- N İ J U U İ C H İ -

1.2K 158 110
                                    

Ben bu kitabı silsem mi, bence kötü yazıyorum :' jfjcndjxj

:(

Siz ne düşünüyorsunuz, help me

Bol yorum yapın pls :')


- iyi okumalarr-

-------------------------------------

Gelen mesaj kaşlarımı çatmama sebep olsada çok üstünde durmamış ve taksi durağını aramıştım. Hatsume bana kolyeler hakkında yardımcı olabilirdi sanırım. Derin bir nefes almış ve taksiyi beklemeye başlamıştım. Ve bu sırada Deku'yu aramıştım.

'Aradığınız numara şu anda meşgul. Lütfen daha-'

Sonrasında Kirishima'nın numarasına tıklamıştım.

'Çalıyor... Çalıyor...'

"Alo, Yuna-chan?"

"Deku? Neden telefonuna cevap vermiyorsun?"

"Bir dakika, benim telefonum çalmadı ki Yuna-chan. Kirishima bir dosya ile ilgilenmeye başlamıştı da ben cevap vereyim dedim."

"Oh, ama ben seni aradığıma eminim."

"Hey, Kirishima, telefonumu gördün mü? 'Hayır, Midoriya, görmedim. Ne oldu?' Telefonumu bulamıyorum. Yuna-chan, ben seni birazdan ararım."

Arama Sonulandırıldı.

Telefonun ekranına öylece bakarken gelen taksi ile telefonumu çantama koyup taksiye binmiştim. Şoföre, Hatsume'nin bana gönderdiği konumu tarif edip bakışlarımı cama çevirmiştim.

Kaminari iyi miydi? Ya Hawks?

Jirou'nun kılığına giren Toga bizim onu dinlediğimizi fark etmiş olmalıydı ki Jirou'yu suçlu göstermişti. Ve ben, Jirou'nun böyle bir şey yapacağına nasıl inanmıştım, bilmiyorum.

_

"Evet, ve o gün geldiğinde Şeytan formumun bütün gücünü kullanmaktan çekinmeyeceğim! Ne olursa olsun...!"

"Ya o dövüşten sağ çıkamazsan?" Yuna şaşkın bir yüz ifadesi ile düşünceli bir şekilde ona bakan Hawks'a bakmıştı.

"Ne demek istiyorsun Sensei?"

"Demem o ki, eğer böyle bir şey başına gelirse...onlarla aran düzeldikten sonra daha kötü olmaz mı? Hem senin için bu planın içinde yer almak isteyeceklerdir. Bu bir nevi onları tehlikeye atmak olur. Ben hem sana hem de bana bir şey olmaması için elimden geleni yapacağım.

Benim senden başka kaybedecek kimsem yok, ama senin var. Onlara bir şey olursa bu sefer ayakta durabileceğini sanmıyorum ufaklık..."
_

Hawks haklıydı, hem de çok. Ama ben onlarla olacağımda hissedeceğim mutluluk ve heyecana o kadar kaptırmıştım ki kendimi...onları tehlikeye atmıştım.

Parmağımdaki yüzüğe bakmıştım. O evlilik teklifine evet derken neyi düşünüyordum?

Bir süre sadece yüzüğüme bakmıştım. Ve kendimden nefret etmiştim.

Bencildim ve bunu yeni fark etmiştim. Mutluluğu yaşamayı o kadar çok istiyordum ki zamanında beni uyaran kişiyi bile şu an için kaybetmiştim.

Demek ki insan, kendi için önemli olanları ön plana koymaya o kadar çok alışmış ki, etrafındakileri bir kenara itmişti.

...

"Ne düşünüyorsun Hatsume?"

Hatsume bir süre daha yazdığım ve çizdiğim şeyleri incelerken bir elini pembe saçına koymuştu.

"Aslında çok basit bir düzenek bu Yuna, o 'bilim adamı' her kimse hedefi sadece senin kafanı karıştırmakmış."

Hatsume oturduğu yerde arkasına yaslanıp bana dönmüştü.

"Bugün Bakugo'nun kolyesine değdiğinde kolyen neredeyse aktif olmak üzere olacakmış. Sanırım melek formunun saklı olduğu kolye saf sevgi, şeytan formunun doldurduğu kolye ise saf öfke ya da saf nefret ile aktif olacak."

"Ne yani? Melek formumu aktif etmek bu kadar kolay mı?"

Hatsume önündeki kağıda bir kez daha bakıp gülümsemişti. "Evet, sana yardım edebilirim. Ama önce kolyeyi getirmelisin Yuna."

Oturduğum yerden kalkıp Hatsume'ye bakmıştım.

"Çok teşekkür ederim Hatsume. Kolyeyi alıp yarın geleceğim."

"Bekliyor olacağım Yuna-chan."

İida ve Hatsume'nin evinden çıkıp çiçekçiye gitmiştim. Jirou için bir demet beyaz gül alıp onun yanına gidecektim.

"Buyrun. İyi günler."

"Teşekkürler efendim."

Çiçekçiden çıkıp elimdeki beyaz güllere bakmıştım. Sanırım yeryüzünde insanlar dışında kötü olarak düşünmediğim şeylerden biri de güllerdi.

Tebessüm edip yürümeye başladığımda çalan telefon ile gülleri sol elime almış ve tek elle çantamdan telefonumu çıkarmaya çalışmıştım. Arayan kişiye baktığımda 'Hazır Bomba' yazısını görmemle alt dudağımı ısırmıştım. Açmak istemiyordum, hâlâ kötü hissediyorum.

Telefon tekrar çalmaya başladığında tekrar yürümeye başlamış ve bu sefer aramayı cevaplamıştım.

"Alo?"

"Yuna, iyisin değil mi?"

"Evet? Ne oldu bir sorun mu var Katsuki?"

"Hayır. Hayır, yok güzelim. Neredesin sen?"

"Hastahaneye gidiyorum, Jirou için, sana mesaj atmıştım."

"Biliyorum, pekâlâ orada görüşürüz."

"Görüşürüz Katsuki."

Her şey tuhaflaşmaya devam ediyordu, ve o, benden bir şeyler saklıyordu.

Kaşlarım çatık bir şekilde yürümeye devam ederken yan tarafımdan gelen sesle oraya dönmüştüm.

"Beyefendi, yolun ortasında dikilmeyi keser misiniz?!"
Takım elbiseli kadın adama bağırdıktan sonra yoluna devam etmişti.

Bakışlarım kadının bağırdığı adama giderken siyah sweatshirtlü ve elinde Bakugo'nun kolyesini iki parmağı ile tutan Shigaraki ile göz göze gelmiştim.

Ve tekrar ediyorum, Kötüler Birliği her adımımı biliyordu. Peki nasıl?!

"Yeniden karşılaşmak çok güzel Kobayashi Yuna. Ya da dur, sen evlenmiştin değil mi? Bakugo Yuna?"

-------------------------------------

( ^ω^)❤

Be With Me ❧ Bakugo KatsukiNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ