8.Bölüm ●ALEVLER●

Start from the beginning
                                    

Kumsal, Can ile gitmişti. Alesya'nın koluna girdim, çıkışa doğru ilerledik. Piçizler de arkamızdan geliyordu. Barış hala ortalıkta yoktu. Alesya yere bakarak "Korkuyor musun Berkan'dan?" demişti. Korkuyordum. Berkan'ın onca yaptıkları, söylediği şeyleri yapması ihtimalini daha da kuvvetlendiriyordu. Ateş'in yanımda olacağına güveniyordum tabii ki ama Ateş her zaman yanımda olamayacaktı. Çok korkuyordum. Elimi kaldırıp baş parmağım ve işaret parmağımın arasındaki kısmı gösterdim. "Şu kadarcık korkuyorum." dedim gülerek. Alesya buruk bir gülümsemeyle "Ben de korkuyorum. Umarım eskisi gibi kötü şeyler yaşanmaz." Burukça gülümsedim. "Umarım." Asena konuşmuyordu. "Asena'm beni kötü adamlardan korur. Değil mi Asena?" deyip koluna dokundum. Bir şeyler düşünüyor olmalıydı ki silkelenip "Tabii ki de canım. Ben varken kimse Asu'ya yanaşamaz." deyip 'Hıh'lamıştı. Sırıtıp öpücük attım. Buna dayanamayan Ateş hemen atılmıştı. "Ben varken Asena'ya ne hacet? Ben korurum Asu'mu." Sevdiklerimin benimle olması beni mutlu ediyordu. Kendimi daha güvenli hissediyordum. Ellerimi havaya kaldırdım. "Sakin olun arkadaşlar. Benim için kavga etmeyin." dedim ve göğsümü kabartarak ilerliyordum ki Ateş beni resmen kelepçeye almıştı. Kolunu boynuma atarak beni kendiyle arasında sıkıştırmıştı. Kolları arasında debelenmeye başladım "Ya Ateş bıraksana beni." Yürümemi de zorlaştırıyordu. Kızlar zevk almış olacak ki keyifle gülüyorlardı. "Ne gülüyorsunuz be!" Bir yandan da onlara çemkiriyordum. Ateş kulağıma eğildi "Sen kurtulmayı değil eve gidince bana vereceğin öpücüğü düşün." Fısıldadığı cümleyle gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. "Sapık mısın Ateş ya? Yok sana öpücük falan, oh ağla!" diyerek trip vari bir havaya girmiştim. "O zaman bırakmam seni. Sen bilirsin bebeğim." diyerek rahat bir şekilde yürümeye başladı.

Barlas Asena'ın omzuna dokunarak "Asena." dedi sakin bir tonda ama Asena konuşmuyordu. Sessizce yürüyordu. Konuşmak istememesi normaldi ama konuşup bir şeyleri halletmeleri onlar için çok iyi olacaktı. Ona kızgın ve kırgındı. Barlas eğer bir şans istiyorsa çok uğraşması gerekiyordu. Asena neredeyse onu unutma derecesine gelmişti.

Eğilerek gitmekten boynum ve belim ağrımaya başlamıştı. "Ya sevgilim hadi bırak beni bak belim ağrıdı." diyerek şirinlik yapmaya çalışıyordum. İşe yaramış gibi durmuyordu. "Öpecek misin beni?" Sırıtarak konuşuyordu ama bu benim sinirimi bozuyordu. "Hayır tabii ki de." deyip kaşlarımı çattım. "Sen de amma nazlı çıktın. İyi tamam öpme." dedi ve beni bıraktı. "Ama şimdilik." diye de ekledi. "Çok pisliksin Ateş." dedim ve omzuna vurdum. Sırıtıyordu, pişmiş kelle ne olacak? Kolunu omzuma tekrardan attığında bu sefer daha rahat bir pozisyonda ilerledik.

Kızlarla ayrılma noktamıza geldiğimizde herkes ayrılmıştı. Çağan ve Alesya beraber gidiyordu. Barlas hala Asena ile konuşmaya çalışıyordu ve peşinden gidiyordu. "Asena dursana konuşalım." Ne olacaktı bunların hali? "Görüşürüz." deyip sokağıma girdik. "Hala kararlı mısın beni öpmemekte?" Benim bu çocuğu acilen yontmam gerekiyordu. "Evet Ateş." dedim bıkkınca soluyarak. "Peki. Tamam." dedi hafif tripli bir şekilde. Evimin önüne geldiğimizde ayak uçlarıma çıkıp iki yanağını da öptüm ve "Görüşürüz." dedim. Hala trip atıyor gibiydi. "Saçmalama istersen Ateş." Gözünün ucuyla bana baktı "Neyse bu seferlik böyle olsun." deyip o da beni yanaklarımdan öptü ve sarıldı. Sarılmasına karşılık verdim. "İstersen bu gece yanında kalayım. Korkuyor musun?" dedi hala sarılırken. "Şey, evet birazcık korkuyorum." Kafamı geri çektim ve yüzüne baktım. "Benimle kalır mısın?" dedim gülümseyerek. Gülerek alnımdan öptü. "Kalırım tabii ki bebeğim. Koca bebeğim." Kaşlarımı çatarak baktığım sırada "Tamam tamam, bakma öyle aç kapıyı da girelim." dedi. Kapıyı açıp içeri geçmesini bekledim. Çantamı portmantoya koydum ve mutfağa ilerledim. "Aç mısın?" Dilek teyzenin benim için bıraktığı böreklerden tabağa koydum. "Eh biraz açım ama sana." dedi masaya otururken. "Ateş!" dedim uyarır bir tonda. "Ne var be? Sevgi gösterisi yapıyoruz." diyerek ağzına bir dilim börek attı. Hızlıca domates, salatalık, zeytin ve peynir çıkardım. Masaya iki tabak daha koyup ben de oturdum. Çok acıkmıştım. Ağzıma bir lokma börek ve domates atıp "Yarın sınav var çalışmamız lazım. İyi oldu kalman, çalışırız." Kafasını iki yana salladı. "Ben hiç öyle düşünmemiştim." Kafamı sallayarak "Ne düşünmüştün?" dedim. "Film falan izlerdik." dedi omuzlarını silkerek. "Dersten zamanımız kalırsa izleriz tabii." dedikten sonra bir şey dememişti.

PSİKOZLAR 2Where stories live. Discover now