BÖLÜM 10: CANHIRAŞ RUH

3K 350 152
                                    

Bölüm Şarkıları:

Kendimden Hallice- Dünleri Attım

Madrigal- Ne Zamandır Sendeyim

Can Ozan- Sar Bu Şehri

............................

Küçükken geceleri gördüğüm kâbuslardan kaçıp ilk sığındığım kişi hep babam olmuştu. Beni koşulsuzca sarıp sarmalayan tek insan... Kucağına alır uyuyana kadar saçlarımı okşarken kendi hayal dünyasında kurguladığı, her seferinde değişen hikâyelerinden birini anlatırdı. Bazen sırf hikâye anlatsın diye yalandan korkmuş numarası yapardım, oysa sadece anlatmasını istesem yine anlatırdı.

O küçük kız çocuğunun büyüyüp tek kalışı zihnimde canlandı; evin her köşesinde attığı kahkahalar, huzur dolu yuvasında kurduğu oyunlar, ergenliğinde ablasından yürüttüğü kıyafetler, kardeşleri ile ettiği kavgaları ve niceleri... Hepsi küçük bir kız çocuğundan yetişkin bir kadına geçişimde tattığım güzel duygulardı. Huzur ve sevgiyi aşılayan bir ailede doğup, büyümenin tek kötü yönü vardı; dışarıda ki kötülüklerden habersiz olup, hazırsız yakalanmaktı.

Tek istediğim bu kâbustan kaçıp babamın huzur dolu kollarına sığınmaktı. Beş yaşında nasılsam yirmi beş yaşımda da aynısını yapabilmekti. Ruhumu dağlayan acıları tek tek söyleyip kendimi bu yükten kurtulmak istiyordum. Bencildim, ailemin canını yakacağımı bile bile onlara bütün dertlerimi anlatmak için yanıp tutuşacak kadar bencildim. 

Başımdan aşağı akıp giden sıcak suya karşılık gözlerimi kapatıp kollarımı çıplak vücuduma sardım. Ruhumu bir pranga gibi bağlayıp, çözülmez hale getiren karmaşıklık gün geçtikçe daha da beter hale gelmişti.

Banyoyu saran buhar nefesimi daraltıyordu. Ne kadar süredir suyun altında durduğumu bile hatırlayamazken, bütün kafa karıştırıcı detayları beynim asla unutmaması bana bir ceza olmalıydı. Suyu kapatıp duş kabininden çıktım. Vücudumdan akan sular damla damla parkeye çarparak tok bir ses çıkarttı.

Yorgun bedenime rağmen elimden geldiğince hızlı hareketlerle bir havlu alıp, bedenime dolandım. Günlerdir hiçbir şey yapmadığım halde ruhsal bir yorgunluk içerisindeydim. Elimi kaldıracak gücü zar zor buluyorken bu gece ki davette aktif bir rol alacak olmam beni daha da geriyordu.

Banyodan ayrılıp hazırlanmam için düzenlenmiş odama karşılık gözlerimi devirdim. Kapıda bekleyen birilerinin varlığını hatırladığımda vücuduma sarılı havlunun ıslaklığı emdiğinden emin olduktan sonra çıkarıp, alt iç çamaşırını giyindim. Giyeceğim elbise sutyeni kaldırmayacağı için üst kısmımı çıplak bırakarak hazırlık aşamasından kolaylık sağlayacak ince bornozu giyindim.

Bundan sonrası tepki veremeyeceğim kadar hızlı geçti. Beni hazırlamak için gelen ekip, kısa sürede her şeyi halledip gittiler. Dikkatle asılmış kırmızı elbiseyi alıp üzerime geçirdim. Sırtında ki keskin dekolte ve sağ bacağımı uyluğuna kadar gözler önüne seren ince askılı elbise oldukça cüretkârdı. Elbiseyi izlemeyi kesip, bugün için hazırlanmış takıları taktım. 

Tamamen hazır olsam da ruhen bu geceye hazır hissetmiyordum. Çekimin üzerine dört gün geçmişti ve ben bu süre zarfında evden çıkmamıştım. Tek başıma günlerim geçerken Çetin iyileşerek bana katılmıştı. 

Korhan Ali'yi ise çekim gününden beri görmüyordum. O gün beni eve bırakıp gitmişti ve bir daha ne gelmişti ne de aramıştı. Atilla abi bile birkaç kez arayıp iyi olup olmadığımı sormuştu ama o aramamıştı. İlk gün bunun değişen duygularıma iyi geleceğini düşünüp, kendimi buna inandırmıştım ama gece olduğunda düşüncelerime sızıp beni uykusuz bıraktığında bunun imkansız olacağını anladım. Onu düşünmeden duramıyordum...

VURGUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin