İST. B/46

2.4K 163 26
                                    

"Ne oluyor lan burda?!"

Başımı yavaşça geriye çevirmemle burnundan soluyan bir Yiğit görmem ve Emre'nin üzerinden kalkmam sadece birkaç saniyemi almıştı.

Arkamdan Emre de toparlanırken Mete yanıma geldi. "Kimleri görüyorum"

Yiğit bir saniyeliğine Meteye öldürücü bakışlar atsa da yine bana dönmüştü.

Hızlı adımlarla yanıma geldi ve elimden tutarak "konuşalım." Dedi.

Gözlerime izin istercesine bakarken ben elbette kilitlenip kalmıştım.

Konuşmayı bırakın nefes almayı unutmuş olabilirdim.

Onu böyle bir anda karşımda görmek nasıl hissettirmişti onu bile bilmiyordum fakat şuan burnumun ucundan gelen kokusuyla ne kızgınlığım kalmıştı ne de kırgınlık.

Ağzımı açmış onaylayacakken belime bir el değdi ve elimi Yiğit'in elinden koparıp beni  arkasına çekti.

"Dinliyoruz." Derken sesi de bakışları kadar sertti Ali'nin.

Allahım ne olur kavga çıkmasın.

Suat da diğer tarafımdaydı ve Ali'nin ki kadar sert bakışlarla Yiğit'e bakıyordu. Diğer tarafıma baktığımda ise gevşek, ciddiyetsiz Emre bir anda ciddileşmiş Yiğit'in üzerine atlamak için hazır olda bekliyordu. En sevmediğim ve hep nefret ettiğim Mete'nin de durumu farksız değildi.

Daha bir haftadır birbirimize böyle yakınken. Hatta o kadar yakın bile olamamışken beni böylesine korumaları bir taraftan gülümsememi sağlarken bir taraftan kalbimi kırmıştı.

Kendi arkadaşlarım 'nasılsın' bile dememişti bu bir haftada öyle değil mi?

Bakışlarım tekrar Yiğit'e döndüğünde hepsine öldürücü bakışlar atıyordu. Ve ardından bakışları beni buldu.

Önümdeki Ali'nin kolunu tutarak "Dinliyoruz." Dedim.

Bu Yiğit'e karşı bir darbe ve yeni arkadaşlarıma karşı da bir adımdı.

Yiğit'in gözlerindeki hayal kırıklığını gördüğümde içimde bir şeylerde parçalara ayrılmıştı fakat en azından bu kadarını hak etmişti.

O da arkadaşlarımda..

Aramızda hiçbir şey olmamasına rağmen bir hafta içinde bir kez yanıma uğramamışken kendi arkadaşlarım. Düşman diye adlandırdığımız kişiler beni aralarına almıştı ve kendimi hep onlardan hissetmemi sağlamışlardı.

Yanlış yolda değildim. Belki de ilk defa doğru yoldaydım.

"Aslanım pizzalar soğudu konuşmayacaksan uza." Dedi Emre.

Pizzadan kastı biraz önce kavgasını ettiğimiz benim pizzalarımdı.

Gülümsedim.

Artık onu pizzalarımı bile paylaşabilecek kadar seviyordum.

Ama bir dilimden sadece bir ısırık.

"Konuşacak bir şey yokmuş." Derken sadece gözlerime bakan Yiğit cevabımı bile beklemeden arkasını dönüp gitmişti.

Zaten ne cevap verenilecektim ki?

O bunları çoktan haketmişken neden benim canım yanıyordu ki?

İstanbul Beyefendisi /Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin