4

44 7 0
                                    

(3 gündür ev boyuyoruz. Az önce banyodan çıktım. Tüm işimiz bitti. Yorgunluktan ölüyorum ama size geldim. Sizin okumanızı istediğim bir bölüm çıkarmaya geldim. Umarım güzel bir bölüm olur. Yazım yanlışı veya anlatım bozuklukları için şimdiden özür dilerim çünkü çok yorgunum.)

(Bir sonraki gün)
Okuldaydık. Sıramıza oturmuştuk. Hepimiz arkamıza yaslanmış öğretmenin içeri girmesini bekliyorduk. Hoca içeri elinde giriş belgesi ile girdi. 1.olana bu belgeyi verecekti.

-Dikkat! Kore eğitimi ulusal eğitim kampı giriş belgesi! Deneme birincisi! Lim Taeho! Tebrik ederim. Dedi. Ufaktan sırıttım. Kimse şaşırmamıştı. Kalkıp belgemi aldım. Sırama geri geçtim. Miyeong ufaktan sırıtmıştı. Ben de ona gülümsedim. Okulun yangını erken fark edilmiş, tek günde hasarın %90'ı giderilmişti. Sınıflarımızı kullanabiliyorduk ama bazı yerleri kullanmak bir süreliğine yasaktı. Tenefüste Miyeong'a işaret verip dışarı çıktım. O da arkamdan gelmişti. Yasak olan yanık bölgelerden birine gittik.

-Tebrikler. Bayaa zekiymişsin.

-Şimdi mi öğreniyorsun?

-Hayır. Dalga geçiyorum. Hoca ile.

-Anladım.

-Neden çağırdın? Dedi. Üstüne doğru yürüdüm. Duvara yaslandı. Saçını arkasına atıp onu heyecanlandırdım.

-Dile benden ne dilersen? Senin için yapacağım.

-Gerçekten mi?

-Evet.

-Seomi hala suçlu çıkmadı.

-Bekle. Bir yere ayrılma. Dedim ve sınıfa gittim. Hızla çantamı almak için ilerlerken Seomi'nin çantasını düşürdüm. Hali ile çantanın zincirsiz yan cebinde olan kibrit kutusu yere fırladı.

-Omo! Bu ne? Dedi Chasik. Haberim yokmuş gibi yere baktım. Kibrit kutusunu alıp dudağımı büzerek inceledim. Sonra Seomi'nin gözlerinin içine baktım.

-Okula yakıcı yırtıcı şeyler getirmenin yasak olduğundan bi haber gibisin? Dedim.

-Kim koydu onu benim çantama?

-Senin çantandan çıkan bir şey için başkasında suç aramak ne çirkin bir davranış öyle? Bir şey dediğimde...kibrit kutusu. Ve içi dolu. Hem de geçenlerde okulumuzda yangın olmuşken.

-Ne oluyor burada? Diyerek ortama daldı öğretmenimiz. Ona doğru döndüm.

-Seomi'nin çantasında kibrit kutusu bulduk. İçi de dolu. Zavallı Aewon. Kim bilir bunlar yüzünden yoğun bakımda acı çekiyordur.

-Taeho! Sen kibritleri bana ver. Seomi düş peşime. Siz de dersinize dönün. Dedi ve Seomi ile gitti. Ben de Miyeong'u bıraktığım yere geri döndüm.

-Ne yaptın?

-Seomi işi halloldu. İsteğin bu muydu?

-Ne? Nasıl?

-Ben Lim Taeho'yum. Hallettim işte. Peki. İsteğin buysa-

-Değil. İsteğim bu değildi.

-Nedir? Dedim. Biraz yüzüme bakıp düşündü.

-Okuldan sonra benimle dershaneyi as! Eğlenmeye gidelim.

-Canımı mı istiyorsun?

-Bir kereden bir şey olmaz. Sen de biliyorsun! Hem...babandan ben izin alırım. Ona sınavda birinci olduğunu söylersek izin verir.

-O zamab ara da hemen şimdi izin al.

-Gelirsin yani! Gerçekten mi?

-Evet. Arayıp izin alırsan!

STUDY TEAMOnde histórias criam vida. Descubra agora