Bölüm 23: Hani Dersin Ya Tamam

En başından başla
                                    

"Hayatının en mutlu anını yaşamış olduğunu düşünüyor musun?"

Dilimden istemsizce dökülen kelimelerin kontrolü bende değildi. Meraklı tarafım bu sorunun cevabını duymak istiyordu.

Oğuz'un sert ifadesinin bir anlığına yumuşadığını gördüğümde ben de onunla birlikte tebessüm etmiştim. Yanağımda duran elini çekeceğini anladığımda avucuna hızlıca küçük bir öpücük kondurmuştum. Hareketimin ardından yolda tutmaya devam ettiği yüzüne yerleşen tebessümü de görmüştüm.

"Hayatımın en mutlu anının ne zaman olacağını biliyorum."

Yüzümdeki tebessüm silinmeye başladığında, aklımda çakmaya başlamış olan şimşeklerin yüzümde de yer edinmeye başladığını hissediyordum.

"Daha açık konuşabilir misin? Ne zamandan söz ediyorsun? Hayır yani gelecekten sipariş mi veriyorsun? O nasıl söz öyle?"

Sakin ol Nehir.

Yavaş konuş Nehir.

Sorunlarla baş etmek üzerine aldığın dersleri hatırla-

Derslere de, sakinliğe de! Ağız tadıyla öfkeleneceğim, bir rahat bırakın yahu!

"O an geldiğinde seninle de paylaşacağım."

Gizemini de!

"Sen insanı öldürürsün Oğuz!"

Arabayı park ettiğini anladığım sırada yüzünü de bana doğru çevirmişti.

"Ben seni yaşatırım Nehir. Öyle güzel yaşatırım ki, yaşadığımız her anın tadı damağında kalır. Aşk için yaşamalı, yaşanmalı Nehir."

Bu adama karşı içimde büyütmeye çalıştığım öfke de saman alevi gibiydi.

"Serseri!"

Yalancı bir öfke ile devam ettirmeye çalıştığım sert bakışlarım yatıştığında, yüzümdeki gülümseme ile arabadan inmiştim. Ve merhaba gerçek dünya...

Nehir Hanım evleneceğiniz üzerine çıkan dedikoduların doğru olduğunu söyleyebilir miyiz?

Çok yakışıyorsunuz, yakınlarınızdan ailelerin de onayı olduğunu öğrendik.

Oğuz Bey ilk defa aynı kadınla görülmeye devam ediyorsunuz, çapkınlık döneminin bittiğinin kanıtı olabilir mi?

Çapkınlık kelimesinden sonrasına kulaklarımı tıkadığım sırada mekana girmiştik.

"Nehir Hanım, Oğuz Bey hoş geldiniz. Beni takip edin."

Gonca'ya doğru yönlendirdiğini tahmin ettiğim görevliyi takip ederken Oğuz'un çapkınlığı üzerine düşünmeye de devam ediyordum. Benden öncesiyle ilgilenmediğim doğruydu ama benden öncesinin bu kadar kalabalık olması ile derdim olduğu gerçeğini reddedemiyordum.

"Hayır yani merakımdan soruyorum, onca kadın... Gerek var mıydı sahiden?"

Cevap vermesini beklemeden oturduğu masadan bize el salladığını gördüğüm kuzenime doğru ilerlemeye devam ettiğimde, yanında oturan adamın Savaş olduğunu anlamıştım.

"Soru sorduysan cevabını da beklemelisin."

Adımlarımı yavaşlatmak yerine direkt durduğumda gözlerimin Oğuz'un gözleriyle buluşması da uzun sürmemişti.

"Onca kadın yok Nehir. Birkaç magazincinin, alabileceği cevapların haber değeri taşıması için kurduğu cümleler yüzünden o güzel aklını bulandırma güzelim. Hakkımda merak ettiğin bir şey olduğunda, yalnızca bana soru sormayı dene."

Sarı DevaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin