2

220 33 87
                                    

Tekrardan merhaba. Nasılsınız, bayram nasıl geçiyor. Benim ki iğrenç sokakta birkaç çocuk var ve sürekli torpil patlatıyor. Çok rahatsız edici. Yorumlarınızı ve oylarınızı beklirem. Size çok sevgi gönderiyorum. 💚💙

Bölüm 2

Bölüm şarkısı : Steppenwolf - Magic Carpet Ride

"05.23" yedi dakika. Yedi dakikası vardı evden çıkmak için Harry'nin. Eğer Zayn'i okula gitmeden görmek istiyorsa. 05. 30 da yola çıkabilirlerdi, bir buçuk saatin sonunda arkadaşına kavuşabilirdi.

"Harry hazır mısın?" annesi ona seslenince son kez valizini kontrol edip salona geçti. "Çocuğum iyi misin? Üç ay gidiyorsun alt tarafı o koca valiz ne?"  Mary anahtarlarını toplarken bir yandan da oğluyla konuşuyordu. "Yapma anne. Az bile aldım, daha büyük valiz bulamadım ki"Mary oğlunun bu haline gülümseyip dışarı çıktı 

Oğlunu, hiç tanımadığı birinin evine üç ay gibi bir süreliğine göndermek kesinlikle hiç mantıklı değildi ama bazen Harry o kadar ikna edici konuşuyordu ki ne ara kabul ettiğini anlamıyordu Mary.

"Harry, emin misin gitmek istediğine?"  Mary bunun için gerçekten endişeliydi. Sadece telefonla konuştuğu biriydi Zayn. Tabi Harry asla kararından dönmez orası ayrı. "Anne, eğer bir kez daha söylenirsen aldığım ilk otobüs biletiyle giderim." Kadın pes ederek ön koltuğa oturdu.

Harry, halinden çok memnundu. Sabahın serin saatlerinde, yarı doğmuş güneşle, müzikle seyehat etmek ona cennet gibi geliyordu

Yaşadığı küçük kasabadan uzaklaştıkça içinde oluşan neşe büyüyordu.Küçük bir sahil kasabasında doğup büyümüştü ama hayali hep büyük şehirlerde olmaktı. Büyük binalar, büyük ağaçlar, büyük arkadaşlıklar, büyük aşklar...

İnternet ona göre gerçekten bir velinimetti. Böylece kendine mükemmel şehirli  arkadaşı bulmuştu. Dönemin geri kalanını onun yanında geçirecekti."Anne, saat kaç. Ne zaman varacağız." sabırsızlığını içinde tutamıyordu kıvırcık saçlı çocuk.

Annesi daha konuşmadan ileride görünen binalar sayesinde cavabını almıştı Harry. Her şeyin bu kadar yakın olması onu deli ediyordu.

Arabadan inip annesiyle kısaca vedalaştı. Biliyordu, eğer bu süre uzarsa annesi onu bırakmayacaktı. Elindeki koca valize rağmen Zayn'i ona attığı konumdaki binanın üçüncü katına, merdivenlerden ikişer ikişer çıkarak ulaşmaya çalışıyordu..

Kapı açılana kadar içindeki heyecan dinmemişti. Arkadaşını gördüğü ilk an bile sanki kırk yıldır beraberlermiş gibi hissettiriyordu. "Harry! Sonunda geldin." Zayn komşularını rahatsız edecek bir ses tonuyla koşuyordu. Harry'nin cevabı ise kocaman bir kucaklamaydı.

İki genç gülerek içeri geçtiler . "Geldiğin için ne kadar mutluyum bilemezsin." mutfak masasının etrafında Zayn'in kardeşleri vardı. Hepsini Zayn'in anlattığı kadar tanıyordu. "Ben de çok mutluyum. Ah anlatacak ne kadar şeyim var bir bilsen. Sanırım senin okula gitmen lazım değil mi? Nasıl bekliycem şimdi ben onca saat." neşesi sönmeye başlamıştı. Okul ne illet yerdi değil mi?

Zayn, arkadaşının moralinin düştüğünü farketmişti. "Senin için biraz daha kalabilirim." Harry'nin gülümsemesi tekrar gün yüzüne çıkınca yarım kalan kahvaltıya devam ettiler.

"Ne demek gelmiycem. Oğlum sen nasıl becerdin bunu?" Zayn biraz sinir biraz hüzünle telefonda konuşuyordu. Harry, tabiki kimsenin telefon konuşmalarını dinlemezdi ama çok yüksek sesle konuşuyordu.

"Yarın da gelemezsin sen şimdi? Ee n'apacağız biz? Saçmalama Ni, bak eksik gideriz daha iyi... Evet iddiaya girdiğimizi farkındayım... Hayır... Of lanet olsun tamam. Bunu sana ödeticem yalnız."  Zayn oflayarak
Telefonu koltuğa bıraktı.

"sorun ne?" diyerek elini arkadaşının omzuna koydu Harry. Zayn sanki bunu bekliyormuş gibi tek nefeste anlatmaya başladı. "Sana anlatmıştım, benim bir arkadaşım var Niall. Ayağını sakatlamış. Bizim de yarın deplasmanımız var. Niall gelemediği için hiç konuşmak istemediğim birini maça çağırmak zorundayım."

"Kötüymüş." Zayn kafasını sallayıp ayağa kalktı. "yapacak bir şeyim yok. Gitmem lazım şimdi. Ayrıca istersen ben gelene kadar seni Niall'ın yanına bırakabilirim. Sıkılmazsın da, okuldan sonra yanınıza gelirim ben de." Bu fikir Harry'nin hoşuna gitmişti. Yalan söylememek lazım, üç küçük çocukla kalmak o kadar da eğlenceli gözükmüyordu.

Evden çıktıktan sonra birkaç sokak yürüyüp Niall'ın evine vardılar.
Bugün ikinci kez yeni birilerinin evinin kapısını çalıyordu Harry. Karşısında kendi boyuna yakın gözlüklü sarışın bir kadın vardı." Harry olmalısın sen. Niall az önce bahsetti." Harry, kadına şirin olduğunu varsaydığı bir gülümseme gönderdi. Daha sonra kadının yönlendirmesiyle Niall'ın odasına girdi.

"Hey, merhaba. Çok geçmiş olsun." hüzünle Niall 'ın ayağına bakarken konuştu Harry. "Hoşgeldin, dert etme ufak bir şey." kafasını sallayıp karşısındaki sandalyeye oturdu. "Zayn, geleceğini söyleyince çok sevindim. Bütün gün sıkıntıdan ölürdüm yoksa." Harry dışlamak yerine benimsenmiş olmaktan memnundu.

"Zayn, seni bulduğu  yerde öldürecek yalnız." Harry olası bir muhabbet açmak için çabalıyordu. Niall sesli sesli iç çekti. "Ah farkındayım. Hele de Louis'e iyi davranmak zorunda kalacağı için kesinlikle öldürecek." Louis Tomlinson. Harry bu ismi daha önce hiç duymamıştı. Zayn, ona arkadaşlarından çevresinden çok sık bahsederdi.

"Kim ki O Louis?" Niall açık verdiğini farkedince yarı oturur olduğu yatağına iyice sindi. "Zayn anlatmadıysa bir şey diyemem ki ama." şirin gözükmeye çalışıyordu. Belki Harry şirinliğine etkilenir ve hiç bir şey sormazdı.

"İnanmadım Niall. Ya o çocuk Zayn'e bir şey yaparsa. Sadece fiziksel anlamda da değil?" Harry arkadaşı için endişeleniyordu. Hem daha yeni kavuşmuştu ona. Delinin birinin bunu bozmasına izin vermezdi.

"Hayır, Harry. Yani güçlü bir çocuğa benziyor. Böyle hafif kasları var, esnek falan da... Yani yapmaz öyle bir şey aralarında ki şey daha farklı..." Niall kesinlikle lafı ağzında geveliyordu. Belli ki bu konuşmadan  rahatsız olmuştu. Zayn'le şu Louis Tomlinson konusunu konuşmayı kafasınım bir köşesine not etti.

Çok flop bir saatte atıyorum. Ama benim başıma gelen bahtsız bedevinin başına gelmez agalar. İyi geceler, çok ayakta kalmayın gidin uykunuzu alın. Yazım yanlışım varsa kusura bakmayın. Larry co olsun rüyanızda ya da ziamın çocuğu olun.💙💚

Serendipity | larry stylinson Where stories live. Discover now