10. Bölüm: ''Ayna''

11.4K 396 68
                                    

Merhabalar yeni bölüm baya uzun, umarım beğenirsiniz. Hikayenin gidişatı hakkındaki yorumlarınızı mutlaka bekliyorum. Keyifli okumalar 🎇🎇

Bölüm Şarkısı: Ruelle- Daydream




Karasar-1996

Camın ardından akan hayatları öylece izlemek ve müdahale etmemek, birinin son nefesini izlemek gibidir. Çırpınan, çırpındıkça batanların ruhlarını umutsuzluğa satmalarına seyirci kalmak, katil olmak gibidir. Uzatılacak ince bir dal, kötü ruhları, düşünceleri savurmaya yetecektir oysa.

Sevilay dizlerini kendine çekip, aklında dolaşan fikirlerden birini seçmeye karar vermişti o gün. Geleceğini, hayatını tamamen değiştirecek bir karar vermek istiyor ama kendini gücünü henüz keşfetmediği için neler yapacağını bilmiyordu. Dudaklarını kemirirken, gözünü beyaz duvardan hiç ayırmadı. Sanki hayatı o beyaz duvara yansıtılmıştı ve Sevilay da yaşadıklarını, yaşayacaklarını izliyordu. Göğsü kararla, sakince kalkıp indi ve yapacaklarının taslağını kafasında oturttu. Kaderin çizeceği çizginin üzerini karalayıp, kendi yolunu oluşturdu. Burada başına geleceklerden kendi sorumlu olacaktı ama keşkesi bile kendi yüzünden olacaktı. Başkalarının müdahale etmesine izin vermeyecekti.

Yatağından kalktı ve aynanın karşısına geçti. Göz altları çökmüş, saçları dağılmış, rengi çekilmişti. Yaşadıklarını, Ömersizliği tek başına atlatmak zorunda kalıyordu. Ömer de gittiğinden beri bir haber yollamamıştı. Sevilay acıyla yüzünü buruşturup, derin bir nefes aldı ve odasından çıktı. Küçük koridoru geçtikten sonra duraksadı ve hırkasının kollarını çekiştirdi. Nefesini verdikten sonra içeri girdi ve karşı kanepede oturan babasının önünde durdu. Başını önüne eğmiş, ellerini önünde birleştirmişti.

''Baba,'' dediğinde sesi çatallaştı.

Kızıl Cevdet önünde bir şey söylemek için kıvranan kızına baktığında, bir şey söylemeye çalıştığını anladı. İşe alındığı için keyfi yerindeydi. Her ne kadar maaşı piyasanın altında olsa da eski günlerine dönebilecekti.

''Hı,'' dedi umursamazca.

Sevilay dudağını nemlendirdi ve başını kaldırıp, babasına kaçamak bakışlar attı.

''Musa'nın ailesi gelsin tanışalım,'' dedi bir çırpıda.

Kurduğu cümleden sonra burnu sızlamış, gözlerine yaşlar hücum etmişti. Çaresizlik tekrar damarlarında kol gezerken, 'bu son' dedi içinden Sevilay.

Cevdet başını kaldırıp, kızını inceledikten sonra başını geriye yatırdı.

''Bir şeytanlık yapacak olursan...'' dediğinde Sevilay başını olumsuz anlamda salladı.

''Yok, bir şey yapmayacağım,'' dedi çatallaşan sesiyle.

Cevdet, bir süre daha şaşkın ve tereddütle inceledi Sevilay'ı ve başını ağır ağır salladı. Necmiye duyduklarını idrak etmek için uzun uzun genç kıza baktı fakat şaşkınlığı geçmedi. Daha iki gün önce Ömer diye ağlayan, acı çeken kız ne olmuştu da kabul ediyordu. Büyüyen gözleri, Sevilay'ın gözleriyle buluştuğunda sorgular bakışlar attı. Sevilay yutkunup, arkasını döndü ve odasına doğru yürürken, babası arkasından ''Aferin adam olun böyle, birazdan konuşur haber veririm,'' dedi.

Sevilay belli belirsiz başını salladıktan sonra adım atmaya devam etti. Necmiye keyifle arkasına yaslanan kocasına baktığında, Cevdet sırıttı.

''Yaşı geldi tabii anladı kocasız olmayacağını,'' dedi ve sarı dişlerini göstererek kahkaha attı.

Necmiye tiksinir bakışlarla kocasına baktıktan sonra hızla arkasını dönüp, Sevilay'ın peşinden gitti. Odasının kapısını yavaşça açtı. Yatağında bacaklarını kendine çekmiş, ileri geri sallanır halde buldu Sevilay'ı. Endişeyle genç kıza baktı ve alçak sesi ''Sevilay, yavrum iyi misin?'' dedi.

HİLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin