20 (d)

1.1K 140 117
                                    

"Hwang Hyunjin ha? Hangi rüzgar attı seni buraya?"

Hyunjin'in bir anda belirmesi ortamda hüküm süren gerginliği arttırmış, bunun üzerine Jaewon Seungmin'in kendisine attığı tekmenin acısından kurtulmuş gibi gülüp ayağa kalkmıştı.

Hyunjin yaslandığı demir kapıdan ayrıldı ve diğerlerine doğru yürümeye başladı.

"Geçiyordum bir uğrayayım dedim, eğlencenizi bölmedim ya?"

Seungmin gördüğü beden ile hâlâ şaşkınlığını yaşarken onun gerçekten neden burada olduğunu anlamaya çalışıyordu. Onu burada görmek kesinlikle beklemediği bir şeydi ve görünüşe bakılırsa diğerleri de bunu beklemiyordu. Ayrıca yalan söylediğini de biliyordu, çünkü depo okuldan uzaktı ve Hyunjin'in buralarda dolanması inanılacak bir şey değildi.

"Üzgünüm ama böldün. Ve bilmelisin ki biz eğlencemize düşkün insanlarız."

Hyunjin duydukları üzerine dudak büzdü.

"Ah öyle mi? Kusura bakma ya, ama bunu telafi edebilirim, sanırım."

Cümlesini sırıtarak bitirdiğinde Jaewon ve arkadaşları demek istediğini anlamış ve onların da yüzlerinde aynı türden bir sırıtış oluşmuştu. Seungmin öylece onları izlerken ne yapacağı üzerinde kafa yormaktaydı. İşlerin daha fazla büyümesini istemiyordu fakat Hyunjin'in gelmesi ile bunun mümkün olmayacağı kesinleşmişti.

Çocuklardan biri Hyunjin'e hızla yürüyerek yüzüne doğru atakta bulunsa da Hyunjin ondan kolayca sıyrılarak yumruğunu yüzüyle buluşturmuş, çocuğun inleyerek yere düşmesini sağlamıştı. Onun ardından gelen bir diğeri Hyunjin'e arkadan atakta bulunmuş, elindeki bıçak elmacık kemiğine doğru isabet etmişti.

Seungmin şok olmuş bir şekilde olanları izlerken Hyunjin acıyla tısladı, çocuğun yüzüne çevirdi kafasını. Kan çizilen açıktan akmaya başlarken kaşlarını çattı çocuk.

"Şimdi beni kızdırdın işte."

Ardından eline doğru tekme atarak çocuğun elindeki bıçağı düşürdü, çocuk buna tepki bile gösteremeden tekmesini karnına doğru yöneltti bu sefer, bunu yaptığı an çocuk acıyla inleyerek yere doğru savrulmuştu.

Gözleriyle ortalıkta görünmeyen Jaewon'u ararken yerdeki bıçağı alıp kendisine doğru yaklaşan çocuktan habersizdi. Seungmin bunu gördüğü an dayanamadı, hızla kenardaki içki şişelerinden birini aldı ve şişeyi Hyunjin'e arkadan saldıracak Jaewon'un kafasında kırarken tereddüt bile etmedi.

Çocuk kafasına aldığı darbeyle yere yığılırken Hyunjin duyduğu sesle arkasını döndü. Önünde yere serilmiş Jaewon ve hemen bitişiğinde elinde kırık içki şişesiyle donmuş bir şekilde duran Seungmin'i görmesiyle kaşları havalandı.

"Seungmin," hemen çocuğun yanına eğildi. "Bana bak."

Fakat Seungmin ona bakmıyor, ifadesiz bir yüz ifadesiyle Jaewon'u izliyordu.

"Onu öldürdüm." dedi soğuk bir ifadeyle.

"Hayır, hâlâ nefes alı-"

"Kötü bir çocuğum, öyle değil mi?"

Hyunjin hâlâ ifadesiz bir yüz ve soğuk bir sesle bütünleşmiş Seungmin'e çevirdi kafasını. Çocuk ne kadar öyle görünse de içten ne kadar acı içinde olduğunu biliyordu Hyunjin.

"Bunu bir daha sorma sakın. Hadi gel benimle, gidelim buradan artık."

Ardından çocuğun cevap vermesini bile beklemeden ona doğru eğildi, belinden tutup ayağa kalkmasını sağladı. Hoş, Seungmin de konuşmak istemiyordu, az önce yaşananlar beyninin içinde tekrardan oynatılıyor ve tepkisiz kalmasını destekliyordu.

war of rainbow | hyunmin ✓Where stories live. Discover now