13. Bölüm: "Yemekhane"

57.3K 3.5K 1.8K
                                    

Potencia; Anlat Bana

Chase Atlantic; Okay  

“Gözlerim gözlerinde, işte kıyamet.”

🕯️

Ali revirde kalmamı tembihledikten sonra, aceleyle revirden çıkmıştı.

Ne olduğunu anlamamıştım. Sadece olduğum yerde endişeyle, yapılan anonsları ve revire kadar ulaşan büyük gürültüyü dinliyordum. Aklıma bir çok korkunç senaryo düşmeye başlamıştı. Bu senaryolar genel olarak Talha ve onlarla yaptığım anlaşmayla ilgiliydi.

Oturduğum sandalyeden oflayarak kalktığım sırada siren sesleri duymamla, bir adım dahi atamadan olduğum yerde duraksadım. Bir ambulans geliyordu. Karagöz'e eğer benim müdahalemin dışında bir vaka olursa ambulans gelirdi. Koşar adımlarla revirin hapishanenin ön tarafına bakan penceresine koştum. Ellerimi mermer pervaza yaslarken ön bahçeye baktım.

Bir ambulans sirenlerini yakmış bir şekilde Karagözün demir kapısının önünde bekliyordu. Güvenlik görevlisi hızlıca demir kapıyı araladığında ambulans içeriye girdi. Bir kaç tane gardiyan ambulansı karşıladı. Pencerenin ardından gergin bir şekilde, gardiyanların ve sağlık görevlilerinin sedyeyle telaşlı bir şekilde gözden kaybolmalarını izledim.

Endişeliydim.

Aklıma sürekli Talha geliyordu.

Yaşanan büyük bir kaos vardı. Ve ben yaşanan bu büyük kaosla alakalı Talha'nın ilgisi var mı merak ediyordum. Neden onu merak ediyor, neden onun için endişe duyuyordum bunu bilmiyordum. Sadece öyle hissediyordum işte...

İçten içe kendimle konuşarak kendimi sakinleştirmeye çabaladım. Bir kaç dakika öylece bahçede sirenleri çalan ambulansa baktım. Çok fazla zaman geçmeden sağlık çalışanları ve gardiyanlar tekrar görünmüştü. Ama bu sefer az önce içeriye götürdükleri boş sedye doluydu. Gözlerimi kısarak kim olduğuna baktığımda Deli Tayfunu görmemle şaşkınlıkla dudaklarım aralandı. Bir sağlıkçı elini Deli Tayfunun karnına doğru bastırıyordu ve bastırdığı eli kanlar içindeydi.

Deli Tayfun yaralanmıştı.

Ambulansın sirenler eşliğinde, Karagözü terk etmesini izledim. Ambulans gözden kaybolduğun da bakışlarım bu sefer gardiyanları buldu. Ne zaman geldiğini bilmediğim Akif müdür tam karşılarında ellerini arkasında bağlayarak durmuştu. Kaşlarımı çattım ve onları daha dikkatli inceledim. Yüzünde öfkeli bir ifade vardı ama buna rağmen bağırmıyordu. Ne konuştu gardiyanlarla bilmiyorum ama kimse sesini çıkarmadı ve başlarını sallayarak Akif müdür artık her dediyse onayladılar.

Önce Akif müdür ardından gardiyanlar içeriye girdiğinde bir süre öylece arkalarından baktım.

Bir şeyler dönüyordu. Ne dönüyordu bilmiyorum ama hiç iyi şeyler olmayacağına emindim. 

...

Yaşanan olayın ertesi günüydü, yani cuma günüydü.

MAHKUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin