I

618 39 70
                                    

Kei söylemek, bağırmak ve haykırmak istediği yüzlerce şeyi bastırmak için yutkundu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Kei söylemek, bağırmak ve haykırmak istediği yüzlerce şeyi bastırmak için yutkundu. Nefes almak zor gelmeye başlayınca kravatını gevşetti sağ eliyle.

Çünkü gerçek hayatta söylemek, bağırmak ve haykırmak istediğiniz şeyler olsa bile susmanız gerekir. Özellikle de olay çıkarmak istemeyeceğiniz bir yerdeyseniz, mesela en yakın arkadaşızın cenazesinde.

Yamaguchi'nin annesi birkaç metre ötede kendini parçalayarak ağlıyordu, babası ise uykusuz gözler ve solgun bir yüzle etrafındaki insanlarla konuşuyordu. Orta yaşlı kadınların bir türlü sessiz tutamadıkları konuşmaları arasından 'Çok gençti.' ve 'Ne kadar yazık.' gibi cümleler uğultulu odada Kei'nin kulaklarına ulaşıyor, sarışın genç her seferinde dişlerini sıkıp yere bakıyordu.

Okuldan olduğunu tahmin ettiği, yüzleri tanıdık bir grup genç yanından geçerken, İpini koparan gelmiş, diye mırıldandı ağzının içinde. Mahallelerinden komşuları, anne ve babasının iş arkadaşları, okuldaki öğretmenlerin büyük bir çoğunluğu ve Yamaguchi'nin hayatında en ufak bir etkisi olmamış daha bir dolu insan; ölmese adını bile hatırlamayacak bir dolu insan. Şimdi bu odada mutsuz numarası yapıp birazdan hayatlarına kaldıkları yerden devam edecek olan sahte, sahte insanlar.

"...Kei." diyerek omzunu kavradı biri, abisi. "Dışarı çıkalım istersen?" dedi endişeli bir sesle.

"İyiyim ben."

Akiteru üstelemedi ve annelerinin oturduğu masaya gitti. Üstelemedi çünkü yalan olduğunu bilse de aksini sağlamak elinde değildi. Çünkü en yakın arkadaşını kaybetmiş biri, bu kişi Tsukishima Kei gibi şerefsizin teki olsa bile, iyi olamazdı.

Aptal kravatını biraz daha gevşetip gömleğinin üstten bir düğmesini açtı. Ağlama seslerinin geldiği yönde, salonun baş köşesinde çiçeklerle kaplı bir masada duran fotoğrafı buldu gözleri. Geçen yıl çekilmiş olmalıydı, ortaokul mezuniyetinde. Kameraya kocaman gülümseyen Yamaguchi'nin saçları onu son gördüğü zamankinden daha kısaydı, bir yılda pek fazla değişmiş olamayacak olsa da yanakları daha tombul ve yüzü daha yuvarlak görünüyordu. O gün törenden sonra birlikte parkta oturup dondurma yemişlerdi. Yamaguchi çocukken yaptıkları gibi pijama partisi yapmak istemişti, Kei reddetmişti. Reddetmişti çünkü onunla pijama partisi yapmak için son şansının bu olduğunu bilemezdi. O günün Yamaguchi'nin göreceği son mezuniyet günü olduğunu da bilemezlerdi. Fark etmeden birçok şeyi son kez yapmışlardı.

Kei ağlamadı. Hayattaki tek arkadaşının bir daha geri dönmemek üzere bu dünyadan gittiğini anlaması uzun sürmüştü, akıl erdiremeyeceği kadar hızlı gelişmişti her şey. İki gün önce her zamanki gibi birlikte okula yürüyorlardı, şimdi ise Kei rahatsız bir takım elbise içinde Yamaguchi'nin cenazesindeydi. Ne kayda geçer bir son sözü olmuştu ne bir veda mektubu. Bir an varken bir anda yok olmuştu. Kei sabah kalktığında alışkanlıkla ondan bir mesaj görmek için telefonunu açmıştı, çünkü dün sabah vardı o mesaj, ama bir daha olmayacaktı.

Yamaguchi Tadashi'nin ÖlümüWhere stories live. Discover now