P-2

730 8 0
                                    

Mekana gittiğimde arabayı park ettim ve havalı bir şekilde yürümeye başladım. Buraya çok sık takıldığımız için bir çok kişiyi tanıyordum. Ve genellikle sevgililerimi burdan seçerdim. O yüzden de çoğu eski sevgilimle de burda karşılaşırdım. Kötü, iyi, süzen ve nefretle bakan bakışlar arasından havalı bir şekilde geçerek mekana giriş yaptım. Çok havalı bir yerdi ve genelde zenginlerin geldiği bir mekandı. E bizde zenginler olarak burdaydık tabi.

Içeri girdiğimde direk herzaman oturduğumuz köşeye ilerledim. Bizimkiler oturuyorlardı. Ellerimi kaldırarak kocaman gülümsememle herkesi selamladım.

"Nerdesin kızım? Sensiz tadı yok buraların" dedi Mert. Ona gülümseyip garsonu yanıma çağırdım. Kulağına bişeyler fısıldadım kafasıyla onaylayarak koşarak uzaklaştı. Bana soru soran gözlerle bakan arkadaşlarıma bakıp gülümsedim ve her zaman ki yerime oturdum.

Bir 5 dakika sonra garson arkasında iki garsonla beraber shotları ve bir kaç mezelik yiyecekleri getirdiler. Shot bardağımı alarak havaya kaldırdım. Hepsi benim gibi bardağını aldı ve havaya kaldırdı. Hepsine tek tek bakıp gülümsedim ve "Eğlence başlasınnnnn!" diye bağırıp hep birlikte fondip yaptık. Müziğin sesi çok yüksek olduğu için sadece bizim masa duymuştu ama bağırdığım için boğazım yakıyordu. Ama içkimi fondip yapınca biraz daha yaktı ve bu bana büyük bir keyif verdi.

Deliler gibi içiyorduk. Ama kafam çok iyi olmadan mekandan birini seçmeliydim. Burdan elim boş çıkamazdım. Gözlerimi kısıp etrafı incelerken bana bakan bir çift yeşil gözle karşılaştım. Çocuk beni izliyordum. Kim bilir kaç saattir bakıyordu. Çocuğa bakıp en tatlı gülümsememi yolladım. Bardağı elime alarak çocuğa doğru kaldırdım. Çocuktan gözlerimi ayırmadan fondip yaptım ve elimdeki limonu çocuğa bakarak yedim. Daha sonra dudaklarımı yalayarak çocuğa gülümsedim. Bu yaptıklarımdan etkilenmiş olacakki viskisini fondip yapıp yanıma doğru gelmeye başladı.

"Dans edelim mi?" diye sordu. Bende kafamla onaylayıp elini tuttum ve dans edenlerin arasına daldık. Önce yavaş bir şekilde dans etmeye başladık. Çocuk kulağıma doğru eğilip "Benim adım Emre ya sen?"  diye sordu. "Miray" diye bağırdım. Bir süre sonra alkolun da verdiği rahatlıkla deliler gibi dans ediyordum. Özellikle Emreye sürtünmeye özen gösteriyordum. Yavaş yavaş yaklaşıyordum. Emre hareketlerimden etkilenmişti belliydi. Beni öpmesi için dudaklarımı yaladım. Ellerimide boynuna koydum ve onu kendime çektim. Biraz daha sürtünerek dans etmeye devam ettim. Ve beklediğim an geldi. Daha fazla dayanamadı ve dudaklarıma yapıştı. Öyle bir açlıkla öpüyordu ki. Onu daha fazla heycanlandırmak için kısa sürede geri çekildim. Kahkaha atıp oynamaya devam ettim. Ben ona sürtündükce nefes alışı artıyordu. Tam kıvama geldiğini anladığımda kulağına eğilip "Benim eve gidelim mi?" diye sordum. Hep bu anı bekliyormuş gibi derin bir nefes verdi ve "Olur" dedi. Kapının önünde buluşmak icin anlaştık ve bizimkilerin yanına gittim. "Gençler ben kaçıyorum. Cok yoruldum" dedim. Kıvanç koca bir kahkaha patlattı. "Anlaşılan kızımız yeni kurbanı seçmiş" ona dil çıkarıp çantamı alarak ordan uzaklaştım. Emre dışarda beni bekliyordu. "Gidelim. Arabam bu tarafta" deyip gülümsedim ve Emrenin elimi tutup baş parmağımı etli kısma sürttüm. Arabaya atlayıp eve doğru yol aldık.

Vote ve yorumları unutmayın lütfen..
+5 vote yeni bölüm hemen gelir

PiçorellaOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz