10. Bölüm: "Binlerce Aşığın Can Verdiği Bir Şehir"

58.6K 3.7K 5.9K
                                    







Merhaba. Elektrik kesintisi yüzünden (Bölüm atacağım gece 2 kere olması nasıl bir şanstır ya.) 40 dakikalık bir gecikme yaşandı, üzgünüm.

Uzun zaman olmuştu, çok özlemişim Kral'ımı ve Rosa'mı. Bu aralar kötü bir dönemden geçiyordum, bu yüzden yazmaya bile sığınamıyorum. Yorum ve oylarınızla desteğinizi gösterirseniz çok severim. Hiç yorum yapmayan kişiler... Bir yorum da olsa yapın lütfen.

Keyifli okumalar dilerim!

Always Never, Codeine

BoyEpic, Scars

maNga, Dursun Zaman
(e-akustik) 

:)

10. Bölüm: "Binlerce Aşığın Can Verdiği Bir Şehir"

"Ellerinde bir kumarbazın becerisi,
Gözlerindeki ise bir şeytanın nefesi.
Üzerinden geçtiğimiz yollar,
Götürmüyor bir yere ikimizi.
Yok sığınacak liman çünkü,
Yaktık çoktan hepsini."

Sessizlik.

İhtiyacım olan tek şey bu, insanların dudaklarımdan çıkan her kelimeye kayıtsız olduğunu ilk öğrendiğimden beri.

Bir arabanın içinde, hiç bilmediğim bir dünyanın girişinde ve tanımadığım bir yabancının bitişiğinde dururken düşündüğüm tek şey, bazen lanet olan sessizliğin bazen nasıl da en büyük nimete dönüştüğüydü.

"Çok sevdiğin ama geri döndüremeyeceğin kişilerin en kötü yanı; onları her hatırladığında, seni tekrar tekrar terk etmeleridir," der Tolstoy.

Onu her hatırladığımda değil, onu kaybettiğimi her hatırladığımda biraz daha uzaklaşıyordu abimin hatırası benden.

Radyo açıktı, maNga'dan bir parça çalmaya başlamıştı. Abimin en sevdiği gruplardan biriydi, 17. yaşına bastığında ona hediye olarak konser bileti almıştım, beraber konsere gitmiştik. Havanın kasvetine daha da ağırlık katıyordu anlamı olan detaylar, hem anlamı hem de anısı olunca bir de... İşte o zaman göğüs boşluğuna soluk değil de kül doluyordu. Yenilmek kaçınılmaz oluyordu ama alışıyordun bir süre sonra.

Ben zaten neyi kazandım ki bu dünyada?

Babası tarafından sevilmemiş her çocuk bu dünyaya, başlangıç çizgisinden millerce uzakta başlar. Aradaki fark çok fazladır, ne kadar hızlı koşarlarsa koşsunlar başlangıç çizgisinden başlama şansına layık olanlar yürüyerek bile onları geçecek güce sahiptir.

Elden gelen tek bir şey vardır bu durumda: Son nefesine kadar koşmak.

Ancak şansızlık sevgisizlik ile beraber gelir.

Bu yüzden koşarken yere kapaklanırlar, yara alırlar, devam edecek güç her şeye rağmen içlerinde olsa da pes etmek zorunda kalırlar. Yani ne kadar yakalamak isteseler de önlerinde koşanları, bunu bir türlü başaramazlar.

Ben zaten neyi başardım ki bu dünyada?

Kafamı yana çevirerek Songur'a baktım ama o zaten bana bakıyordu. Kaşlarımı çatarak kafamı koltuğa yasladığımda arabaya sigara kokusu yayıldı, dudakları arasında duran dalın ucunu ateşe vermişti.

KASIRGAYA KANAN SAKAWo Geschichten leben. Entdecke jetzt