32. HİSSETMEK

En başından başla
                                    

"Bir seneye kalmadan seninde başına geçmen gereken işler." dedim imayla. Anıl çalışmaktan ve işten nefret ediyordu. Beni umursamayarak Elife döndü ve "Şu ürkütücü yol kesen adam sürekli sana bakıyor." dedi dürterek. Elifin bakışları hızla Ardaya kayarken o sırada Arda da ona bakıyordu ve uzun sayılabilecek bir zamam diliminde bakıştılar. Onların bu halini sırıtarak izliyordum.

İlk kendini çeken taraf Elif oldu. Gerçekten dediğini yapıyordu. Telefonuma ardı ardına düşen bildirimler paylaşılan fotoğraflardandı. Bunun bilinciyle bakmadan telefonumu sessize aldım. Telefonu tekrar masaya bırakırken Karanla göz göze geldik. Dudakları hafif bir hareketle kıvrılırken beni baştan aşağıya süzdü. Ben hala elbisemle, o hala takımıyla idi. Sadece biraz dağılmıştık ama hala çok güzeldik.

Elini bir kez yanındaki boşluğa vurduğunda istediğini hemen gerçekleştirerek ona doğru yürüdüm. Yanına geldiğimde bileğimden tutup çekerek yanına oturttu beni ve kolu anında beni sardı. Başım göğsüne düşerken o da çenesini başıma yasladı. Teninden yayılan sıcaklık ve erkeksi kokusu bedenime geçtiğinde evimde hissettirdi. Ki öyleydi. Arda, Yaman, Uygar ve onlara katılan Elifle, Anıl etrafımızda yerlerini almış devam eden sohbete katılmışlardı. Ne konuştuklarına hiç takılmayarak Karan'ın parmağında ki alyansla oynuyordum. Gerçekten nereden nereye geldik...

Karan dudaklarını kulağıma bastırarak sadece benim duyabileceğim bir şekilde "üzerini değiştirelim istersen." dedi. Ben kendim değiştirebilirdim elbet ama onun değiştirelim demesi bu eylemi beraber yapma isteği tüylerimi havaya diksede çaktırmayarak konuyu başka yere çektim. "Kıyafet getirmedim ki yanımda ne giyeceğim." dedim başımı ona doğru kaldırarak.

"Odamızda giymen için birkaç kıyafet var. Hepsi sana göre ve yeni alındı. Diğerlerininde odasında birkaç bir şey var giymek isterlerse." dedi. Bu kadar çok şeyi düşünüyor olmasına şaşıyordum gerçekten. Hemde bu kadar kısa sürede.

"Sana hayran olduğumu daha önce hiç söylememiştim." dedim. "Bence bakışlarımdan belli oluyordur ama bu sefer dillendirmekte istiyorum. Her şeye hakim olman, her detayı düşünmen. Aynı anda her şeye hükmedebiliyorsun ve bu kadar o kadar yakışıyor ki sana."

Gözleri kısılırken, üst dudağı hafif bir kıvrım kazandı. Bakışları dudaklarım ve gözleri arasında gidip geldi. "Bak sen." dedi alaycı bir sesle. Şuan kendini frenlemek için alaya aldığını düşünüyordum çünkü kahveleri iki ton koyulaşmış bana yine beni öpmek istiyormuş gibi bakıyordu. Belime sardığı ellerinin parmakları tenimi delmek ister gibi sıkılaştığında emin olmuştum.

Hemen arkamda Ardayla konuşan Mirazı düşünerek "üzerimi değiştirmek istiyorum." dedim Karan'a. Birkaç saniye tepkisiz kaldı ama sonra koltuktan kalkarken beraberinde benide kaldırdı. "Nereye ?" diye atılan Anılla herkes bize baktı. Karan, Anıla öyle ters bir bakış attı ki Anıl yerine sinerek "banane ki zaten." dedi.

Bana bakan Elife dönerek "üzerimi değiştireceğim." dedim kısık bir sesle. Karan da aynı kısık tonla Elife "istersende sende üzerini değiştirebilirsin alınanlar üzerine olmazsa da haberim olsun hemen yenileri gelir." dedi Karan. "Kıyafetlerinizi de..." dedi bakışları benide bulurken "butik sahibi bir kadın seçti." dedi. Bunu Elifin kendini rahatsız hissetmemesi için söylediğini anlamıştım. O gerçekten çok düşünceliydi. Elif de bizimle ayaklanırken "tamam Karan teşekkür ederim." dedi.

Karan hafif bir baş sallamayla beni üst katta ki odalara yönlendirdi. Bir odanın önünde durduğumuzda kapıyı açarken omzunun üzerinden de Elife dönerek "sonda ki oda senin." dedi ve beni belimden iterek odaya soktu.

Odaya göz gezdirdiğimde ilk gözüme çarpan kesinlikle yatak olmuştu. Oldukça büyük geniş yatağın üstünde büyük küçük bir sürü yastık vardı ve yatağın üzerinde tavandan yere kadar uzanan tüller vardı. Yatak bir masal kitabının başrolü olan kızın uyuyup uyandığı yatak gibiydi. O kadar masalsı.

BERCESTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin