Kafamı sallarken, "Benden şimdilik bu kadar, aceleyle araştırabildiklerimdi bunlar." diyerek yatağıma oturdum. Ecrin hepimizin yüzüne tek tek baktı ve en sonunda bakışları bende durdu.

"Annem abimin adını Musab Bin Umeyr'i  (ra) sevdiği için Musab koymuş." dediğinde derince yutkunmuştum. Adını duyduğumda karnımda kelebekler uçuyordu sanki. Bunu belli etmemek için kendimi öyle çok kasıyordum ki...

"Yeni taşınanların ismi de çok güzel değil mi? Ammar ve Yasir." dedi Gül neşeyle.

"Bilmem, şuan erkek muhabbeti yapacak değilim." dedi Ülkü umursamaz bir sesle. Ceren eline kitaplığımdan bir kitap almış onu incelerken Hilal bağdaş kurmuş oturuyordu.

"Abim hakkında ne düşünüyorsun?" diye sordu Ecrin pat diye. Şaşkınlıkla bakışlarımız ona döndüğünde omuzlarını silkti. "Ne? Merak ediyorum."

"İyi insan." dedim.

"Eee?" dedi Ecrin merakla.

"Ezanımızı okuyan güzel bir müezzin..." dedim bu kez sıkıntıyla.

Ecrin, "Anladım tamam yeter." deyince diğerleri gülmeye başladı.

Somurtup arkama yaslanırken Hilal'in telefonuna gelen bildirim ile bakışlarımız ona döndü. Telefonu eline alıp bana kısa bir bakış attığında hızla yerimden kalkıp yanına oturdum.

Meraklıydım ne yapayım?

Müezzinimiz: Hilal, neredesiniz siz?

Müezzinimiz: Ecrin evde yok

Müezzinimiz: Annem de yok! Kapıda kaldım!

Hilal hemen başını kaldırıp Ecrin'r baktı ve, "Musab abin kapıda kalmış." dedi. Ecrin elini alnına vurduğunda unuttuğunu anlamıştım.

"Söyle buraya gelsin alsın."

Sarı Kız: Gelip alacakmışsın

Müezzinimiz: Bir de beni ayağına mı çağırıyor bücür?

Sarı Kız: Mihra şuan yanımda ve yazdıklarını okuyor

Şokla başımı kaldırıp kafasına vurunca gülerek geri çekildi. Salak kız, resmen ifşa etti!

Musab'ın verdiği cevaba bakmadım, şuan utançtan ölebilirdim. Kafamı duvara sürtüp kıvılcım çıkartasım vardı...

Kapı çaldığında yemenimi başıma geçirip çıktım odadan. Annem dışarıdaydı, Fatih ne halt yiyor bilmiyordum. Bir işe yaramıyordu, keşke evden atabilme şansımız olsaydı. Kesin kapıyı çalan da oydu, babam ve annem anahtarla girerdi. Bu çocuğa kapı açmaktan bıkmıştım!

İçimden söylene söylene kapıya yürüdüm. Kapı kulpunu aşağı indirirken, "Anahtarını al artık kafanı kıracağım!" diye bağırmıştım, bağırmaz olsaydım.

Musab kafasını sol tarafa çevirmiş, bir eli pantolonun cebinde sırıtarak soluna bakıyordu. Gözlerimi sımsıkı kapayıp yerin içine gömülmek istedim. Tepine tepine kendimi dövesim vardı.

"Ben Ecrin'den anahtarları alacaktım ama..." diye mırıldanmasıyla kafamı sallayıp içeriye doğru bağırdım.

"Ecrin!"

Seslenmem ile hemen odamdan çıkan Ecrin, bir abisine bir de bana baktı ve sinsice güldü. "Ay abi, özür dilerim kapıda kalcağını düşünmemiştim."

Mihra hâlâ niye burada dikiliyorsun salak?

Kendime gelince hızla arkama döndüğüm için Ecrin ile çarpıştım ve ayağım vestiyere çarptığı için acı dolu bir inleme çıktı ağzımdan.

Müezzin | TextingWhere stories live. Discover now