Vampir Sokağı Sanguinarius Serisi [Düzenleniyor]

1. Bölüm Giriş (1.Kitap)

                                 

                                     ~Giriş~

Gökyüzünü süsleyen güneş, daha sabah saatleri olmasına rağmen fazlasıyla yakıcıydı. Boşta kalan elini gözlerine siper ederek güneşe bakan genç kadın, birkaç saniye öyle kaldıktan sonra -gözleri güneşten dolayı kamaştıktan sonra- tekrar önüne dönerek yürümeye devam etti. Hava bitmek üzere olan yazın en güzel günlerini yaşatıyordu bugün. Berrak gökyüzü ve beraberindeki güneş insana huzur verirken, hâlâ göç etmeyen kuşların cıvıltıları ise dinlemeye değerdi. Ama bu kadar güzel bir gün olmasına rağmen güneşin altında yürüyen genç kadın hiç mutlu değildi. Çünkü havayı umursamayacak kadar çok derdi vardı. Ve başında ki dertler son birkaç gündür olumlu düşünmesine engel oluyordu.

Önce yaptığı işi batırarak boğazına kadar borca giren Su, daha sonra o borçları ödemek için varını yoğunu-evi ve arabasını-satmak zorunda kalmıştı. Geriye ise yalnızca bir valize sığdırabileceği kadar özel eşyası kalmıştı. Bir valizle dımdızlak ortada kalan kadının artık başını sokabileceği bir evi ya da arabası yoktu. En kötüsü de ona yardım edecek bir yakını bile yoktu. Çünkü o yapayalnız bir insandı. Bu yalnızlığı kendisi seçmemişti. Bu yalnızlığa iradesi dışı mahkum edilmişti.

Ama neyse ki tüm bu olumsuzluklara rağmen gidebileceği son bir yer vardı. O da yirmi yıldır uğramadığı eski evi idi. Aslında orası yılardır gitmekten kaçtığı bir yerdi. Çünkü o ev yalnızlığının mimarıydı. Ama çok düşünmesine rağmen başka çare bulamayan genç kadın, en sonunda o eve gitmeye karar vermişti.

Ve şimdi o evin olduğu, Gece Sitesi adında bir yerin güzel sokaklarında istemsiz adımlarla yürüyordu. Sokaklar cıvıl cıvıl değil, aksine rahatsız edecek kadar sessizdi. Ama Su'yun bunu da umursadığı yoktu. Ne de olsa aklını meşgul edecek çok derdi vardı.

Şehirden oldukça uzak olan Gece Sitesi'nin yaş aralığı genellikle yaşlı kesimden ibaretti. Gençler fazla imkanın olmadığı bu yerde yaşamayı istemedikleri için, imkanı bulan büyük şehre taşınıyordu. Tabii tek sebep imkansızlık değildi. Bir de geçmişten gelen rivayetler vardı.

Bahsi geçen rivayetler yaklaşık yirmi yıl önce; yani genç kadın henüz çocuk iken yaşanmıştı. Yaklaşık yirmi yıl önce sitede bazı yaratıklar gördüğünü iddia eden birtakım insanlar olmuştu. Ve bu söylemlerin hemen ardından meydana gelen kayıp olayları. Bu kayıpların bazılarının ölü bedenleri bulunurken bazısının izine bile rastlanmamıştı.

Kayıpların ve ölümlerin bahsi geçen yaratıklar yüzünden olduğunu düşünen bir takım insanlar, siteyi bir daha gelmemek üzere terk ederken; onların delirdiğini düşünenler yaşanan esrarengiz kayıpları ve ölümleri tamamen tesadüfen aynı zamanda yaşandığını düşünerek sitede yaşamaya devam etmişlerdi. Ki zaten ansızın başlayan esrarengiz olaylar aynı şekilde ortadan kalkmıştı.
Ama gene de bu rivayetlere inananların çoğu siteden kaçmıştı. Bu yüzden sitenin nüfusu, kalabalık denilmeyecek kadar azdı. O zamanlar daha yedi yaşında olan Su, tüm bu yaşananlardan bir haberdi. Zaten rivayetler ortaya çıktıktan birkaç gün sonra siteden ayrılmak zorunda kalmıştı. Hoş haberdar olsa da değişen bir şey olmayacaktı. Ne de olsa Gece Sitesi'nde ki evinden başka gidecek başka yeri yoktu.

Yürüdüğü her sokakta anılarını hatırlayan genç kadın, sanki çocuk Su'yun koşuşturan ayaklarının seslerini duyuyor gibiydi. Ve geçmiş attığı her adımda ağır bir yük gibi omuzlarına çıkıyordu. Daha çok küçükken bir gecede ailesini kaybettiği için yaşadığı yerden ayrılmak zorunda kalan genç kadın, tüm çocukluğunu ve gençliğini bir yetimhanede geçirmişti. Anca reşit olunca oradan kurtulabilmişti. Tabii ondan sonraki yaşamı da pek iç açıcı olmamıştı. Çünkü hayat ona hiçbir zaman gülmemişti.