Sare, sonunun Nisan gibi olacağından endişelenerek bana baktı ve eliyle dudaklarının üstüne hayali bir fermuar çekmeden önce konuştu. "Ben senin en çok anne halini seviyorum Ahu, ayrıca Asu idol bir kişilik. Bakma böyle dediğime ondan öğreneceklerimiz var. Ne zaman doğmuştu o?"

"Ay başladık yine şu saçmalığa," diyen Nisan bıkkınlıkla konuştuğunda burç muhabbetlerini sevdiğim için "28 Ekim," diye yanıtlamakta gecikmemiştim.

"Al işte!" diyen grubumuzun astrolojiden sorumlu kişisi Sare "Bunu da açıkla o zaman?" dediğinde Nisan avel avel bakmış ve "Neyi açıklayayım?" demişti.

"Kız on yaşında ve seneye yedinci sevgilisiyle başladı, tam bir akrep kadını. Burçların doğruluğu ayan beyan ortadayken hala saçmalık diyorsun."

İkisi arasındaki tartışma o kadar 'biz' hissettiriyordu ki çayımı yudumlarken huzurdan dört köşe olmuştum. İşte şimdi gerçekten de eve dönmüştük.

Nisan "Asu manitacılık konusunda örnek alınması gereken bir kişi ama hala burçları saçma buluyorum," dediğinde kardeşim hakkında söylenilene katılıyordum. Mesela benim ilk ve son sevgilim lisede beni terk etmişti.

"Tamam sevgilim, iniyorum aşağıya!"

Yan balkondan gelen sesi duyar duymaz üçümüz de refleksle kafamızı o tarafa çevirdik, Sare "İdol kişilerin ikinci sırasında da bu kız var işte. Günün ikinci akrep kadını," derken de hala asalak gibi sırıtıyordu. Kendince Nisan'a bak ben haklıyım demeye çalışıyordu ama arkadaşımın umurunda bile değildi.

Bana kalırsa Nisan da tipik bir oğlak kadınıydı, Sare'ye kesinlikle katılıyordum.

"Aynı çocuk mu geldi yine, bir baksana" dediğimde, balkon demirlerine yakın olan Sare kaş göz yapmış, bense keyifle çayımdan bir yudum daha almıştım. Evde Köle Isaura'dan hallice geçirdiğim o üç aydan sonra Eskişehir'deki balkonumda dedikodu yapmak ilaç gibi gelmişti.

Bu arada bahsi geçen yan komşumuz Binnur, okul öncesi öğretmenliği okuyordu ve dersleri bizimkilere göre daha insancıldı. Zeki de biri olduğundan sınavlara bir gün önceden çalışır, geri kalan zamanlarını da sevgilileriyle takılırken harcardı.

Sevgilileriyle diyordum çünkü bir tane düzenli ilişkisi birkaç tane de kendinden yaşça büyük para aracı vardı. Söylediğine göre parası biteni de iki gün sonra postalıyordu.

Bu cümleleri peş peşe sıralayınca Binnur uzak durulması gerekilen biriymiş gibi gözükse de özünde efsane iyi bir kişiliğe sahipti. Kimseye bir zararı dokunmazdı ve ona göre tüm erkekler kötüydü, fakir bir kötüdense zengin kötü her zaman tercih edilmeliydi.

Eh, kimsenin yaşayışı ve özel hayatı bizi ilgilendirmediği için de aramız gayet iyiydi. En çok kıskandığım özelliği ise mutlu olmasıydı, üçümüzün aksine. "Biraz çabuk ol!"

Aşağıdan duyduğum erkek sesiyle güldüm, bu harbiden de aynı çocuktu. Geçen sene, dönem bitmeden on gün önce tanıştığı Yaşar'la sevgililiği görünüşe göre hala devam ediyordu. Yeni düzenli ilişkisi için pek de zengin bir tercih değildi, şaşırmadan edemiyordum.

'Neyse,' dedim, hem gönlünü hoş tutacak hem de onu parasız bırakmayacak birden fazla flörtü vardı. Herkes doğru ya da yanlış kendi hayat felsefesini yaşıyordu, bense elimdeki çay bardağını dudaklarıma götürürken tenime sinen çamaşır suyu kokusunu soluyor, bir taraftan da bu hafta derslerde Cengiz'i görür müyüm diye düşünüyordum.

Ahu ile CengizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin