3. Dna sonucu

7.1K 683 652
                                    

Jungkook gergince eve doğru yürürken Jimin de pusetinde taşıdığı bebekle onu takip ediyordu. Hastaneden geliyorlardı ve artık her şey kesindi. Bu güzel kız çocuğu Jungkook'undu. Jimin bir yandan seviniyor ama arkadaşına üzülmeden de edemiyordu. Bu yaşta baba olmuştu, bunu kim isterdi ki. Henüz reşit bile değillerdi üstelik. Ancak Jimin söz vermişti kendi kendine. Jungkook'a sonuna kadar yardım edecekti.

"Jungkook?"

"Ne var?"

Sesindeki sinirli tınıyı duyduktan sonra susmak istedi. Ama konuşulması gereken bir konuydu bu. Tartışacak bile olsalar konuşmak zorundalardı.

"Onu bırakmayacaksın değil mi?"

Jimin'in çekinerek sorduğu soruyla Jungkook yerinde durarak ona bakmıştı. Jimin de onunla birlikte durdu. "Ona bakamam Jimin. Bu sorumluluğu alamam."

"Yaparken de böyle düşünüyor muydun?"

Turuncu saçlının ani yükselişiyle Jungkook hayretle ona baktı. Bunu beklemediği açıktı. Ama artık Jimin'in de sinirleri bozulmaya başlıyordu. Önce yapıp hiçbir şey olmamış gibi bırakamazdı. Bebeğin bir suçu yoktu. Sıcak bir yuvayı hak ediyordu.

"İsteyerek olmadığını biliyorsun."

Jungkook'un tane tane ve kelimeleri bastırarak söylemesi Jimin'i daha da gererken ona doğru bir adım attı. Pes etmeyecekti. Bebeği bırakmaya niyeti yoktu ve onu Jungkook'a da kabul ettirecekti.

"Ne olursa olsun o, senin kızın. Olmamış gibi davranamazsın."

"Ben kaç yaşındayım farkında mısın? Yemek yapamıyorum, dağıttığım yeri toplamıyorum, market alışverişimi sen yapıyorsun. Yemeğimi bile sen veriyorsun. Bir bebeğin sorumluluğunu alamam. Ona bakamam ben."

"Ben bakarım." Dedi birden. "Ben ona bakabilirim, Jungkook. Bırakmayalım, onun bir suçu yok."

Jimin'in dolan gözlerini gördüğünde şaşırsa da bir şey demedi. Saniyelik gözlerini bebeğe çevirip tekrar Jimin'e baktı. Karasızdı. Jimin'e güveniyordu, sorun bu değildi. İlerleyen zamanlarda ne olacaktı? Jungkook'un aklı fena halde karışıktı. Fakat Jimin'e hak verdiği bir yer vardı. Bebeğin suçu yoktu.

"Tamam." Yutkunup sözlerine devam etti. "Bırakmayacağız onu."

Sevinçle ona doğru atılmış ve bebeğe dikkat ederek tek kolunu arkadaşına sarmıştı Jimin. Hayatında hiç bu kadar mutlu olduğunu hatırlamıyordu.

"Teşekkür ederim Jungkook."

Jungkook'dan ayrıldıktan sonra bebeğin kafasına tüy kadar yumuşak bir öpücük bırakmıştı. Sevinci yüzünden okunurken asansöre bindiler.

"Baban sana kıyamadı."

Jimin'in kıkırdayarak söylediği cümleyle Jungkook tuhaf hissetmişti. Karnında kasılmalar oluşuyordu. Elini uzatıp Jimin'in kafasına vurdu.

"Aptal aptal konuşma."

"Huysuz ve inatçısın."

İkili didişerek eve girdiklerinde bebek ağlamaya başlamıştı. Jungkook göz devirirken Jimin, onun acıkmış olabileceğini düşündü. Dün bebeğin yanında gelen çantada onun eşyaları vardı ve bunların arasında bir sürü süt de bulmuştu. Annesi nota onların anne sütü olduğunu ve neler yapması gerektiğini de yazmıştı. Bebeğin üzerindekileri çıkartıp rahat etmesini sağladıktan sonra onu koltuğa bıraktı ve etrafına yastıkları koydu. Hızlıca mutfağa geçip dolaptan aldığı sütü ısıtmaya başladı.

Jimin bunları yaparken Jungkook oturduğu yerden onu izliyordu. Bebeğin babası Jungkook'du ama arkadaşı ondan daha fazla ilgileniyordu. Gözlerini minik bedene çevirdi. Öylece yatıyor ve etrafı seyrediyordu. Jungkook hala inanamıyor gibiydi, onun bir çocuğu vardı. Salona giren arkadaşına baktı tekrar. Elinde tuttuğu biberon ile gülümseyerek bebeği kolları arasına almış, uygun bir pozisyon bulduktan sonra biberonu bebeğin ağzına tutmuştu.

"Okuldan sonra bebek için alışverişe gidelim."

Bir şey demedi Jungkook. Öylece susuyor ve onları izliyordu. Jimin cevap alamadığında bakışlarını ona çevirdi. Kucağındaki bebeğe baktığını gördüğünde hafifçe tebessüm etti. Umuyordu ki Jungkook yakın zamanda kabullenirdi kızını.

"Acıktım."

"Bebeği uyutayım, bize de bir şeyler hazırlayacağım."

Kafasını salladı ve onu izlemeye devam etti. İşte Jungkook böyleydi. Jimin'e söyler ve Jimin onun için yapardı. O daha kendisine bakamazken bir bebeğe nasıl bakabilirdi ki.

Çok geçmeden uyuklayan bedeni yine aynı yere koymuş ve kendilerine hızlıca bir şeyler hazırlamıştı. Masayı da hazırladığında Jungkook'a seslendi. İkili yemeklerini yiyerek kısa sürede doyurmuşlardı karınlarını.

"Ödevini yapmayı unutma."

Jimin, Jungkook'u uyardığında uzun olan ona göz devirdi. Bu hareketi Jimin'den tekme yemesine neden olmuştu. Jungkook da ona karşılığını verirken devam eden çekişme sonrası ortalığı bir çığlık sesi sarmıştı. Fark etmeden çok ses yapmış ve kızı uyandırmışlardı. Kahkahaları kesilirken Jimin salona koştu. Jungkook ise yavaşça masayı topluyordu. Bebeklerle arasının çok da iyi olduğu söylenemezdi zaten. Özellikle mızmız ve her şeye ağlayan bebekleri sevmezdi.

"Jungkook, biz odamdayız."

Omzuna yatırdığı bebeğin sırtını okşarken mutfağa girmişti. Jungkook'un bir şey söylemesine izin vermeden odaya girdi ve kapıyı örtüp bebeği yatağa bıraktı. Kendisi de yanındaki yerini almış, sessizce onu izliyordu. Bebeğin etrafa attığı boş bakışlar Jimin'i gülümsetiyordu. Jimin henüz farkında değildi ancak çok bağlanmıştı ona.

Geçen yarım saatin ardından kapı aralanmış ve içeri Jungkook girmişti. Jimin onu görse de pozisyonunu bozmadan bebeğin minik eli arasına aldığı parmağına bakmaya devam etti.

"Canım sıkıldı, burada duracağım."

"Sessiz ol."

Jungkook, arkadaşının eşyalarını karıştırırken Jimin arada ona bakıyordu. Ama çoğu zaman gözleri bebekteydi. Ona göre yeni doğmuş olsa bile bu bebek dünya güzeliydi. Yine sıkıldığını hisseden Jungkook yavaşça yatağın diğer tarafına oturdu. Şimdi bebek ortalarında kalmıştı. Yatan bedenleri süzdü bir süre. Gözleri Jimin'in yüzündeki gülümseme de takılı kalmıştı.

"Çok mu sevdin onu?"

"Evet. Çok güzel değil mi?"

"Hayır." Diyerek reddetti onu. Yeni doğmuş bebekler ona hep çirkin gelmişti. Jimin ona hayretle bakarken omuzlarını silkti. Kendi kızı bile olsa çirkindi ona göre.

"Ona böyle davranma. Babasının onu sevmediğini hissetmesin."

Jimin'in kaşlarını çatarak ve kırgın ses tonuyla söyledikleri Jungkook'un yutkunmasına neden olmuştu. Aynı cümle zihninde tekrar tekrar dolaşırken kaşlarını çattı. Şimdiden kötü bir baba olduğunu hissediyordu. Ne yaparsa yapsın bu bebek onundu ve böyle davranması sadece olayı zorlaştıracaktı.

"Hisseder mi?"

"Elbette hisseder. Neden bu kadar huysuz olduğunu sanıyorsun? Babasının ilgisini istiyor."

Belki de olayı abartıyordu ancak Jungkook'un sesindeki yumuşamayı yakalamıştı. Bunun üzerine gitmek istiyordu.

Sakin hareketlerle yatakta kayarak yatar pozisyona geldi. Tereddüt etse bile elini kaldırıp bebeğin karnına koydu ve hafifçe ovmaya başladı. Şu an yapabileceği en iyi şey buydu. Hala alışmaya çalışıyordu.

Jimin ise diğer tarafta çaktırmadan gülüyordu. Jungkook ne kadar sert görünürse görünsün yumuşak tarafı olduğunu biliyordu. Zamanla bebeği kabul edeceğini de biliyordu. Sadece o zamanın uzun sürmesini istemiyordu.

________________

Jungkook'a kızmayın, o sadece çok şaşkın. Henüz çok çok küçük olduğu için de kabullenmekte zorlanıyor. Kıza da kızmayın çünkü onun neler hissettiğini hiçbirimiz bilmiyoruz.

Panomda bir soru sormuştum ama sanırım bildirim gitmiyor. Buradan da soracağım. Threesome sever misiniz? Bu hikaye için yapmayı düşünüyorum. Kimler olduğunu tahmin edersiniz sanırım. Hikayede Sope var ama Taegi isteyenler de oldu. Vhopegi yapabilirim tabi isterseniz.

Oy vermeyi unutmayın~

~Maria

Unexpected Guest // KookMin ✔Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz