f o u r

425 47 52
                                    

"İçeride neler oldu?" diye sordu Yeji evden çıktıklarında kapıyı sertçe çarparken. Yeonjun ağrıyan çenesini hareket ettirip rahatlatmaya çalışırken omuz silkti. "Seviyesiz seviyesiz konuştu, ben de gerçekleri yüzüne vurdum. O da benim yüzüme vurdu. Olan bu."

Yeji sabır dilercesine iç çekti.

"Neden böyle yapıyor bilmiyorum." dedi kafasını yere eğerken. Mahçup olmuş hissediyordu. "Bugün onunla konuşacağım."

Yeonjun Yeji'nin çenesinden tutup kendisine bakmasını sağladı. Gülümsedi. "Bu onunla benim aramda, kendini kötü hissetme lütfen."

Yeji kafasını sallayıp gülümsemeye çalıştı. Ama her ne kadar kafaya takmamaya çalışsa da Hyunjin gerçekten sınırı aşmaya başlıyordu.

Elini Yeonjun'un yüzüne çıkarıp darbe aldığı için kızarmış elmacık kemiğini yavaşça okşadı. "Çok acıyor mu?"

Yeonjun kafasını iki yana salladı. "Hayır, o bana bir şey yapamaz."

"Çenen yamulmuş Yeonjun."

"Hiç de bile!" diyerek kaşlarını çattı Yeonjun. Hemen ardından konuyu dağıtmak adına "Neyse, gidelim. Geç kalacağız." diyerek Yeji'nin arkasına geçti ve omuzlarından tutarak ilerletmeye başladı.

Günün sonunda Yeonjun Yeji'yi evine bırakıp kendi evine doğru ilerlediğinde Yeji bir süre arkasından bakmış, ardından ise evde annesinin ve babasının olmasını umursamadan ayaklarını yere vura vura Hyunjin'in odasına yönelmişti. Kapıyı sertçe ittirip duvara çarpmasını sağladı. Hyunjin bu ani sesle kafasını ders kitaplarından irkilerek kaldırıp elleri belinde dikilen kardeşine döndü.

"Ne var be!" diyerek kaşlarını çattı. "Artık kapı da mı çalmıyorsun?"

Hiç lafı dolandırmadan "Amacın ne senin?!" diye bağırdı. "Bir kez olsun ben mutlu olduğum için diğer her şeyi göz ardı edemez misin?"

"Öncelikle sakin ol." diyerek ayağa kalktı Hyunjin. "Ayrıca ders çalışan birinin odasına böyle girilmez."

Yeji sinirle güldü. "Sanki çok çalışkansın da."

"Zekiyim en azından. O herif gibi ekstra çalışma gereksinimi hissetmiyorum." diyerek kollarını göğsünde kavuşturdu.

Yeji gözlerini kısarak "Birkaç hafta sonra göreceğiz." dedi. Ardından ise ciddileşti. "Konuyu dağıtmaya çalışma! Derdin ne, açık açık söyle."

Hyunjin omuz silkti. "Hiç. Onunla uğraşmak hoşuma gidiyor."

Yeji derince iç çekti. "Neden ama! Neden?" dedi. Ağlayacak gibi hissediyordu kendini. Hyunjin'in diline düşmeyeceğini bilse bağıra çağıra ağlayabilirdi de.

"Beni de üzdüğünün farkında değil misin? Biz düşman mıyız?" diye sordu.

"İyi geçinen kardeşler olmadığımız kesin." dedi Hyunjin gözlerini kaçırarak.

Ailesinin ilk çocuğu olduğu için çok güzel karşılanmıştı ve çok da iyi bir yaşantısı vardı. Bir sene kadar en azından. Bir sene sonra Yeji dünyaya geldiğinde henüz iki yaşındaydı ve pek çok şeyin farkında değildi. Ama zaman ilerledikçe işlerin değişmeye başladığını hissetmişti hep.

"Bu, bu kadar aptalca davranman için bir neden değil!" diye ellerini iki yana açarak bağırdı Yeji.

Hyunjin tüm ciddiyetini takınarak Yeji'ye döndü. "Bağırma."

Big Problem | yeonji + hyunjinWhere stories live. Discover now