ODA

152 12 8
                                    

Rebecca hafifçe gülümsedi. Teresa'ya dönüp bacağını gösterdi ve
"İşte, eskisinden bile sağlam" dedi.

Teresa, yerinden uğramış gözleriyle bacağına bakarken Newt kızın bacağını eliyle tutup hafifçe kaldırdı.

Çok ağır bir acı hissedeceğini düşünen Teresa gözlerini kapatıp dudağını dişledi ama beklediği gibi olmadı.
Hiçbir acı hissetmedi.

Newt de şaşırmış olacak ki kızın bacağını hâlâ bırakmıyordu.
Teresa bacağını çekip hızla ayağa kalktı ve birkaç adım attı. Yürümesinde de bir sıkıntı yoktu Rebecca'nın da söylediği gibi 'eskisinden bile iyi' durumdaydı.

Newt ve Teresa aynı anda -ve aynı derece şaşkınlıkla- Rebecca'ya döndüler. Rebecca da ayağa kalkmış, Teresa'nın az ilerisinde sırıtarak dikiliyordu

Teresa gözlerini kıstı
"Sen... Nasıl-" kırık camlardan birinin ardında onları fark eden delinin çığlığı Teresa'nın sözünü kesmişti.
İçeri girmeye çalışan deli korkunç çığlıklar attığından dolayı onu duyan diğer delilerin de gelmesi an meselesiydi. Teresa, "Üst katta silahım var" dedi merdiveni işaret ederek. Koşar adım üst kata çıktıklarında deli içeriye girmeyi başarmıştı. Teresa hızla odaya girip yatağın altını karıştırmaya başladı. "Hızlı ol" dedi Rebecca, bir yandan koridoru kontrol ediyordu.
Teresa, büyük bir kutu çıkardı ve içindeki iki tabancayı Newt ve Rebecca'ya verdi. -Rebecca ya verirken biraz tereddüt etmişti- Rebecca tabancanın şarjörünü kontrol etti ve kapının kenarında beklemeye başladı.

Newt, "nerde o-" diye soracaktı ki Rebecca ona 'sus' işareti yaptı.
Ortam sessizleştikçe gerilim artıyordu.
O sırada Teresa yatağının yanındaki dolaptan bir tabanca daha çıkardı. Bu tabancanın kutusu yoktu ve oldukça yeni görünüyordu. Rebecca, koridora tekrar bir göz attı ve "Yok, gitmiş sanırım." dedi.

Newt, "Gitmiş olması imkansız. Diğer odalarda bizi aradığına eminim. Hadi acele edin çıkalım bir an önce burdan." dedi ve dikkatlice odadan çıktı. Teresa ve Rebecca da onun arkasından aşağı indi. "Bir evde üç silah mı?" diye sordu Rebecca.
"Bir tanesini Ava vermişti, kendimi herhangi bir saldırıya karşı korumam için. Diğer ikisi de benimdi zaten ama yasal yollarla almadığım için Ava'nın haberi yoktu." diye hızla açıkladı Teresa, aynı zamanda mutfaktaki konserve yiyecekleri ve buzdolabındaki birkaç şişe suyu iki sırt çantasına koydu.

Rebecca, "Ava mi? O kim?" dediğinde Newt lafa atlayıp "Bu gerçekten önemli bir mesele mi? Etrafta bir deli dolanıyor gitmemiz lazım acele edin, Teressa, çantanın birini bana ver" diyerek çantayı Teresa'nın elinden kapıp omzuna geçirdi.

"Pekâlâ, diğer çantayı da ben taşırım." Rebecca çantayı alacakken Teresa çantayı kendine doğru çekti.
Rebecca, bozulmuş bir ses tonuyla "Hadi ama, bacağını iyileştirdim bana hâlâ güvenmiyor musun?" dedi.
"Kırık bir bacağı birkaç saniyede iyileştirdin. Teşekkürler ama nasıl bir yaratık oldugınu bilmiyorum. Şimdilik çanta bende kalsın." diye sitem etti.

Rebecca, Newt'e baktığında Newt omuz silkti ve kapıya dogru yürümeye başladı. Rebecca iç çekip "peki." dedi ve Newt'in arkasından yürümeye başladı. Tam kapıdan çıkarlarken merdivenin başından gelen hırıltı onları durdurdu.
Newt, "Söylemiştim. Çabuk olun!" dedi ve hızla evden çıktı. Rebecca, "siz gidin, çıkışta buluşalım" dedi ve belindeki kılıftan bıçağını çıkartıp merdivene yöneldi.
Newt, "Rebecca, emin misin?" diye sordu.
"Gidin!" diye bağırdı Rebecca.

Teresa, Newt'in kolunu tutup "Hadi gidelim. Bir bildiği vardır ya da intihar ediyordur..." Newt'in bakışlarını fark ettikten sonra "Sonuncusu şakaydı, üzgünüm." dedi.
Newt başını salladı ve yürümeye başladı. Yürürken sürekli "Siz kadınlar..." diye söyleniyordu.

*Rebecca'dan*

Ah, hadi bakalım, hepinizi temizlemeden ölmeyeceğim.

Newt ve Teresa gitti. Bu kokuşmuş yaratıkla baş başayım. Hâlâ merdivenin başında duruyor... Sanırım bu aptal merdivenden inmeyi bilmiyor.

"Gelsene!" diye bağırdım.
Bağırmamam gerekirdi bu aptal şeyler sese geliyor. Umarım etrafta başka deli yoktur. Minik bebeğim bir türlü merdivenden inmediği için ben ona gitmeye karar verdim. Merdivene çıkmaya başladığımda daha da hırlamaya başladı.
"hey, neyin var senin?"
saldırmıyordu.
Hırlıyordu ve çırpınıyordu ama saldırmıyordu, bana yetişemiyordu.
Gözlerim ayaklarına kaydığında ayak bileklerine bağlı olan zinciri gördüm. "Bu da ne?" Hâlâ hırlıyordu ama yetişemediği mesafedeydim. Elimdeki bıçağı hızla kafasına sapladım. Eğlenmeyi planlıyordum ama sanırım daha büyük bir sorun var.

Yere yığıldığında fark ettim ki bu, camdan girmeye çalışan deli değildi. Ayağındaki zinciri takip ettim ve bir oda buldum. Camdan giren ve bizim peşimizde olan deli buradaydı. Yerde yatıyordu ve karnı deşilmşti. Az önce öldürdüğüm deli uzun zamandır buradaysa acıkmış olmalı demek ki... Takip ettiğim zincir duvardaki bir çıkıntıya bağlıydı. Etrafta bir sürü deney tüpü, şırınga ve çeşitli araç gereçler vardı.

"Tanrım... Öldürdüğüm deli... O manyağın bir deneyi miydi..?"

Aşağıdan bağırışmalar duyduğumda odadan çıkıp öldürdüğüm delinin başına geldim.

"Teresa! Neyin var? Gitmemiz gerekiyor bir şeyini mi unuttun?! Nedem cevap vermiyorsun?!"

Newt'in sesiydi bu.

diğer bıçağımı çıkartıp omzuma iki çizik attım ve diğer koluma tırnalarımı geçirip iz çıkarttım. Merdivenden yukarı çıkan Teresa'yı gördüğümde nefes nefese kalmışım süsü verdim kendime.

"Neden geldin? Gidin demiştim." dedim Teresa'ya. Korkmuş görünüyordu.
"Ben..." Bir bana, bir deliye bakıyordu. "Şey... Yaralanmışsın." dedi.
"Sorun yok." diye geçiştirdim.
"ee.. sen gelmeyince merak ettim. Newt aşağıda, sen onun yanına git benim ufak bir işim var. Bir şey alıp geliyorum."
"peki." pek üstelemek istemedim. Şüphelendiğimi anlamamalıydı. Bıçağımı alıp aşağı indim. Newt, "neler oluyor? Bir anda durdu ve buraya koşmaya başladı. Hiçbir şey anlamadım. Bir şey unutmuş, öyle diyor." dedi.
"bilmiyorum." dedim. Kolumdaki çiziği iyileştirmeye çalışıyordum ama bir türlü konsantre olamıyordum.

Teresa birkaç dakika sonra geldi ve fazla şüpheli davranıyordu.
Newt de fark etmiş olacak ki
"neyin var?" diye sordu Teresa'ya.
Teresa ise aile fotoğrafını bulamadığını ve bunun için üzgün olduğunu söyleyip geçiştirdi.
O kıza güvenmiyorum.
Newt'in davranışlarına bakılırsa o da pek güvenmiyor. Sorun şu ki bana da güvenmiyor. Burada ciddi anlamda kimse kimseye güvenmiyor.

BÖLÜM SONU


selam👋🏻 Çoooook üzgünüm bölüm bayağı gecikti ama umarım beğenirsiniz💖
bu arada normalde ing klavye kullandığım için klavyeye hiç alışık değilim eğer yanlışım olduysa şimdiden özür dilerim😽😽

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 22, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Labirent Son İsyan 2.0 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin