8. Bölüm

245 39 17
                                    

Bölüm şarkısı; Emre Aydın-ses ver. Multimedia-Jimmy

Eleanora:

Bu gün hastaneden çıkalı 6 gün oluyor ve o her gün evimin önüne gelip arabasına yaslanarak pencereme bakıyor. Artık bu durumdan çok sıkıldım. Eğer bu gün de gitmezse polis çağırmayı düşünüyorum. Ondan nefret ediyorum ve yüzü bana suçsuz yere hapishanede geçirdiğim o korkunç günleri hatırlatıyor.

Kızım Mia"yı getirmek için dün gece dadısıyla konuştum. Evlendiğimiz gün; Edgar beni Mia'ya götürmüştü. O gün Edgar Mia'nın dadısına birkaç görev vermişti. Mia'nın dadısı ona annen bu gün yurt dışından dönüyor ve seni almak için gelecek diyerek, onun gelecekte benim gerçek annesi olmadığıma dair şüphe etmesine engel olacaktı.

Dediği gibi oldu. Ben kapıdan içeri girerken Mia ağlayarak kucağıma koştu. O kadar sevecen ve güzel kızdı ki... Beni annesi zannediyordu. Ben anne olmadığım halde onu kendim doğurmuş gibi hissettim. Bir evlat sıcaklığını hissettim. Benim gerçek annem bana annelik yapmamıştı ama ben ona anne olacaktım. Bu küçük şeytanı sevmemek olur mu hiç? Edgarın pişmanlığını şimdi daha çok anlıyordum.

Hala kapının ağzında bir-birimize sarılı öpüşüp koklaşarak kalmıştık 'kızımla' . Birden hala kapınının önünde olduğumuzu fark ettim. İçeri geçmeyi teklif eden dadının sözüne, kafamı salladım. Mia hala kucağımdayken kapıyı kapatmak için arkaya döndüm. Edgar... O.... O sakince evin önünde durmuş bizi seyrediyordu. Sanki bir ruh gibi.... Bizim ona baktığımızı farketmiyordu bile... Mia; "Anne o adam kim?" diye sorunca ona baktım. Belki pişman olacaktım ama bu keşkeyle hayatımı süremezdim.

-"O senin baban kızım. O da benimle beraber dön-" sözümü tamamlayamadan kucağımdan tüy gibi akıp babasına koştu Mia. O anı şimdiki gibi hatırlıyorum.

Ben sarılmayı o zaman gördüm. Aileyi ailem olmayan birilerinden öğrendim hep. Şimdi de öğleydi. Fakat tek fark buydu ki, ben de artık izlediğim hayranlık duyduğum bu birilerinin ailesi olmuştum. Okuduğum bir azeri romanında yazarın söylediği gibi; "ben kimsenin, bir kimsesi" vardı artık.

O günden bu yana Mia'yı bir daha görmedim. Lakin Edgarla neredeyse tüm günü birlikte geçirmiştiler. Edgar bana kızsada sonradan beni anlayıp affetti. Bana bir hediyye poşetine sarılmış günlük verdi; 10 yaşı tamam olunca babasından hediyye diye Mia'ya vermem için. Lakin o günlüğü Mia okumadan asla açıp okumayacağıma dair söz aldı benden...

Jimmy;

Ne olursa olsun Elenle konuşmak zorundayım. Anjelina benim ve onun hayatını mahv etti. Şimdiyse lanet olası sürtük nerede hiçkimse bilmiyor. Ben hala Eleni seviyorum. O gün yani ben Elenin tutuklandığını öğrendiğim gün; Anjelina bana Elenin Lukası sevdiğini ve onunla bana ihanet ettiğini söylemişti. O gün çok kızmıştım. Çünkü Elen bana hep hayatının erkeği olduğumu söylerdi. O gün çok kızqındım. Bir restorana gittim ve sarhoş halde geri döndüm. Telefonum israrla çalıyordu açınca Anjelina çok korktuğunu ve bende kalmak istediğini söyledi....

Çok sarhoştum. Elenin ihaneti beni delrtmişti. Ama yine onu seviyordum, istiyordum. Gece yatağıma keçerken Anjelina soyunarak bana masaj yapmaya başladı. Başta itiraz etsemde sonunda kabullendim ve hayatımın yanlışını yaptım. O günden Anjelina beni hep dolduruyordu Elene karşı. Bu yüzden Eelenden hep nefret ettim. Hapishanede bir kadın vardı. Onun çok zalim olduğunun duydum. Bu yüzden kazandığım tüm maaşımı ona verdim Elene işkence yapması için. Kabul etti. Bir yıl sonra yine kadını ziyarete gidip para verecektim. Kadın geldi lakin bana ona verdiğim tüm paramı geri verdi ve bu işte olmadığını, bir daha Elene bulaşırsam beni geberteceğini söyledi. Birde; onun masum olduğunu. Çok kızgındım lakin artık başka bir çarem yoktu Elen kadına ne vad etmiştise; kadın onu kendi evladı gibi koruyordu. Eğer o kadın onu koruyordusa, artık başka çarem yoktu çünkü kadının korkusundan hiçkimse Elene yaklaşamazdı. Bu yüzden oraya bir daha gitmedim ve onu Tanrıya bıraktım.

Anjelina tam bir yılandı. Ondan bıkmıştım. Bu iki kardeşin bir-birinin tayı olduğunu düşünüyordum. Artık onunla herşey bitmişti bana göre. Artık çok değişmiştim. Her gün bir kadınla oluyordum. Anjelina da aynı benim gibiydi. Tek fark o her gün düşüyordu. Ben ise aksine.

Bir ay önce yine eve sarhoş gelmişti. Ona ondan ayrılmak istediğimi söyledim. Bana bağırmaya başladı. Sonra..... Sonra ise bana tüm gerçeği; yaptığı tüm iğrenç oyunları anlattı. O gün onu boğuyordum, belkide öldürecektim. O beni sevdiğim kadından ayırmıştı. En kötüsüde ben....Ben ona hiç yapmadığı ihanetinden dolayı her gün işkence yapması için, belkide dünyanın en katı adamına para vermiştim. Yazık.... Ne kadar acı çekmiş olmalıydı... Hem de benim yüzümden! Hiç yapmadığı bir suçtan dolayı. Ben onun için o kadar acı çekerken meğer o ne kadar masummuş. Onu seviyordum. Bana ihanet etti deseler bile seviyordum. Kaddarca vahşice ve ihtirasla. O benim her şeyimdi. Belkide tutuklanmasaydı onu zorla kadınım yapardım.

Anjelinayı boğarken kapı çaldı. Açtığımda sipariş verdiğim pizzayı getirmiştiler. Neyse ki, o geldi ve Anjelina bundan istifade edip kaçtı. O günden bu yana ondan hiç bir haberim yok. Her gün Elenin hapishanesine gidip, onunla konuşmaya çalışıyordum ve hep cesaretsizliğimden, ne söyleyeceğimi, nereden başlayacağımı bilmediğimden geri dönüyordum. En iyi bir avukat ayarlayıp, onun mahkemesini yeniden açmaya karar verdiğimde ise artık geçikmiştim. Tanrı yine onu kurtarmak için kimlerise göndermişti. Mahkemesine bile gittim. Mahkemede video kayıtı izlediğimizde son olarak; SANA VERDİĞİM SÖZÜ TUTTUM KARICIĞIM.... Bu sözler beni delirtti. O.. O evlenmişti. Ne ara, nasıl olduğunu bilmeden. Ben ne umutlarla gelmiştim oysaki.. Sonra onun evine geldim. Hiç olmazsa pişmanlığımı bilsin diye. Lakin o gün Elen bayıldı. Gelen memurlardan öğrendiğim kadarıyla kocasnın ölüsü gelmişti. Elen uzun zaman baygınlık halinde hastanede yattığı için, kocasının cenaze işlerini ben hallettim. Birde Elenin bir kızı olduğunu öğrendim.

Oraya gittim. Delirmiştim. Eğer Eelenin bir kızı vardıysa o zaman Anjelina doğru söylüyordu. Eelen bana ihanet etmişti. Kızının adresini buldurdum ve oraya gittim. Kapıyı bir kadın açtı, ağlıyordu. Kendimi Elenin abisi gibi tanıttım. Elenin piçini gebertmeğe geldiğimi söylediğimde Kadın söylediklerime inanıp, tüm hikayeyi bana anattı.

Sevdiceğim masum olduğunu kanıtlamak için ne kadar çırpınmış meğer. O günden o küçük kızla iyi arkadaş olduk. Ona bakıyordum. 10 gün sonra Elen hastaneden çıkacaktı. Bir tane gül alıp, onu karşılamaya gittiğimde beni görünce şok olmuştu. Bana nefretle bakıyordu. Onu anlıyordum ama bir daha asla bırakamazdım. Beni dinlemedi. Evine gitti. O günden benimle konuşması için her gün kapısının önüne gelip onu bekliyorum. Lakin hala benimle konuşmak beni dinlemek istemiyor. Acaba ona o kadar işkence yapmaları için benim para verdiğimi öğrense, ya lanet olsun onu ablasıyla aldattığımı bilse... Tanrımm... Ben onu bir kez bile ziyaret etmedimki..Tüm bunları bilmese bile benden nefret ettiğine ve haklı olduğuna eminim. Ama onu seviyorum. Ne yapsada ondan asla ama asla vazgeçmem!

2saat sonra;

Tanrım, kapı çalıyor. Yine lanet olası Jimmy olmalı. Ona kaçkez gitmesi için israr ettim. Lakin beni dinlemedi. Guya beni seviyor diye; kaç gündür evin önünde bekliyor. Her gün kapımı çalarak onu dinlemem için bir fırsat diliyor. Hızla oturduğum kanepeden kalkıp kapıya gittim. Kapıyı açınca yanılmadığımı anladım. Yine o'ydu.

Canlarım benim; bölümleri çok geç yayımladığımı biliyorum. Lakin bundan böyle her gün olmazsa bile, kısa aralıklarla y.b gelecek. Bu bölümü ise inboxda her gün y.b isteyen arkadaşlara armağan ediyorum. Seviliyorsunuz canlarım ♥♥♥

Aşk ve nefret (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin