31. BÖLÜM

35.3K 2.3K 752
                                    

Medyada ki şarkı kesinlikle çok güzel. Binlerce kez dinlemiş olabilirim. Sözleri o kadar doğru ve güzel ki.... Klibini de izleyin bu arada kesinlikle şarkının. 2014 yılında çıkmış bir şarkı. Bölümde de geçecek. Bu yüzden bir bakın şarkıya. Gerçi bırakamazsınız sonra da. Neyse sizi daha fazla tutmayayım buyrun efendim bölüm....

 Neyse sizi daha fazla tutmayayım buyrun efendim bölüm

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.




Ağlamıyorum.

Bu zamana kadar aklımdan geçen bütün düşünceler ağlamak ile ilgiliydi. Belki hayal gücü kısıtlı diyebilirsiniz bana. Belki de duygusu sömürüsü yapıyor diyebilirsiniz. Ama gözyaşları çok önemlidir benim için. Gözyaşları kartaneleri gibidir mesela. Eşsizdirler..... Hiç biri bir birine benzemez. Bazen mutluluktan, bazen üzüntüden ağlarız farketmez.

Daha önce de yaptığım gibi evden geldiğim gibi çıkmayı düşünüyordum. Semih, yüzüme bakmıyordu. Ege az önce ki iğrenç bakışlarını, gözyaşlarına bırakmıştı. Kanmayacaktım.

"Behram Bey, bana güvenmediğiniz için çok teşekkürler! İki günlük bir kızım ben sonuçta değil mi? Gitsem de farketmez. Hayatınızda mutluluklar dilerim!"

Hiddetle konuştuktan sonra hızla kapıya doğru adımladım. Arkamda ki bakışlar, gitmememi söyleyen sözler ve gözyaşları engel olamazdı bana.

Dışarı çıktıktan sonra, gri, düz yolun sağ tarafına doğru ilerlemeye başladım.

Nereye gidecektim?

Aslında Sevgi annenin yanına gidebilirdim. Çizim defterlerini alırken bana, yanına gelebileceğimi söylemişti. Yapacak fazla bir seçenekte yoktu zaten. Aklımda kalan yol boyunca ilerlemeye başladım. Soğuk hava yüzüme çarpıp saçlarımı uçuştururken, ben aklımdaki düşünceleri boşaltmaya çalışıyordum. Yanımda kulaklıkta yoktu ki.
Ayağımın altına gelen küçük taşları ittiriyor, topa vururcasına vuruyordum.

En azından kapıdan çıkarken montunu almıştım, kapının yanından. Elimi montumun cebine yerleştirdiğimde elime gelen küçük hışırtı ile elimi çektim. Çikolata vardı. Dün alıp yemediğim ikinci çikolata olmalıydı. Çikolatayı açıp yemeye başladım.

Bir yandan da yürüyordum. Sabah olduğu için fazla insan yoktu zaten. Pek de yakın değildi gideceğim yer. O yüzden rahat rahat, yavaş yavaş yürümeye devam ettim.

Özgür bir kızdım ben. Bu zamana kadar karşı çıkmayı denemiştim tabii ki de. Faydası olmamıştı ama ne yazık ki.

Her seferinde daha da artmıştı şiddet.

Kafamı iki yana sallayarak ilerlemeye devam ettim. Bir kaç kere öksürdüm. Buz mavisi renginde ki, büyük montumun içine saklandım biraz daha.

Bu iyi hissettiriyordu.

Aklıma yine bana güvenmedikleri gelince, sinirle burnumdan soludum. Bir dövmedikleri kalmıştı zaten!

Yine her zaman yaptığım gibi şarkı mırıldanmaya başladım.

KIVIRCIK | TamamlandıWhere stories live. Discover now