiştim. Derin bir nefes alıp bıraktım ve usul usul kapıyı açtım.

Karşımda sevdiğim adamı gördüğümde hiç düşünmeden boynuna atladım.

"Yine jilet gibi olmuşsun."

"Yine dünya güzeli gibi olmuşsun."

Aynı anda konuştuğumuzda gülüştük ve el ele tutuşup apartmandan ayrıldık.

Gözlerinin içine her baktığımda göğüs kafesi den kelebekler uçuşur gidiyormuş gibi hissettim.

Nasıl başarıyorsun beni bu denli heyecanlandırmayı?

Bir taksiye atladığımızda Duman'ım taksiciye gideceğimiz yeri söylemiş ardından kafasını omzuma yaslamıştı.

Saçlarıyla usul usul oynarken kafasını hafifçe kaldırıp yüzüme baktı. "Nereye gideceğimizi biliyor musun?" yüzüne gıcık gıcık baktım.

"Sürpriz deyip geçiştirmsmiş miydin?" yalandan kızmış gibi davranışıma karşı burnumu iki parmağının arasına alıp sallamıştı. Kendimi tutamayıp güldüğümde o da gülümsemiş cebinden siyah bir kumaş parçası çıkarmıştı.

"Yok artık Duman!" şaşırmışlığım sesime yansıdığında gülümseyip kumaş parçasını gözüme bağlamıştı.

"Var artık bir tanem."

Uzun bir yürüyüşün ardından yerimizde durduğumuzda, Duman'ın omzumu tutan elleri birden yok olmuştu.

"Duman, sevgilim?"

Ses vermiyordu. Nereye gitti bu çocuk?  Çalı sesi geldiğinde elimi kumaş parçasına götürmüştüm ki bir çift el beni durdurdu.

"Şşş sakin ol sevgilim, az kaldı." sözünü dinleyip elimi çektiğimde çalı sesleri gelmeye devam ediyordu. Yoksa ormana mı gelmiştik?

Aklıma gelen senaryoları bir kenara bıraktığımda sevdiğim adamın narin elleri kumaş parçasını bulmuş ve usul usul çıkarmıştı. Karanlığa alışan gözlerimi kırpıp açtığımda karşımda gördüğüm manzara ile gülümsemiştim.

İlk karşılaştığımız yere getirmişti beni, ormanın içinde bulunan koca nehrin kıyısına.

Karşıma geçtiğinde yerde ki küçük halıyı ve piknik sepetini fark etmiştim. Gözlerim kocaman açılmış ardından yerimde zıplayarak ellerimi birbirine çarpıp duruyordum.

Elini uzattı, "Oturmaz mısınız matmazel?" sorduğu soru ile elini tutup ayakkabılarımı çıkarttım ve yere oturdum. Duman'da ardından yanıma oturdu ve piknik sepetinden yiyecek ve içecekleri çıkarmaya başladı.

Onu izlerken hayallere daldım, kalbim teklerken ben hayallere daldım.

Yüzüne bakıpta hayal kurmamak imkansızdı zaten.

O benim kurduğum en güzel düştü.

Ama gerçek olan bir düş, ilk defa bir düşüm gerçek olmuştu.

Sağ elime bir sandviç vermiş, sol elime de teneke meyve suyunu.

"Teşekkür ederim bayım." söylediklerimin ardından o güzel gülümsemesini bahşetmiş ardından sandviçinden koca bir ısırık almıştı.

Bir insan yemek yerken bile mi güzel olurdu?

Sandviçi bir kenara bırakıp teneke meyve suyunu eşime aldım ve kapağını açmaya çalıştım. Çalıştım, ama açamadım.

Duman kahkaha atıp elimden aldı ve, "Yine mi açamadın fıstığım." omuz silkip açtığı meyve suyunu elinden aldığımda yaklaşıp bir yudum almıştı.

"Yaramaz seni." gülümseyip yemekleri izi yemiş ardından sohbet etmiştik.

Bazı anların sonsuzlaşmasını istersiniz ya, benim içinde o an bu andı.

Zaman dursa, hiç akmasa gıkım çıkmazdı.

Sen ve ben sevgilim,

keşke bu ana kapalı kalsaydık, keşke hep böyle güzel olsaydık.

Bu kadardı, yüzünüzü biraz da olsam güldürdüm diye düşünüyorum?

Belki bir özel bölüm daha yazarım ama daha ne yazabilirim ki?

Sizi çok seviyorum umarım buraya bir daha baktığımda 1K olmuş olur.

İyi geceler, günaydın, iyi akşamlar artık her ne zaman okuyorsanız.

Sizi çok seviyorum, diğer kurgularıma da beklerim.

Görüşürüzzz <3

düşler sokağı जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें