2. BÖLÜM

300 33 21
                                    

Sabah erkenden kalkan kadınlar komşularının kahvaltı teklifini kibarca reddedip eve geçmişlerdi.

Mobilyalarını taşıyan kamyon bir saat içerisinde burada olacağından kahvaltılarını yapmaları lazımdı.

İnci çayı koyarken Meriç dolaptaki kahvaltılıkları masaya yerleştirdi. Hatice Hanım da yumurta pişiriyordu.

Kimse tam ayılmamıştı ama yorgunlukları da uçup gitmişti.

Kızlar bunu temiz havaya yormuşlardı ki doğru bir tezdi.

Kısa sürede hazır olan masaya elini yüzünü yıkayıp gelen herkes oturunca başlamışlardı.

"Kahvaltı bittikten sonra Meriç bulaşıklarla ilgilensin biz de seninle dolapları yerleştirelim İnci. Boya yapılacak diye tas tabak ne varsa kaldırmıştım. Kahvaltıyı düşünüp bıraktıklarım hariç tabii."

"Tamam anne."

"Hatice'm şimdiden demeseydin de kızlar hızlanmadan yavaş yavaş etselerdi kahvaltılarını."

Hatice Hanım'ın dediklerinden sonra hızlandıklarını bile Zafer Bey'in demesiyle fark etmişlerdi.

Hatice Hanım utanarak baktı kızlara.

"Kusura bakmayın kızlar. Ben ortada iş varken bitmeden rahat edemiyorum. Kendim diken üstünde olunca da herkesi diken üstünde tutuyorum."

"Sorun yok Hatice Teyze."

"Aynen anne. Hem ben alışkınım. Meriç de senin gibidir. Eve birilerini mi davet etti? Sabahın beşinde kalkar, kendiyle birlikte beni de kaldırır her şey tamamsa bile on kez kontrol eder ve ettirir. Ortalıkta iş varsa bitsin diye kendi çabalar etrafındakilere de çabalattırır. O yüzden sıkma sen canını."

Hatice Hanım duyduklarıyla daha sevinip geri yaslandı olduğu yerde ve keyifle yapmaya devam etti kahvaltısını.

Bittikten sonra Meriç anlaştıkları gibi bulaşıkları halletmiş Hatice Hanım ve İnci de dolapları yerleştirmişti.

Mutfak bittiğinde yukardaki odalardan birinin dolabına Zafer Bey ile Hatice Hanım'ın, diğerine şimdilik kızların ötekine de erkeklerin kıyafetlerini yerleştirdiler. En son veterinerinkini de hallettiklerinde kamyon geldi.

Erkeklerin taşıdığı eşyaların yerleştirilmesine yardım ettiklerinde el birliği ile çabucak bittiğini gördüler.

Tabii eşyaların az evin küçük olması da avantajdı.

Erkekler duş alıp geldikten sonra kadınlar geçtiler.

Onlar da bitirip temiz kıyafetlerle aşağıya geldiklerinde akşam olmak üzereydi.

" Zaman çok çabuk geçiyor burada."

"Her istediğinde gelebilirsin kızım. O kadar emeğin var."

"Sağ ol Hatice Teyze."

Hatice Hanım ile Meriç'in arasında geçen diyalog İnci'yi gülümsetmişti. Annesinin niyetini biliyor, onayladığı için de seslenmiyordu.

Ama biraz daha onları izleyip sırıtırsa herkesin anlayacağından da emindi. Kendine gelip Hatice Hanım'a yaklaştı.

"Yemek yapmayacak mıyız anne?"

"Dikkat ettiniz mi bilmiyorum ama dışarda yer ocağı var. Saç kavurması yapacağım onun üzerinde. Siz de yanına ayran, salata, pilav yaparsınız. Olmaz mı?"

Meriç olduğu yerde kadına döndü.

"Dizinden ameliyat olalı ne oldu ki Hatice Teyze? Hem iki gündür oldukça da zorladın. Şimdi orada ikiye bir eğilip doğrulacaksın fena ağrı verecek o da sana. Geç sen mutfağa. İnci'yle İrfan'ın dedikodusunu yaparken masayı da kurarsınız. Burası bende."

GEÇMİŞİN İZLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin