II

364 34 65
                                    

Yamaguchi Tadashi, 16 yaşında, 21 Mayıs 2013'te çarpma sonucu şiddetli beyin kanamasından hayatını kaybetti.

Raporda yazan bunlardı. Raporda Yamaguchi'nin, Kei'nin hayatını kurtarmak için öldüğü yazmıyordu.

O anın tek gerçek tanığı ve suçlusu Kei idi. Yamaguchi'nin ölümünden sorumlu biri varsa bu oydu, biliyordu. Artık her gece yüzlerce kez kafasında yankılanıyordu bu gerçek, ve sonunda sabaha karşı yorgunluktan bayılır gibi uyuyakalıyor ve birkaç saat sonra ter içinde kabuslardan uyanıyordu.

Bazı geceler o gün tekrar ediyordu rüyalarında. Kollarının arasındaki cansız bedenine sarılıyor ve tekrar tekrar kaybediyordu onu. Uyandığında yüzünü ve yastığını gözyaşlarıyla ıslanmış buluyordu, o yüzden izin veriyordu akmaya devam etmelerine.

Küçüklüğünde ne zaman üzülse kendini yorgan ve battaniyelere sarıp onu yutmalarını isterdi, küçülüp yok olmak yatağının içinde.

Kei bu kez kendini sardığı battaniyenin bir ucunu tutup kaldıran küçük Yamaguchi'yi görüyordu, yıllar önce onunla kalmaya geldiği bir gece olduğu gibi. Küçük çilli dostu ona gülümsüyor ve elini uzatıyordu, "Gelebilir miyim?" diye soruyordu sıcacık bir sesle. Kei biraz kenara çekilip yer açıyordu gerçekten orada olmadığını bildiği küçük çocuğa. Yamaguchi yanına sokulup elini yanağına koyuyordu, gülümseyerek siliyordu gözyaşlarını.

Sonra gözlerini kapatıyordu Kei, açtığında karşısında on altı yaşındaki Yamaguchi'yi buluyordu bu kez. Onu son gördüğü haliyle, solgun yüzü kan içinde, bilinçsizce yatıyordu yanında. Üzerinde içinde öldüğü kıyafetleri vardı.

Ve gerçeklik bir kez daha karabasan gibi çöküyordu Kei'nin üstüne. Çığlıklar atmak geliyordu içinden ama bulamıyordu sesini. Titrek eli Yamaguchi'nin yanağına değiyor ve yok oluyordu çocuk bir anda. Kei yalnız kalıyordu yine. Korkuyla uyanıyordu. Yamaguchi'nin hayaleti olmayınca soğuk ve kocaman geliyordu yatağı.

Ağlıyordu sonra. O gün ağlayamadığı her bir gözyaşının hıncını çıkarmak ister gibi ağlıyordu.

______________________

21 Mayıs

İnsanın canını sıkacak derecede sıradan günlerden biri gibi başlamıştı. Güneşin gözlerinizi aldığı ama esen rüzgarla bir şekilde serin kalmayı başardığınız bir hava vardı, Kei o akşam en yakın arkadaşı(ve, kabul etmek istemese de, fazlası)nı kaybedeceğini bilmeden her zamanki sıkıcı rutinini yaşamıştı. Sınıftaki kimse o günden sonra Yamaguchi'nin sırasının boş olacağını bilmiyordu. Antrenmanda attığı son servisin hayatında attığı son servis olduğunu takımdaki kimse bilmiyordu. O gün yürüdükleri cadde boyunca yanlarından geçen insanların hiçbiri daha gençliğinin baharını bile tadamamış bu çocuğun biraz sonra öleceğini bilmiyordu. Ve Kei, onunla son kez eve yürüyor olduğunun farkında değildi.

Belki biliyor olsaydı bir kez olsun aptal kulaklıklarını çıkarır ve müzik dinlemek yerine onunla konuşurdu. Biliyor olsaydı birçok şeyi farklı yapabilirdi.

Hayat insanların bu acınası haline gülüyor olmalıydı.

Ilık bir akşamdı, saat yediyi biraz geçmiş. Yamaguchi ile birlikte eve dönüyorlardı, her zamanki rotalarından, her zamanki saçma sessizlikle. Kei o an kulaklığıyla hangi şarkıyı dinlediğini şimdi hatırlayamıyordu, ama bir daha müzik dinleyebilir miydi, emin değildi.

Yamaguchi'yi ondan sonsuza dek koparan olay sonsuzluğa kıyaslaması absürd bir sürede, birkaç saniyede gerçekleşmişti.

Yolun karşısına geçecekleri sırada hızla gelen arabayı fark etmemişti Kei. Kulaklığı yüzünden Yamaguchi'nin ona bağırdığını da duymamıştı. Sırtını iten iki güçlü el hissedince ancak arkasına bakmıştı, yani çok geç olduğunda.

Yamaguchi Tadashi'nin ÖlümüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin