"O endam, eda nedir öyle, hey yavrum!
Kaç yıllık arkadaşlar birbirimizi sattık" Bizde ben önde olmak diğerleri de arkada olmak üzere onu takip ediyoruz. Her yürüyüşümüzde arkamızdaki kızların sayısı artıyor.

"Ye, ye, ye!
Çıtır çıtır
Ye, ye, ye!
Kıtır kıtır
Ye, ye, ye!
Çıtır çıtır
Ye, ye, ye!"

Şuandan itibaren yürümemizi durdurup, kızlarla programlı bir şekilde önceden çalıştığımız dans figürlerini sergiliyoruz, aynı zamanda ben şarkıyı söylemeye devam ediyorum.

"Hey seni yerler, yerler
Seni ham yapar bu zilliler
Yaylanmadan yürü
Yoksa günah bizden gider
Hey seni yerler, yerler
Seni ham yapar bu zilliler
Yaylanmadan yürü
Yoksa günah bizden gider
Seni yerler, yerler
Seni ham yapar bu zilliler
Yaylanmadan yürü
Yoksa günah bizden gider"

Dansı bırakıp hepimiz önümüzdeki mahalleye yeni taşınıp aklımızı başından alan adamin arkasından söylenmeye başlıyorduk.

"Bu kadar cilvesi
Olur mu be erkeğin
Delikanlı mısın kız mısın
Anlayalım artık hop usta
Sen başımıza bela mısın"

Dans etmeye devam ediyorduk şarkı son kez başa sarmadan önce. Hep beraber kızlarla önceden çalıştığımız karagrofiyi kusuruz bir şekilde mahalle ortasında sergiliyorduk. Şarkı sözleri tekrar başa sardığında, başrol oğlanın, peşinden tekrar ilerlemeye devam ediyorduk, arada bir kıvrak hareketler sergilemeyi eksik etmiyordum ben o sıra.

"Sen bizim mahalleye geldin geleli canım
Bizde ne akıl kaldı ne de fikir, bittik
O endam, eda nedir öyle, hey yavrum!
Kaç yıllık arkadaşlar birbirimizi sattık
Ben sokak kedisi gibi sürtünüp yerde
Komşunun kızı kampta, sporda, stepte
Terzi Mukadder satıp savdı malı mülkü
Gizlisi saklısı kalmadı
Topumuz niyette
Ye, ye, ye!
Çıtır çıtır
Ye, ye, ye!
Kıtır kıtır
Ye, ye, ye!
Çıtır çıtır
Ye, ye, ye!"

Tekrar dans etmeye başlıyorduk bu andan itibaren.
"Hey seni yerler, yerler
Seni ham yapar bu zilliler
Yaylanmadan yürü
Yoksa günah bizden gider
Hey seni yerler, yerler
Seni ham yapar bu zilliler
Yaylanmadan yürü
Yoksa günah bizden gider
Seni yerler, yerler
Seni ham yapar bu zilliler
Yaylanmadan yürü
Yoksa günah bizden gider
Ye, ye, ye!
Ye, ye, ye!
Ye, ye, ye!
Ye, ye, ye!
Çıtır çıtır"

Şarkı bittmesine yakın ben başrol olanın yanında göz kırarak geçiyordum ve kameranin açısı yavaşça gökyüzüne kayarak, klip sonlanıyordu.

Şarkıyı ve klibi tekrar gözlerimin önünde canladırmamla gerçekten güzel iş çıkardığıma emin olmuştum. Duvardaki saate baktığımda, saatin 19.02 yi göstermesiyle, klibin iki dakika önce yayınlandığını fark etmiştim. Umuyordum ki beğenilirdi. Koskoca Sezen Aksu'dan almıştım sözleri sırf onun için bile dinlenilirdi. Zamanın böyle geçmeyeceğine emin olduğum için kitaplıktan yarım kalan kitabımı alıp okumaya başladım. Kitap okurken ve muzik dinlerken hayattan soyutlandığım için vaktimi en güzel düşünmeden bu şekilde geçireceğimi biliyordum.


*************

"Ne bitmek bilmez bir saatmiş ya resmen on saattir, bir saatin geçmesini bekliyorum şerefsizim." Iki gün geçmişti geçmesine ama son bir saat geçmek bilmiyordu. Son beş dakika özellikle geçmeyerek beni verem etmişti. Zil sesiyle kapıya yöneldim, annemin gezisi uzun süreceği için kızların geldiğine neredeyse emindim. Kapıyı açtığımda Aleyna elindeki telefonla beni çekerken, Burcu elindeki yemek olduğunu düşündüğüm poşetlerle içeriye geçti. Aleyna suratımın sirke sattığını görünce kamerayı ağzıma sokana kadar dibime girdi.

AFİTAPWhere stories live. Discover now