33.Bölüm

17.8K 983 167
                                    


Banyo kapısını kapattıktan sonra sırtımı kapattığım kapıya yasladım ve derin derin nefesler almaya devam ettim. Kalbim deli gibi atıyordu ve elimi ne kadar kalbime bastırsam da bu sesin kulaklarımı doldurmasına engel olamıyordum.

Birden bedenime bir titreme geldi ve hemen son buldu. Bunun tek nedeninin kalp atışlarım ve üzerimdeki kıyafetlerin ıslaklığı olduğunu biliyordum.

Sırtımı kapıdan ayırdım ve dolaptan pijamalarımı alarak yatağın üzerine koydum. Tişörtümü ve eşofmanımı çıkardığımda iç çamaşırlarımın da ıslandığını yeni anlamıştım. Önce iç çamaşırlarımı değiştirdim ve sonra pijamalarımı giyindim. Islak kıyafetlerimi boş bir yere koyduktan sonra yatağın üzerine oturdum ve aldığım havluyla saçlarımı kurutmaya başladım.

Gözümün önünden bugün yaşadıklarım bir film şeridi gibi geçerken dilimle dudaklarımı ıslattım ve elimdeki havluyu saçımdan çekip yatağın üzerine koydum. Ellerimi yatağın kenarına koyarak gözlerimi karşıya odakladığımda ensemde bir ağrı oluşmaya başladı. Gözümün önü birden karardığında gözlerimi kapattım ve elimi enseme koydum. Derin derin nefesler alarak bedenimi rahatlatmaya çalışmaya başladım. Bu ağrılar bedenime sık uğramıyordu ama yine de alışıktım. Biraz bu şekilde oturup ağrı kesici alıp uyusam hepsi geçerdi. Sadece aşırı stres altında olduğum ve bedenim çok kasıldığı zaman bu ağrı vücuduma uğrardı.

Gözlerimi açarak ayağa kalktım ve elimi ensemden çekmeden yavaş adımlarla odadan çıkıp mutfağa indim ve bir ağrı kesici alarak kendimi direkt salondaki koltuğa bıraktım. Burada uyumak istiyordum çünkü kendimde yatak odasına çıkacak gücü bulamıyordum.

Bedenimi, ensemdeki ağrı ile birlikte uykuya bırakmam çok sürmedi.

*

Bilincim açıktı ama ben gözümü açamıyordum çünkü kirpiklerim buna izin vermiyordu. Sanki kirpiklerim birbirine kenetlenmiş gibiydi. Ensemde hâlâ hafif bir ağrı vardı. Kaşlarımı çattım ve kolumun altındaki yastığı kendime biraz daha çekip Fatih'in mis gibi olan kokusunu içine çektim. Dudaklarım, kokuyu duyumsayınca kendiliğinden kıvrıldı ve birkaç anlaşılmayan mırıltıya ev sahipliği yaptı.

Yastığa daha çok sarıldığımda dün yaşadığım her şey gözlerimin önüne geldi. Ben en son salondaki koltukta yatıyordum ama şimdi yatakta olduğuma yemin edebilirdim. Gözlerimi zorlukla araladım ve biraz bekleyerek kafamı yastıktan kaldırdım.
Kısık gözlerimi etrafta gezdirdim ve tahmin ettiğim gibi yatak odasında olduğumu anladım.

Demek ki Fatih gece beni buraya getirmişti. Gülümsedim.

Yüzümdeki gülümsemeyle birlikte yan tarafıma döndüğümde Fatih'i yanımda görememiş olmak yüzümdeki gülümsemenin solmasına yetmişti. Dirseklerimi yatağa dayayarak yataktan doğruldum ve sırtımı yatağın başlığına dayadım.

Gitmiş miydi?

Ama o hiç bana haber vermeden gitmezdi ki.

Artık hep böyle mi olacaktı?

Gözlerim tekrar dolduğunda ağlamamak için kendimi sıktım ve elimle saç diplerimi ovalayarak etrafa bakındım. Telefonumun burada olup olmadığını anlamaya çalışıyordum. Aklıma dün en son komodinin üzerine koyduğum gelince direkt oraya baktım. Oradaydı. Elimin birini saçlarımdan çekerek telefonumu aldım ve saate baktım. Saat 11.34'tü ve ben daha yeni uyanmıştım. Bu kadar uyumuş olmamı sadece başımın ağrısına vermek hata olurdu. Uykuyu seven bir insandım.

Hiç düşünmeden telefondan rehbere girdim ve direkt Fatih'i aradım. Çaldı, çaldı, çaldı... Tam açacağına olan inancımı yitirdiğim zaman telefonu kapattım. Normalde olsa telefon kendiliğinden kapanana kadara aramaya devam ederdim ama açınca ne diyeceğimi bilmediğim için kapatmıştım.

DİKENLİ AŞK (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin