Özel Bölüm *Taemin Açısından*

Start from the beginning
                                    

Sıkılmış olmalıydı, yıldızları saymaya başladı. Şimdi bunu yapacağım. İşte başlıyorum.

Yavaşça yaklaştım. Bana baktı. Kalktı.yaklaştı. Geçen her saniye daha da hızlanıyordu kalbim. Bir şey söylemek için ağzını açmıştı ki durdu. Bekledi…konuşmamı.

20 saniye gitti.

Az önce oturduğu banka gittim ve oturdum. Yanıma geldi ve oturdu.

10 saniye gitti.

30 saniyem var. Konuştum. Ama fısıltı gibi çıkmıştı. Duyduğundan emin değildim.

"Ayrılalım."

‘Yanımda kalmanı istiyorum.’

“Ne?” dedi. Sanki bağırıyordu.

‘’Senden nefret ediyorum.”

Aslında seni her şeyden çok seviyorum

Seni yanımda istemiyorum. 

Yanımda kal. Her an.

Sesin bile nefretimi arttırıyor. 

Sesin beni rahatlatıyor.

Bu yüzden git. 

Bu yüzden gitme.

Bir daha karşılaşmayalım. 

Gidersen, bir yerde karşılaşalım.

Başkasını seviyorum hem ben.

Sevdiğim tek kişi sensin


Kısaca…git.’’

 Kısaca…gitme!’

60 saniye.

Bitti. Şimdi olmaz. Biraz daha dayanmalıyım.

“Neden?” neden dedi. Ağlamaya başlamıştı. ‘Ağlama!’

“Söyledim ya s-senden… nefret ediyorum.”  dedim. Kekeledim, duraksadım. Dayanmalıydım. Ne kadar acıtsa da başladığım işi bitirmeliydim.

“Yapma! Lütfen.”  Üzgünüm.

Kafamı kaldırıp ona bakmamıştım, bakamamıştım. Ağlıyordu. Gözyaşlarını silip ağlama demek istiyordum. Yapamazdım.

Babam bana her zaman şunu derdi ‘Ne kadar acıtırsa acıtsın başladığın işi bitir.’


Şimdi bırakamam.

Ayağa kalktım ve konuştum.

“Hoşça kal.” Gitmek istemesem de bunu yaptım. Üzgünüm.

Oradan koşar adımlarla çıktım. Gözyaşlarım önümü görmemi engelliyordu. Çıkışa geldiğimde durdum, durmak zorunda kaldı. Başım çok ağrıyordu. Ellerimle başımı tuttum ve duvardan destek aldım. Gözlerimin önüne perdeler iniyordu. Yavaşça yürümeye başladım. Arkamda bıraktığım kişiyi hafızam da asla silemeyeceğim yere kazıyarak.

*Flash Back End*

Gözlerimden yaşlar düşmeye başlamıştı. Hemşire yaklaştı  ve

“İyi misin?”  dedi. Cebinden bir peçete çıkartıp uzattı. Peçeteyi aldım. Kafamı başka tarafa çevirdim ve sildim. Gülümseyerek önüme döndüm. Derin bir iç çekti hemşire. Kafamı kaldırıp ona baktım. Gülümsemeye çalıştım. Ama başımdaki ağrı artıyordu.

“İçeri girelim mi artık?”  dedim.

“Neden olmasın?” dedi ve gülümsedi. İçeri girdiğimizde uyumaktan başka bir şey istemiyordum. Biraz daha ilerledikten sonra annemi gördüm. Doktorla konuşuyordu. Gözyaşlarıyla birlikte. Biraz daha yaklaştıktan sonra durdum. Konuşmalarını dinledim.

“Hiç mi umut yok? Tekrar bakın. Tekrar düşünün. Bir umut olmalı.” diyordu annem. Doktor sadece başını sallıyor ve hiç umut olmadığını söylüyordu.

“Bu son günleriniz olabilir.” dedi. Son günlerimde Yun Min’in yanında olmak istiyordum.

Annem arkasını döndü ve beni gördü. Gülümsedi. Gülüşü gözlerine yansımadı. Yavaşça odaya girdim ve yatağa yol aldım. Şimdi istediğim tek şey gözleri kapatmak ve bir daha açmamaktı. Biliyorum. Aptalca. Ama ben istemesem de gözlerimi bir daha açamayacağım.

Yatağa yavaşça yattım. Bir süre tavanı izledim.  Kafamı çevirdim ve dışarı bakmaya başladım. Güneş batıyordu. Bilerek bu odayı istemiştim. Güneşin batışını ve doğuşunu izleyebilmek için. Yalnızca dışarıyı izledim. Düşünmedim. Hiçbir şeyi. Yine odada sadece kalp grafisinin sesi vardı.

Birden kapı açıldı. Kapıdan giren kişiye baktım. O buradaydı. Hayal değildi gerçekten buradaydı. Gülümsedim. Başaramadığımı biliyordum. Ama gene de gülümsedim. Acı çekiyordum. Başım gerçekten ağrıyordu.

“Sonunda.” Diye fısıldadım. Anlamamış gözlerle bana baktı Yun Min. Kai geldi ve konuşmaya başladı.

“Sana her şeyi anlatacağım. Başlıyorum.
Taemin’in bir hastalığı var. Beyin tümörü. Çok az zamanı vardı. Biliyorsun. Beyin tümörünün ne olduğunu anlatmama gerek yok.”  Dedi ve bana baktı. Devam ettim.

“Bunu yapmak zorundaydım. Seni üzmek istemiyordum. Artık biliyorsun. Ama ölebilirim.”  Zar zor söyleyebiliyordum. Çok yorgundum. Yun Min bana yaklaştı ve sarıldı.

“Seni seviyorum.” Dedi.

“Seni seviyorum. Seni seveceğim.” dedim. Kollarımı beline doladım.

Ve çığlıklar duydum...

 Ölüm, şimdi gelmişti. En olmadık zaman da. İşte tam da şimdi. En mutlu olduğum zaman da.
Sonsuz karanlık. Tek bir ışık bile yoktu. Beni aydınlatacak tek bir ışık.

Shooting Star ♔ SHINee ✓Where stories live. Discover now