Sonra bir ses duyuldu. Telefonum çalıyordu. Telefonumu çıkarıp yazıya baktım. Ortaklardan biriydi. Kara'nın babası, Karan.

Telefonu acil bir şey olma düşüncesi ile açtım.

"Semih. Bizim televizyonda virüs gibi bir şey olmuş. Bütün kanallarda yaralı Ceylan diye bir şey var. Mutlu ailesi deyince sizi aradım. Bir şey mi oldu?"

Kahretsin! Tüm televizyonlarda var mıydı şimdi?

Televizyonda olan videonun başlaması ile hızla onu geçiştirdim.

"Ne olduğunu biz de bilmiyoruz. Haber veririz önemli bir şey olursa."

Daha fazla bir şey demesine fırsat vermeden, telefonu kapattım. Babamlar bana dönünce konuşmaya başladım.

"Galiba bu videoyu sadece biz izlemiyoruz."

Daha sonra televizyondan ses geldi.

"Bir varmış, bir yokmuş. 17 yıl önce küçük bir kız dünyaya gelmiş. Bu kız Mutlu ailesinin küçük, biricik kızıymış. Ama kötü bir adam, bebekleri değiştirmiş. Bebeğini aldığı adama da para vermiş, bu küçük kızın her yaşını mutsuz geçirmesi için. Çünkü küçük kızın babası, o adamın oğlunu öldürmüş. Küçük kız her yaşını kötü ve berbat geçirirken, diğer kız hayat dolu yıllar yaşamış. Ve bu kötü hayatı olan kızın adı Ceylan'mış."

Babam sinirle bağırmaya başladı. "Ne diyor lan bu!" Hepimiz sinirle ve hüzünle televizyona bakıyorduk. Olaylar abuk subuk bir hâle gelmişti.

"Ceylan, her gece ağlayarak uykuya dalarken, öz ailesi huzurla uyuyormuş. Hiç biri düşünmüyormuş bile onu. Kızlarının karışma ihtimali akıllarının ucundan bile geçmemiş. Diğer kız çok şımarık bir kız olmuş. Bu yüzden ağabeyleri her kızın, kendini beğenmiş kötü biri olduğunu düşünmeye başlamışlar. Ama aslında hiçte öyle olmamış. Ön yargılı yaklaştıkları bu kız, derinlerinde bir çok acı biriktiriyormuş. Yıllar geçmiş bu kız büyümüş. Acılar azalması gerekirken artmış... Neyse sizi daha fazla tutmadan fragmanı izlemeye geçelim."

Telefonlar susmuyor, peşpeşe çalıyordu. Bu sözler bile canımızı yakarken, fragman dediği videoyu izlemek ızdırap verecekti bize, bundan emindim. Daha sonra bir müzik sesi duyuldu. Ceylan'ın sesi duyuldu daha sonra, bir şarkı söylüyordu. Bir çığlık sesi duyuldu, yine sonra. Şarkı arkada çalmaya devam ediyordu.

Bir kız vardı videoda, küçük bir kız.

Ellerini ile kendini geriye doğru sürüklüyordu. Ve bağırıyordu. "Baba lütfen yapma!" Gözlerini sıkı sıkı kapatmıştı. İncileri gözlerinden aşağıya doğru sürükleniyordu.

Babam kalbini tutarak koltuğa oturdu.

Ağlıyordu.

Herkes harap olmuş bir haldeyken, video acımasızca ilerlemeye devam etti.

Sonra başka bir Ceylan geldi. Burada 6-7 yaşlarında olmalıydı. Bir kadının yanındaydı. Kadına döndü ve konuştu naif sesiyle.

"Anne, parka gidebilir miyiz?"

Kadın hiddetle ona doğru döndü. Yan tarafta bir park vardı ve çocuklar gülüşerek oynuyordu.

"Ne parkı he! Sen önce evde yapman gereken işleri yap iğrenç şey!"

Tuttu kıvırcık saçlarından, sürüklemeye başladı onu. Ağlıyordu benim küçük meleğim. Ve biliyor musunuz? Ben koruyamıyordum bile onu.

KIVIRCIK | TamamlandıWhere stories live. Discover now