"Ne?" Ürkerek, girdiği transtan çıktı.

"Dedim ki, neden İngilizce dersinden sonra beni beklemedin? Her zaman beraber gideriz değil mi?" Nick sordu.

Harry, göz devirme isteğini bastırdı. Evet, Nick onun arkadaşıydı ama bazen gerçekten de sinir bozucu olabiliyordu. Arkadaşı olmayan insanlara tepeden bakıyor ve kaba olabiliyordu- bazen arkadaşlarına bile- ve Nick'ten böyle zamanlarda pek hoşlanmıyordu ama yıllardır tanışıyorlardı ve Harry kendini ona karşı nazik olması gerekiyormuş gibi hissediyordu.

"Um, şey, test hakkında düşünüyordum ve seni beklemeyi unutmuşum." Harry bahanesinin inanılabilir olmasını diledi. Evet, Nick'i beklemeyi unutmuştu -ama test yüzünden değildi. "Üzgünüm."

Nick kollarını bağdaştırdı. "Bir dahaki sefere hatırlasan iyi olur, Styles."

"Tabii." Harry, Liam'la konuşabilmek umuduyla ona baktı. Daha fazla Nick'le konuşmak istemiyordu -hem bir yandan, Liam, Zayn ve Louis hakkında bir şeyler biliyor olabilirdi.

"Li, Zayn Malik'in cinsel yönelimini biliyor musun?"

"Erkeklerden hoşlanıyor." Liam otomatik bir şekilde cevapladı. Harry ona bakınca rahtsızca sordu. "Ne?"

"Nereden biliyorsun?" Harry şaşkın bir şekilde sordu. Açıkcası Liam'dan bir cevap vermesini beklemiyordu. "Zayn çok sessiz ve gizemli, bunu nereden biliyorsun? Yani, daha fazla araştırma yapmam gerekir diye düşünmüştüm ama... Nasıl öğrendin?"

Liam omuz silkti. "Biliyorum işte, Harry. Hem sen bunu neden öğrenmek istedin ki?"

Neden sorduğunu hatırlayınca, Louis'nin masasını işaret etti. "Ben sadece- Louis ve Zayn aralarında bir şey varmış gibi duruyorlar."

Liam da onlara baktı ve ikisi, Zayn'in sevgiyle Louis'nin burnuna dokunup Louis'nin de tatlı bir biçimde burnunu kırıştırmasını izledi. Harry kıskançlıktan patlamak üzereydi.

"Oh," Liam yumuşak bir şekilde söyledi. "Yani, bilemiyorum."

"Eğer Zayn erkeklerden hoşlanıyorsa Louis ile çıkıyor olabilirler." Harry masayı sıkıca tutarken söyledi.

"İkisi de eşcinsel ve yakınlar diye sevgili olmak zorunda değiller." Liam yorum yaptı. "Asla bilemezsin."

Harry iç çekti. "Beni öldüren de bu." Anlık oluşan sessizlikten sonra Harry bir şey hatırladı. "Bu arada, Li, annem bu hafta sonu beraber pikniğe gitmeye davet etti, kazanmamızı kutlamak için."

"Tabii, geleceğim." Liam, patates kızartmasını ketçapa batırdı ve sırıttı. "Annenin sandviçleri mükemmel."

*****

Pazar günü; Harry, Liam, Gemma ve Anne parkta geziniyorlardı. Geniş bir ağacın altında oturmak için yer buldular ve eşyalarını yerleştirdiler.

"Hadi çocuklar! Örtüyü yere serin." Anne söyledi ve Gemma önceden yaptıkları plastik kutulardaki yemekleri çıkarırken, çocuklara katlanmış örtüyü uzattı.

"Dürüst olmak gerekirse, siz gerçekten en iyi aşçısınız." Her şey hazırlanıp yemeğe hazır bir şekilde oturduklarında Liam söyledi. "Ne zaman sizin yaptığınız yemekleri yesem kendimi beş yıldızlı bir restoranda gibi hissediyorum."

"Teşekkür ederim, Liam." Anne sıcak bir gülümsemeyle söyledi. "Hadi çocuklar, yiyelim!"

Yemekler gerçekten de lezzetliydi, dörtlü gülerek ve sohbet ederek güzel bir öğlen geçirdi. Ardından, Gemma ve Anne eve gittiklerinde Harry ve Liam, beraber yürüyüş yapmaya karar verdiler. Futbol teknikleri hakkında konuşuyorlardı ve Harry duyduğu tanıdık sesle olduğu yerde kaldı.

love me, please? (Türkçe Çeviri)Where stories live. Discover now