7

3 3 0
                                    

Medya Selin

Ne kadar uyumuştum bilmiyorum ama uyandığımda heryer zifri karanlıktı. Doruğun omzunda olan başımı hafifçe kaldırdım ve etrafıma bakındım. Doruk'ta bir tepki yoktu sanırım uyuyordu. Ayağa kalktım ve kapının yerini bulmaya çalıştım. Ama karanlık olduğu için burnumun ucunu bile göremiyordum o yüzden de hareket alanım kısıtlıydı korkakça da olsa bir adım attım o an duyduğum sesle Doruğun uyanık olduğunu anladım.

"Bir şey mi oldu?"

"Evet"

"Ne oldu"

"Uyandım ve saatin kaç olduğunu bilmiyorum biraz da sıkıldım."

"Karanlık biliyorum ama bugünlük idare etmelisin sana söz seni yarın buradan çıkarıcam."

"Söz mü?"

"Söz hadi gel şimdi uyu"

Bunun üzerine tekrar yere uzandım ve kafamı omzuna koydu. Doruk beni rahatlatmak için bir şeyler anlatmaya başladı ama ben hem korku hemde omzunda uyumanın verdiği huzurla mayışmaya başlamıştım. Uyumadan önce fark ettiğim bir şey varsa o da onun yanında bütün korkularımı unuttuğumdu.

&&&&&&&

Bana seslenmesiyle gözlerimi açtım ve karşımda kocaman bir Doruk buldum. Ben kendime gelmeye çalışırken oda bir şeyler diyordu ama tabiki ben anlamıyordum.

"Günaydın"

"Günaydın, iyi uyuyabildin mi?"

"Evet"

"Güzelmiş, hadi gidiyoruz."

"Nereye"

"Sınıfa"

"İyi de nasıl?"

"Yürüyerek"

"Ya ben onu mu diyorum, kapı kilitli değil mi?"

"Evet öyleydi ama artık değil."

"Nasıl?"

"Sabah sen uyurken beden hocası geldi kapıyı dışarıdan açmış ilk ders için futbol ve voleybol topu ve birkaç malzeme daha almaya gelmiş. Kapıyı aralık bıraktı bende seni çağırayım dedim."

"Hmm. Anladım. Hadi gidelim o zaman."  dedim ve hızla ayağa kalktım.

Beraber sınıfa gidicektik ki yine tüm okulun içinde müdürün odasına bağlı olan hoparlörden ses yükselmeye başladı. Ve bu ses tam olarak şöyle diyordu.

"DORUK Aras Eryiğit ve Selin Taş müdürün odasına bekleniyorsunuz."

Doruğa döndüm ve konuşmaya başladım:

"Ne oldu acaba?"

"Şey ben bu sabah Fliz Hocayla müdür beyle konuşması için konuştum."

"Neden ki ve ne zaman?"

"Malzemeler için geldiğinde."

"Tamam da neden?"

"Dün gece iyi uyumadın Selin. Üstelik karanlık fobin de varmış eğer o müdür beyle konuşsaydı biz izinli sayılabiliriz o yüzden konuştum büyük bir ihtimalle de müdür beyde onun için çağırıyor."

"Hmm tamam."

Bu kısa öz açıklamanın ardından hiç beklemeden müdürün odasına gitmiştik Doruk doğru söylemişti ikimizde izinli sayıldık ve eve gitmemiz söylendi.

Müdürün yanından ayrıldıktan sonra sınıfa gittik ve Doruk hocaya makul açıklama yaptı daha sonra da izin kağıdını sınıf defterinin arasına koydu ve ben çantamı alınca okuldan çıktık.

Merdivenlerden inerken Doruk kendi arabasına doğru yol aldı ve bende telefonumu çıkardım ve o esnada Doruk konuştu.

"Ne yapıyorsun?"

"Şoför abilerden birini arayacağım gelip beni alsınlar."

"Saçmalama Selin ben seni bırakırım eve."

"Teşekkür ederim ama gerek yok ben kendim gidebilirim."

"Saçmalama dedim." bu ses tonu emrivaki ve red kabul etmeyen bir ses tonuydu o yüzden bir şey demedim ve arkasından yürümeye devam ettim.

Hiç konuşmadan benim evime kadar gelmiştik. Arkadan inerken olan teşekkürü ettim ve yanından ayrıldım. Ama bir sorun var ki bizimkilere olanları nasıl anlatacaktım.

Eve girdiğimde annem salonda oturmuş dergi okuyordu odama girmek için yol aldım ama annem adımı seslenince gidemedim.

"Efendim anne."

"Gelip oturur musun?"

Yanına gittim ve oturdum.

"Neredeydin anneciğim?"

"Anne biz Doruk ile beraber okulda kaldık."

"Nasıl ve neden? 

"Anne okul bitmeden önce bizim dersimiz boştu bende Dicle ile birlikte aşağı indim ve onu kantine bir şeyler almak için gönderdim ama ondan sonra Doruk koşarak içeri daldı anladığım kadarıyla hocalardan saklanmak için gelmişti. Sonra müdür bey okulun öğleden sonra olmayacağını söyleyince dışarı çıkmak için yol aldık. Ama bir sorun vardı kapı kolu bozuk olduğu için içerden açılmıyordu, dışarıdakilere sesimizi duyurmak için çabaladık ama kimse bizi duymadı. Bu sabahta Doruk hocadan eve gelip dinlenmemiz için izin istedi. "

Annem beni anlayışla karşıladı ama kafası karışık gözüküyordu. O yüzden birkaç soru daha sordu.

" Neden birini aramadınız ki? "

" Aradık ama Ayaz'a ulaşamadık. Benim telefonum ise yukarıda çantamın cebinde kalmıştı. Doruktan Dicleyi de aradım ama o da açmadı."

"Anladım canım sen şimdi git bir duş al sonra babanı ara ve olanları anlat çok merak ettik seni sonra da dinlen."

Annemin yanağına kocaman bir öpücük kondurdum ve dediklerini yapmak üzere odama çıktım.

Aldığım güzel bir duştan sonra babamı aradım ve olanları ona da anlattım babamda dinlenmemi söyleyince ir sorun olmadığını anladım. Tam uyayacakken Dicle aradı ama yorucu bir gün geçirdiğim için ona olanları daha sonra anlatmaya karar verdim oda tamam dedi.

Yapmam gereken son bir şey daha vardı oda bilinmeyen olarak Doruğa mesaj atmaktı.

Selin: "Naber?"

Selin: "Dün gece yazacaktım ama internetim yoktu evde olmadığım için evin internetine de bağlanamadım. "

İşte şimdi her şey tamamdı gönül rahatlığıyla uyuyabilirim. Kafamı yastığa koydum ve uykuya daldım.

Evet bu bölümün de sonuna geldik.
Hepinizden yorum ve oy bekliyorum.

Doruk ve Selin yavaş yavaş kaynaşmaya başladı sanki siz ne dersiniz?

Size efsane bir kitap buldum okumanızı tavsiye ederim kitabın linkini aşağı bırakıyorum. Hoşçakalın.

https://www.wattpad.com/story/245200891?utm_medium=link&utm_source=android&utm_content=story_info

Dorsel \ Textingजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें