BÖLÜM-2

176 153 263
                                    

Merhaba arkadaşlar. Bu bölümde biraz daha olaylar gelişmeye başlayacak. Umarım beğenirsiniz. Lütfen beğenip beğenmediğinizi de yorumlarda belirtir misiniz? Ve hikayemi oylamayı unutmayın 🤭😍♥️
  
         Yanımdaki babamın adamına burda kalmasını söyleyerek toplantı salonuna girdim. Masanın en başında oturan sevgili babam ona doğru eğilmiş adamına bir şeyler söylerken kapının açılış sesi ile göz ucuyla gelene yani bana baktı. Beni beklemiyor olacak ki şaşkın yüzünü tamamen bana  çevirdi. Çatık kaşları düzeldi. Dudağının kenarı hafif kıvrıldı. Beni gördüğüne sevinmiş olmalı. Yine gelmeyeceğimi düşündüğü apaçık ortada. Adamına "Sen gidebilirsin. Artık gerek kalmadı." Derken de bana bakıyordu. Anlaşılan o ki düşüncelerimde yine yanılmadım. Adamı az önce benim girdiğim kapıdan çıkarken bende gözlerimle masada boş yer aramaya başladım. Masadaki ortaklara gözüm kayınca garip bir şekilde bana baktıklarını fark ettim. Eh buraya bakışmaya gelmediğime göre yerime geçeyim bari.!:) Masada boş bir sandalyeye elimi attığım sıra babamın gür sesi kulaklarımı doldurdu.

      "Ateş oğlum! Hoşgeldin, yanıma otur." Gösterdiği sandalyeye baktım. Az önce oranın da boş olduğunu hic görmediğimi fark ettim. Dik duruşumu bozmadan yanına gittim. Babamda o sırada ayağa kalkıp kollarını açtı. İstemeyerek de olsa sarılmasına  karşılık verdim. Babamı bu adamların yanında küçük düşürmek en son isteyeceğim bir şey bile değil. Ne de olsa o benim babam. Bu kollara korktuğumda üzüldüğümde hiç sığınamadım. Ne acı değil mi babam kirli işlerine bulaştırdığı için mutlu ve bunu tebrik etme amacıyla sarılıyor. Kalbimdeki sızı kendini belli etti. Üzgünüm, kırgınım. Lakin babamın benden ayrıldığında yüzüne kocaman bir  gülümseme yerleştirdiğini gördüm. Bende karşılık olarak yüzüme zoraki bir gülümseme yerleştirdim.  Ben her ne kadar büyüsem de içimdeki çocuk yine bu gerçekle uçuruma biraz daha yaklaştı. Bu duruma daha fazla katlanamayacağımı farkedip hemen babamın bana oturmamı söylediği yere oturdum. Şimdiden bunalmıştım. Gömleğimin ilk düğmesini açtım. Babam önündeki dosyayı açtı ve kirli planlarını anlatmaya başladı. Diğer adamlara göz gezdirdiğimde hepsi pür dikkat babamı dinliyordu. Bende dinlemeye koyuldum. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar bilmem gerekiyor. Bu planı hepsinin başına yıkacağım ne de olsa. Babam hazırladığı planlarını gururla anlatmaya devam ederken benden onay beklediğini fark ettim. Bir kaç bir şey söyleyerek babamın bu isteğini de yerine getirdim. Babam memnuniyetle tekrar diğerlerine dönüp anlatımına devam etti. Yakın zamanda  silah dolu bir tır teslimata gönderilecegini ve adresini saatini öğrendim. Artık gerisiyle ben ilgileneceğim. 
 
      Toplantının bitmesi ile herkes dışarı çıktı. Tam bende çıkacağım sırada omzuma koyulan bir elle başımı o yöne çevirdim. Babam mutlu yüz ifadesiyle benimle gurur duyduğunu belli etti.
"Ateş teşekkür ederim oğlum. Buradaki insanların gözü önünde bir kez daha küçük düşmeme izin vermediğin için ve artık bu durumu kabullendiğin için."
 
      "Önemli değil. Her ne kadar seninle tam olarak yıldızlarımız barışmasa da o insanların yanında küçük düşmeni istemem. Bu duruma da henüz alışabilmiş değilim lakin alışmaya çalıştığımı bilmeni isterim."
  
      Yüzüme yerleştirdiğim babamı inandıracak kadar gerçekçi olan fakat sahte gülümsememle babama veda edip toplantı odasından çıktım. Kabullendiğimi düşünmesi her ne kadar sinirimi bozsa da bunu belli edecek değilim. En azından şimdilik...
    
      Şirketten çıkıp yanımdaki adama arabayı getirmesini söyledim. Hızla yanımdan uzaklaştı. Arada işe yarıyor mu ne? :)  Ofisin önüne geldiğim sıra  benimle birlikte araba da  önüme geldi. Hayret sözde yardımcım ön tarafa oturmuş!  Beklemeden arabaya bindim. Kaybedecek bir saniyemin bile olmadığının pekâlâ farkındayım. Yol boyu içimdeki çatışmalardan duran arabayla sıyrıldım. Kapımı açtılar. Hızla inip eve girdim. Üzerimdeki takım elbiseye daha fazla tahammülüm kalmadığından direk odama çıktım. Takım elbise yerine spor kıyafetlerimi giydim. Beyaz bir tişört siyah eşofman ve yine beyaz spor ayakkabımla saatlerdir aradığım rahatlığa kavuştum. Kulaklığımı da alarak tekrar aşağıya indim. Mutfaktan bir elma yıkayıp kendimi dışarı attım. Bir yandan da kulaklığımı taktım. En sevdiğim şarkıdan başlamak isteyerek "Emre Taşarer'den Ara" şarkıyı açtım. Elmamı bitirdikten sonra her zaman spor yaptığım ormana geldim. Burda yol olması en çok benim işime yarıyor. Bu yolun ucu bir gölete çıkıyor. Ucu pisliğe çıkmayan tek bu yeri çok seviyorum. Huzuru tüm benliğimde hissediyorum. İçimdeki sıkıntılardan kurtulup enerji ile doluyorum. Burda aldığım her kararın sağlıklı sonuçları oluyordu. Ve yine bu önemli karar için de oraya gitmeye karar verdim. Normal bir tempoda koşarak gölete ulaştım. Ağaçların tertemiz oksijeni ciğerlerime dolarken gözlerimi kapatıp bir kaç dakika öylece bekledim. Koştuğumdan dolayı hızlanan nefes alışverişlerim normale dönüp zihnim açıldı. Hem yaptığım koşu hemde eşsiz güzellikteki bu yerin  ruhen ve bedenen beni rahatlattığını tüm benliğimle hissettim.

ÇUKURWhere stories live. Discover now