12.Bölüm: "Acı"

4.9K 425 152
                                    


"Fakat ruhumda benim gibi özgürdü. Henüz birine bağlanmayı kabul etmiyordu. Bu yüzdende acı çekiyordu."

***

Siresya'dan ayrılalı iki gün geçmişti.  Bu süre zarfında Merve, bana fazlasıyla kızmış ve bir şeyler çevirdiğimi söylemişti. Onu Bengü sayesinde zar zor ikna edebilmiştim. İnatçı yapısından dolayı kolay ikna olmamıştı, ama olmuştu. Bengü'ye ise zindan olayını anlatmamıştım. O olayı anlatmak içimden gelmemişti. Zaten gözlerimi kendi dünyamda açtığımdan beri orayı unutmaya çalışmıştım.

Fakat bedenimdeki acı bunu mümkün kılmıyordu. Geceleri terliyor ve sıcak basıyordu.  Ardından ise kalbime sızılar giriyordu. Bu hissiyata dayanmak güçtü. Yine de pes etmiyordum. Onu görmektense acı çekmek bu durumumda daha iyi geliyordu. Beni zindana attırdığını unutmamıştım. 

Bir tanrı dahi olsa hiçbir insana bunu yapmaya hakkı yoktu. Hele ki ben onunla ruhen bağlıydım. Bunu nasıl göz ardı edebilmişti bir türlü aklım almıyordu. Ama onun kendisi dışında birini düşünebildiğini pek sanmıyordum.

"Kuzen, nereye daldın öyle? Bak Murat hoca çoktan sınıfa girdi."

Bengü'nün beni dürtmesiyle daldığım düşüncelerden çıkarak sınıfa girmiş ve çoktan ders anlatmaya başlamış olan Murat Hoca'ya daldı gözlerim. Mitoloji dersi bana sürekli onları hatırlatıyordu.

"Evet arkadaşları, bugün size araştırmanızı istediğim ödevinizi bizimle paylaşmanızı istiyorum." dedi ve öğretmen kürsüsüne yaslandı. Gözleri beni bulmuştu. "Rengin senden başlayalım mı?"

Ama ben Siresya'da olduğum için ödevi yapamamıştım. Endişeyle oturduğum sırada ayağa kalkarak Murat hocayla göz göze geldik. "Şey hocam ben yapamadım. Ama birkaç çıkarımda bulunabilirim." diyerek ağzımın içinde gevelerken Murat hoca gülümseyerek eliyle bana başla der gibi işaret verdi. O kadar Tanrıların içinde durmuştum, en azından birkaç çıkarım yapabilirdim.

"Ben okuduğum kitaplardan gökyüzü Tanrıları ile ilgili bir şeyler söyleyebilirim." deyip aklıma ilk gelenleri söyledim. Kitap okudum derken biraz yalan söylemiş oluyordum, ama yapacak bir şeyim yoktu. Sonuçta gerçekleri söyleyemezdim. "Mesela genelde onları baş Tanrı olarak okuyordum. Adında belli olarak gökyüzünü ve hava olaylarını yönetiyorlar. Kibirlilerdir bana göre. Hatta insanları sevdiklerini düşünmüyorum. Ve bazı güçleri var. Genel olarak kötüdürler."

Sınıfta kıkırdamalar olmaya başlamıştı. Onlara göre komik olabilirdi, ama ben yaşadıklarımı anlatıyordum. Murat hoca da şaşırmış ve tebessüm etmişti. "Hangi kitabı okudun merak ettim. Ama en önemlisi neden kötü oldukları kanısına vardın?"

Murat hoca böyle konuşunca bir utanmıştım. Sinirli olduğum için ağzımdan çıkanları pek tartmadan konuştuğumu yeni yeni fark ederken omzumu silktim. "Yani kitap işte hocam.  Siz bana pek bakmayın."

"Eğer bir gün kitabını getirip benimle paylaşmak istersen okumak isterim."

Gülerek konuşması üzerine yerime oturdum. O kitabı bulursam tabii getirirdim. Keşke olsaydı, ama ben okumak yerine bizzat mitolojiyle iç içe olmuştum.  

Tekrardan derse döndüğümüzde geri kalan dakikalarda aklımı derse verememiştim. Zira ders süresi ilerledikçe kalbimdeki baskı artıyordu. Kalbime giren sancılarla bir anda iki büklüm olmuştum. Tüm vücuduma yayılan acı ile bağırmamak için dudaklarımı sıktım. 

Gözlerim kayıyor, sanki etraf bulanıklaşıyordu. Koluma birileri dokunuyordu, fakat bunu hissedemeyecek kadar acıya odaklanmıştım.  Sabah kısa bir an böyle olmuştum, ama devam edebileceğini düşünmemiştim.

GÖKYÜZÜ HIŞIRTISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin