s i x

400 38 120
                                    

"Yeji saçmalama istersen. Sadece dirseğin kızardı biraz." dedi Hyunjin kapıyı çekerken. Sabahtan beri Yeji kendisinin yüzüne bile bakmıyordu ve bu Hyunjin'in canını hiç olmadığı kadar sıkmaya başlamıştı.

Yeji yavaş yavaş ilerlediği okul yolunda bir anda arkasını döndü. Artık kızarmış ve dolu gözleri daha net belli oluyordu. Hyunjin bir an için bunun kendisi yüzünden olduğunu hissetti ama suçu Yeonjun'a atmayı seçmişti. Sevgilin o senin, dedi kendi kendine, ben ona bir şey yapmadım.

"Konu sadece kızarmış dirseğim mi?" dedi Yeji Hyunjin'e karşı. "Konu sadece bu mu sana göre? Senin aptalca tavırlarının, aşağılık psikolojinin, hadsiz davranışlarının hiç önemi yok mu?"

Hyunjin cevap vermedi.

Yeji'nin yanından geçip giderek önden ilerlemeye başladı. Yeji de bir gram azalmamış siniriyle arkasından yürüdü.

Okula geldiklerinde basket takımından Kai yanlarında bitiverdi. Yeji'yi es geçerek Hyunjin'e döndü. "Hyunjin neler oluyor?" diye sordu. Şaşkın bir yandan da kızgın görünüyordu.

Hyunjin anlamayarak gözlerini kırpıştırdı ve Kai'nin sorusunu yineledi. "Neler oluyor Kai?"

Kai el kol hareketlerini zaten fazlaca kullanan bir insandı. Şimdi ise şaşkın ya da heyecanlı olduğu için kollarını sallayarak öğrencilerden biriyle konuşan Bay Jeon'u işaret ediyordu. "Ya, sabah Bay Jeon'un yanına indim. Bana takımdan çıktığınla alakalı bir şeyler geveledi. Bir ilgim olup olmadığını sordu. Ben inanamadım. Sen cidden takımdan mı çıktın? Ama neden?"

Hyunjin'in duydukları karşısında kan beynine sıçramıştı. Binbir güçlükle dahil olduğu basketbol takımından çıkması ya da çıkarılması mümkün değildi.

"Ne saçmalıyorsun Kai?" dedi Kai'nin üstüne yürüyerek. "Kim dedi bunu! Takımdan falan çıkmadım ben, nereden çıktı bu!"

Kai kendisinden yaşça büyük olan oğlanın öfkesi karşısında irkilerek bir iki adım geriledi. Ama uzun boyu durumu eşitliyordu.

"Bilmiyorum." dedi omuzlarını düşürürken. Ardından Bay Jeon'un söylediği ismi düşünmeye başladı. "Yeonjun, dedi sanırım."

Hyunjin sinirle nefesini tuttu. Gözlerindeki öfke ateşini çok net görebilmişti Kai. Korkuyla geriye çekildi. Hyunjin yanından ayaklarını yere vura vura geçip giderken arkasından çaresizce bağırdı. "Ama emin değilim Hyunjin! Ani bir sinirle hareket etme lütfen. Bir yolunu buluruz!"

"Bay Jeon'a ne dedin sen!" diye bağırarak içeri girdi Hyunjin. Bu sınıfta bulunan azınlığın kendisine dönmesine sebep olurken Soobin ve Taehyun'la konuşan Yeonjun'un ise gülüşünün solmasına yol açmıştı.

Hyunjin büyük adımlarını yere vura vura Yeonjun'un sırasına yaklaştı ve iki elini sertçe masaya vurdu. "Ne saçmaladın bilmiyorum ama gidip hemen yediğin haltı düzeltiyorsun. Takımdan falan çıkmadım ben! Sen de beni takımdan atamazsın!"

Yeonjun, Hyunjin'i tek parmağıyla göğsünden ittirerek ayağa kalktı. Kollarını önünde birleştirdi. "Dün ben gayet açık konuştuğumu düşünüyorum. İtiraz etmedin, karşı çıkmadın. Ben de sabah ilk iş Bay Jeon'a takımdan ayrıldığını söyledim. Ne var bunda?"

"Ne mi var bunda!" die gürledi Hyunjin. Çantasını çıkarıp rastgele sıralardan birine fırlattı. Aynı sinirle üstündeki ceketi de çıkartırken Yeonjun'un üstüne yürüdü. "O takıma girmek için götümü yırttım ben. Şimdi de senin sikik bahanelerin yüzünden vazgeçmeyeceğim tamam mı!"

आप प्रकाशित भागों के अंत तक पहुँच चुके हैं।

⏰ पिछला अद्यतन: Aug 20, 2021 ⏰

नए भागों की सूचना पाने के लिए इस कहानी को अपनी लाइब्रेरी में जोड़ें!

Big Problem | yeonji + hyunjinजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें