0⃣6⃣

314 46 14
                                    

🥆🥆

Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.

🥆🥆

"Tanrım, Tony," Steve yüzünü ellerinin arasına alıp gözlerini kapattı, "Şu an rüyada gibi hissediyorum. Sen az önce bana evlenme teklifi mi ettin?"

"Çok sade, tamam, hadi gidip uçan balona binelim. Orada teklif edeceğim. Bana da bu şekilde evlenme teklifi edilse ben de kabul etmem." Tony tam ayağa kalkacakken, Steve onu tutup kalkmasını engelledi, "Hayır, hayır, bekle. Sence konu kafede gelen evlenme teklifi mi yoksa aniden gelen evlenme teklifi mi? Bana zaman ver."

"Pekala," dedi Tony gerisine yaslanırken, "On dakika yeterli mi?" Steve'in kendisine 'ciddi misin?' bakışı attığını görünce ellerini havaya kaldırdı, "Pekala,pekala. Yarım saat?"

"Tony–" diyerek kafasını iki yana salladı Steve fakat esmer adam onu susturdu, "Bak, biliyorum. Bu çok saçma. Daha üç kez görüştüğün bir adamdan evlenme teklifi geliyor ama ben sadece–ah, endişeliyim, tamam mı? Çevremde uygun biri yok ve oğlumu almam için birisi ile evlenmem lazım. Sadece bir süreliğine. Daha sonra boşanırız. Ben zaten Varşova'ya taşınacağım. Oğlumu orada büyütmek istiyorum."

"Polanya, güzel yer," diye mırıldandı Steve, "Tony, bilmiyorum. Yani ne kadar yalandan da olsa evlilik– evlilik beni korkutuyor. Tanrım," Steve kendisine hakim olamayıp küçük bir kahkaha attı, "Ve sen ciddisin."

"Peter sana hayran," Steve'i bu noktadan vurmak istedi esmer adam, "Dün dakikalarca senden konuştuk. Seni prens zannediyor–"

Steve daha büyük bir kahakaha atarak, "Ve sen de prensesim mi oluyorsun?" diye sorduğunda, Tony gözlerini devirdi, "Burada Cinderella olabilecek tek kişi sensin, Rogers."

"Senden de Pamuk Prenses olur gibi duruyor aslında– bekle, dur. Konudan sapıyoruz," Steve içine derin bir nefes çektikten sonra hafifçe masaya vurdu, "Bu hayatım boyunca yapacağım en çılgınca şey olacak ama tamam, evlenme teklifini kabul ediyorum."

"Hadi gidip evlenelim o zaman." Tony heyecanla yerinden kalkarken, Steve gülerek onun kolunu tuttu, "Tony, hemen gidemeyiz. Bugün olmaz, geç oldu. Yarın evleniriz."

"Tamam, haklısın," diyerek yerine oturdu Tony, dudaklarında saklayamadığı bir gülümseme vardı, "O zaman yurttan gelenlere diyeceğiz ki 'muayenelerde tanıştık, birbirimize aşık olduk ve evlendik.' gayet mutlu bir aile tablosu."

"Detayları iki hafta içinde hallederiz," dedi Steve içine giren büyük bir heyecanla, "Peki nasıl olacak bu? Yani kimin evinde kalırız, birbirimizi iyice tanımalıyız ki görevliler bir şey çakmasın."

"Benim evim hazır, Peter'ın odasından bahsediyorum, bugün eşyalarını toplarsın ve bana geçeriz. Yarın evlendikten sonra iki hafta beraber yaşarız ve o sırada birbirimizi yakından tanırız. Peter'ı aldıktan sonra da mecburi olarak bir ay daha evli kalmamız lazım. Diğer türlü oğlumu alabilirler, yani bilmiyorum, ben sadece riske atmak istemiyorum."

"Tony," Steve büyük bir tebessümle esmer adamın elini tuttu, adamın heyecanı sevimli gelmişti gözüne fakat endişesi daha ağır basınca onu sakinleştirmek istedi Steve, "Merak etme, Peter'ı tekrardan almayacaklar."

"Steve, ben teşekkür ederim," dedi Tony yumuşak bir sesle, "Bu yaptığın– bu herkesin yapacağı bir şey değil. Sana karşı borç defterim gittikçe kabarıyor."

Steve önündeki donuttan büyük bir ısırıp alıp gerisine yaslandı ve omuzunu silkti, "Bu donutla beni tanıştırdığın için borcunu siliyorum. Dediğin gibi, bu donut dünyaya barış getirebilecek kadar güzel."

🥆🥆

"Ne yaptık dediniz?" Bucky büyük bir şaşkınlıkla sorarken, Sharon soğuk suyundan büyük bir yudum alıp Steve ve Tony'e baktı, "Evlendik dedikler. Evlenmişler. Tanrım! Ellerinde yüzük bile var."

"Evli olan insanlar genellikle yüzük takar, Sharon," dedi Tony gözlerini devirip, daha sonra eşinin elini tuttu, "Bakın, çok hızlı olduğunu biliyoruz. İlk görüşte aşk bizimkisi. İlk görüşte olmasa bile ikinci görüşte vurulduk birbirimize. Vakit kaybetmek istemediğimiz için de evlendik." Sahte bir evlilik olduğunu kimseye söylemem kararı almışlardı. Riske girmek istemiyordu ikisi de.

"En azından düğüne bizi çağırabilirdiniz," alıngan bir sesle konuştu Bucky, "Bunu hak ediyorduk."

"Her şey çok hızlı oldu," Steve elini Tony'nin elinden çekip gergin bir şekilde saçlarına geçirdi, "Her neyse. Sadece haberiniz olsun istedik. Şimdi müsaadeniz ile eşimi de alıp evimize gitmek istiyorum. Şuna bak, daha damatlıklarımızı bile çıkartmadan size geldik," Steve hızla ayağa kalkıp Tony'nin elini tuttu, "Daha sonra görüşürüz çocuklar."

Steve hızlı adımlarla, arkasında Tony'i de sürükleyerek evden çıktığında, esmer adam büyük bir kahkaha attı ve arabasının kapısını Steve için açtı, "Sevgili eşim, sakin ol biraz. Benimle baş başa kalmaya bu kadar meraklı olduğunu bilmiyordum."

"Çok komik," diyerek emniyet kemerini taktı Steve, "Sadece biraz fazla stres yaptım. Eve gidebilir miyiz bir an önce lütfen?"

"Dün gece hiç uyumadın, değil mi?" Tony, Steve'in kızarmış olan gözlerine bakıp kafasını iki yana salladı, "Eve gidince sana papatya çayı yapabilirim. Taco Bell'den Burrito sipariş ederiz. Yemeğini yedikten sonra uyursun."

"Bol patates kızartması olsun," dedi Steve kafasını cama yaslarken, "Ve yanına salata da lütfen."

"Tamamdır," dedi Tony arabayı biraz daha hızlandırırken, "Bu arada aşağı katı spor salonuna çevirmelerini söyledim. Spor yapmayı seviyor gibisin." Steve'in kaslı vücuduna kısa bir bakış attı esmer adam. Dili kendisinden izinsiz üst dudağında bir gezintiye çıkmıştı.

"Bazı kurallarım olur, Stark." Steve kafasını camdan çekmeden Tony'e baktı, "Yalandan da olsa evliyiz. Bu yüzden beni aldatmaya kalkma, Peter'ı da alır giderim, yüzünü bile göremezsin çocuğumuzun,"

Tony büyük bir kahkaha atarken, Steve de gülerek kollarını göğsünde bağladı, "Ve ayrıca eve içki sokmana izin vermem. Zaten içmeyeceksin ama evde de süs niyetine bile olsa bulunmayacak. Bu konuda çok ciddi ve netim."

Steve'in içki konusunda neden bu kadar sert olduğunu biliyordu Tony. Sarhoş bir sürücü yüzünden ailesini kaybetmedi nefretini körüklüyordu haklı olarak ve Tony, Steve'in canını sıkmamak için bu kuralı seve seve kabul etti, "Orası senin de evin, Bay Rogersstark. Eve içki girmesini istemiyor musun? Girmeyecek."

"Yatakta horlarsan aşağıya atarım."

Esmer adam tek kaşını kaldırıp Steve'e çevirdi yüzünü, "Beraber mi yatacağız demek bu? Lütfen böyle olsun. Sana bu nasıl söyleyebileceğimi düşünüyordum saatlerce."

"Ne de olsa evliyiz," dedi Steve dudaklarını hafifçe içine doğru ıstırıp, "Eğer birbirimizden rahatsız olursak odaları ayırırız."

"Rahatsız olacağımı düşünmüyorum," sessizce mırıldandı Tony, daha sonra arabasını büyük evin bahçesine soktu ve büyük bir gülümseme ile elini Steve'e uzattı, "Evine ve iki haftalık artı bir aylık evlilik serüvenimize hoş geldin, sevgili eşim."

Steve gülerek kafasını iki yana salladı ve eşinin elini tuttu, "Hoş buldum, sevgili eşim."

🥆🥆

Soulmate \\\ ˢᵘᵖᵉʳᶠᵃᵐᶤˡʸOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz