Gözetleme

58 4 1
                                    

"Hey Geğirik, bana cisimleri uzaktan yakın görebileceğim bir alet yapabilirmisin?"

"Iııı.. Bana bak bununla ne planlıyorsun?"

"Gizli dünyayı kontrole gideceğim."

"Ne! Yüce Odin aşkına delirdinmi sen hıçkıdık? Oraya gitmemelisin."

"Geğirik. Yap şunu."

"Uf tamam be, aynı babasına çekmiş."

Demirciden çıktım ve çocuklarımın yanına gitmeye başladım, alkımda deli sorular vardı. Ejderhaları bir daha görmeyecek isem onları neden umursuyordum? Çok meraklı bi kişiliğim olduğu için bunuda merak etmiştim.

  Geğirik ile konuşmamdan sonra çocuklara uğradım ve güvende olduklarını anladıktan sonra bir Reis olarak halkımın eksiklerini tamamladım. Tam 3 saat geçmişti öğlen olmuştu neredeyse.

"Hıçkıdık, al isteğin gibi."

"Hmm peki bu nasıl çalışıyor?"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Hmm peki bu nasıl çalışıyor?"

"şuraya gözlerini koyuyorsun."

"Bunu senmi yaptın?"

"Şey.. Aslında bu denizcilerde çok yaygın bir alet, yapımı vardı bende yaptım."

"Herneyse, bakalım ejderhalarla uğraşanlar varmı."

Ben, Astrid, Südüklü, Balıkayak, Tersceviz ve Sertceviz yola çıkmak üzere hazırlandık. Çocukları Geğirik'e emanet ettim. İskeleden gemiye bineceğim anda Zebella ve Signy yanıma geldiler. Zebella

"Baba, erken gelin olurmu annemle."

Gülümsedim.

"Merak etme gelicez, o sırada sende uçmak için kanat yapabilirsin."

"Peki" dedi ve onlara sarıldım.

Karım Astrid de çocuklarla vedalaştıktan sonra gemiye yerleştik. Astrid yanıma geldi.

"Çok fazla ümitsizsin. Biraz rahatla birşey yok."

"Ya ne bileyim, dostum tehlikede olabilir."

"Hıçıdık.."

Bana baktı ve ellerimi tuttu.

"O iyidir, merak etme."

Birkaç saatlik yoldan sonra koca bir sis bulutunun içine girmiş gibiydik. Hiçbir yer gözükmüyordu. Gemi biraz daha ilerleyince gözle görünebilir oldu. Dürbün denilen aleti çıkardım. Ve geminin önünden herkese ilk önce baktım sonra gözümü dürbüne koydum. Orası sanki kale gibiydi ama suda yüzen ve tahtadandı. Bir sürü gemi vardı. Gizlice yaklaşmak için gemiden suya indik. Suyun üzerinde yüzen büyük bir üs gibiydi. İskelenin altına girdik. Kara ile bağlantısı yoktu. Sular gizli dünyaya doğru akıyordu. İskelenin altından ilerlerken 3 adam gördüm. Sohbetlerini dinlemeye çalıştık.

"Ejderhaların gizemli şekilde kaybolmasının bi nedeni vardı zaten."

"Burayı bulmak kolay olmadı, Berk adasındaki o aptaldan öğrenmek zordu."

"Berktekiler cidden korkak tavuk gibiler, bir tehtit ile ağızlarından laf alabiliyorsun."

"Onlara gönderilen ejderhayı umarım görmüşlerdir. Bizimle savaşmak isteyecekler. Bunu erkenden yapmak en doğrusu"

"Haklısın, neyse ben içerden rom getireyim."

Rom: Çoğunlukla Korsan ve Vikinglerin içtikleri bir alkol türü.

Astrid ve ben gizlice iskeleye çıkıp 2 askeri hallettik ve yukarıya doğru çıkmaya başladık. Merdivenlerden gizlice çıktıktan sonra bir gözcü kulesine tırmandık. Üstündeki gözcüyü bayılttık. Terceviz ve Südüklü önden çıkmışlardı.

"Iı, hıçkıdık."

"Efendim Südüklü."

"Buraya gel."

Merdivenden tırmandım, gördüğüm manzara akıl alır gibi değildi. Gizli dünyanın kapısından çıkan sürülerce köleleştirilmiş ejderha çıkıyordu. Sanki birileri onları kontrol ediyordu. Korkmuştum, bunu kimin yaptığını bulmak gerekiyordu. Bayılttığımız 3 adamıda alarak uzaklaşmaya başladık. Başka gözcüler tarafından fark edilik, gemi ile uzaklaşırken arkamızda bir süre 2 tane ejderha geldi. Sonrasında geri döndüler.

Berk'e varana kadar kimse konuşmadı. Berk'e vardığımızda iskeleye çıktım. Astrid e çocukları alıp eve gitmesini söyledim. Geğirik yanımıza geldi ve arkasındada Berk halkı, mutlu bir haber bekliyor gibilerdi. Salona doğru yürürken Geğirik,

"Orda ne buldunuz bakalım."

"Birisi kendine ordu kuruyor."

"Kim?"

"Bilmiyorum gemide 3 esir var sorguya çekip ağızlarından laf almalıyız."

"Ne gördünüz orada?"

"Ejderhaları birisi yöneterek dünyadan çıkarıyor. Gizli dünyanın kapısı çevrilmiş."

"Ne yapacağız?"

"Dediğim şeyi."

Eve gittim. Akşam olmuştu çocuklarıda alıp büyük salona gittik, orada halkımla beraber ziyafet çekip hiç erken saatlere kadar kalmadan eve geri döndüm.

Uyudum, ama huzursuzdum.

Hıçkıdık uyurken bir rüya görür.

"Dişsiz, bunu yapmak zorunda değilsin."

Dişsiz ateş etmeye hazırlanır.

"Dişsiz dur!"

Babası hıçkıdığı kurtarır. Ancak kendisi ölmüştür.

"Baba. GİT BURDAN DEFOL DİŞSİZ! DEFOLL!!"

Hıçkıdık ağlamaktadır. Babasını en yakın dostu öldürmüştür.

Üçüncü Bölüm SON.

Ejderhanı Nasıl Eğitirsin: AghartaWhere stories live. Discover now