9.BÖLÜM

61 8 60
                                    

- Raflarda Yıllanmış -

   Hayat yüzüne kapıların kapandığı veya açıldığı anlar ile doluydu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Hayat yüzüne kapıların kapandığı veya açıldığı anlar ile doluydu. Eğer kapılar açıksa fırsatlar ve çareler var demekti. Fırsatların ve çarelerin peşinden koşmak ise yine yorucuydu ve bu yorgunluk her geçen gün seni tüketirken mutlu olmak için sebepler arıyor ve tükenmişlik hissi mutlu olma hissini de elinden alıyordu. Yani kapıların açık olması eğer fırsat demekse bir o kadar da mahkum olmak demekti. O fırsatlara tutsak olup onlardan bir umut uğruna vazgeçememek demekti.

Benim durumuma gelecek olursak zaten az önce o kapılar yüzüme çoktan kapanmıştı. Geriye kapıların kapanışının tok sesi kalmıştı sadece. Umutlar körelmiş miydi peki? Sanmıyordum çünkü söz konusu benim geleceğim ve hayallerim ise kapılar kapalıyken bile çok fazla fırsat üretirdim. Konu bensem çareler için elimden geleni yapardım ve umutlarımın körelmesine izin vermezdim. Bu yüzden karşımda duran görevliye attığım sert bakışlar ile yanından ayrıldım ve Göktuğ'u az önce kaybettiğim yerde bulmak için oraya doğru ilerledim. Didem'in az önce durduğu yerde hala dikiyor ve elindeki içkisini yudumluyordu. Yanına gittiğim an gözleri bana döndü ve meraklı gözlerle beni izlemeye başladı.

"Odaya götürdükleri Kara Ay Kurtlarıydı değil mi?" Sorusu üzerine demirden bile sert ve tok bir ses ile konuştum. "Öyle ve benim Caner'in odasına girmem gerek." Göktuğ duruşunu düzeltti ve gözleri Caner'in odasının kapısına döndü. Birkaç saniye orayı izledikten sonra bana doğru yaklaştı. "Kapının önündeki görevliyi ayarlarsak içeri girebiliriz." Kaşlarım çatıldığında bunu nasıl yapacağını anlayamadım. Bu yüzden devam etmesi için elimi havada döndürdüm. "Az önce piçi bir kadını rahatsız ederken gördüm. Caner Beyimiz böyle şeylere burada izin veriyor mu merak ediyorum?"

Kurduğu cümle üzerine yüzümde bunun hoşuma gittiğini belli eden bir gülümseme belirdi. Göktuğ söylediği şeyden emin olamıyordu çünkü Caner'i tanımıyordu. Fakat ben tanıyordum ve onun bu durumdan ne kadar rahatsız olabileceğini tahmin edebiliyordum. Bu yüzden Göktuğ'u da yanıma alarak kapıya doğru tekrar ilerlemeye başladım. Kapının önüne hızla geldiğimizde görevli tekrar önüme vücuduyla set çekti. "Beni cidden içeri almayacak mısın?" diye sorduğumda yüzünde alay eden bir gülümseme oluştu. "Sen benimle dalga mı geçiyorsun? Uza buradan." Sert sesi bana tekrar ulaştığında ona doğru bir adım attım. Adımıma karşılık başını dikleştirmiş ve bana üstten bir bakış atmıştı.

"Çok merak ediyorum, sevgili patronunun az önce bir kadını kendi mekanında taciz ettiğini biliyor mu?" Yüzünde mimik oynaması imkansızmış gibi görünen adam dumura uğradı. Çok açık bir şekilde dumura uğradı. Fakat bunu fazla belli etmemek için mimiklerini hemen değiştirdi ve dik duruşunu hiç bozmadan bana üstten üstten bakmaya devam etti. "Öyle bir şey olmadı ve olsa bile Caner Bey sana inanmaz." Kendinden emin duruşu beni hiç şaşırtmadığında, "Deneyelim mi?" diye sorarak onu biraz daha kışkırttım.

Kurt SoylularWhere stories live. Discover now