Kim Jisoo
Otobüste beklediğimden iyi vakit geçirmiştik. Yoongi yolun yarısını yapılan onca sese rağmen uyuyarak geçirmiş yemek yerken uyandırmamızla o da bize katılmıştı. Jimin ve Jennie çoğunlukla ses kaynağımız olmuş ve gülmemizi sağlamışlardı çünkü asla anlaşamıyorlardı. Bir ara Seokjin ve arkadaşlarıyla oturmuştum fakat Namjoon'un salaklığını çekemeyip eski yerime gelmiştim.
"Of daha gelmedik mi ya kıçım uyuştu resmen."
"Yoongi sen alışıksın oturmaya,uyumaya. Ne mızmızlandın anlamadım kardeşim."
Taehyung gülerek Yoongi ile takışırken ben de sessizce onları izliyordum. Arkadaşlıkları çok güzeldi ve bir o kadar da sıradandı. Kötüleme amaçlı olan sıradan değildi. Bir arkadaş grubunda olan normal şeyler abartılmadan,saygı ve sevgileri de dahil olmak üzere yaşanıyordu. Onları özel kılan da buydu. Muhtemelen bu tecrübeyi asla edinemeyecektim fakat yanlarında olmak da bir şeyler öğrenmemi sağlamıştı. Yarısından çoğu içilmiş sütleri elimle bir kenara atıp yeni bir tanesini açtım. Geriye sadece üç tane kaldığını görünce elimdeki sütü Jennie'ye uzattım. Teşekkür ederek elimdeki sütü almış ve Jimin ile kart oynamaya geri dönmüştü. Jimin ve Yoongi'ye de birer tane süt uzattıktabln sonra kalan son çikolatalı süte üzülerek bakıp vedalaştım. Taehyung'a döndüğümde yüzünde bir tebessümle bana bakıyordu. Aynı şekilde gülümseyip sütü ona uzattım.
"Senin en sevdiğin değil miydi? Hepimize verdin birer tane sen kaldın."
"Sorun değil,yanınızda baş ağrısı oldum zaten. Mahcup hissetmeyim en azından."
Elimdeki sütü alıp açtıktan sonra elime geri tutuşturup koltukta arkasına yaslandı.
"İç bakalım,ben çok sevmem zaten."
Kaşlarımı kaldırıp emin olma seviyesine geldikten sonra sütü içtim. Göründükleri gibi değillerdi,Seokjin'e soracak olursak fazlalıktı burslular ve bizimle aynı okulda okumamalıydılar. Sorun şuydu ki hiç içlerine girmeden yargılayabiliyordu. Otobüsün durmasıyla öğrenciler yavaş yavaş ayaklanıp toparlanmaya başladı. Yediklerimizi bir poşete doldurdup herhangi bir kalıntı kalmadığına emin olduktan sonra küçük çantamı omzuma atıp otobüsten indim. Arkamdan inen Jimin elini bir omzuma atmış etrafı inceliyordu.
"Burada çok iyi saklambaç oynanır var ya."
Tek kaşımı kaldırıp ciddi olup olmadığını anlamaya çalıştım. Cidden çocuk ruhluydu ve insanları gülümsetmeyi başarıyordu. Taehyung da otobüsten indiğinde Jimin kolunu omzumdan ışık hızında çekti. "Aa,bavulları götürelim hadi." diyerek yanımdan ayrıldığında sorgulamadan Seokjin'in yanına gittim. Namjoon beni görünce her zamanki sahte gülümsemesini sundu. Moonbyul ise baş selamı verdiğinde ben de ona aynı şekilde karşılık verdim.
"Beraber kalacağız değil mi Seokjin?"
Seokjin kafasını salladığında sessizce konuşmalarını bitirmelerini bekledim.
Ölüm gibi geçen birkaç dakika sonrasında Seokjin ile birlikte kalacağımız kulübeye gidiyorduk. Ben kapıyı açıp geri çekildim. Odada iki yatak ve komodinleri ile orta boyda iki dolap duruyordu. Ortaya gelişigüzel atılan kilimi ayağımın ucuyla düzelttim. L koltuğa benzer bir koltukla orta boyda bir masa da odanın hemen solundaydı. Banyo ve tuvalet ise arka taraftaydı. Biz 2 kişilik olan kulübeye yerleşsek de 1 ila 8 kişi arasında sizin seçebileceğiniz kulübeler de mevcuttu. Muhtemelen ben olmasam Seokjin 4 kişiliklerden birine yerleşecekti. Bavulları koyduğunda hemen eşyalarımızı yerleştirmeye başladık. Bir yandan da konuşuyorduk.
"Sen şu bursluları baya sevdin herhalde?"
"Yani,iyi insanlar. Jennie ile arkadaşız zaten biliyorsun."
YOU ARE READING
save your tears|vsoo
FanfictionKim Seokjin,bir gece aniden ortadan kaybolmuştu. -baeforgi. 2021.
