"Leydi Frances," diye devam etti, "Artık aramızda olmayan Rufton Kontunun sülalesinden kalan tek kişi. Hatırlayacağın gibi mirasın tamamı erkeklere bırakılmıştı. Hanımefendiye sınırlı bir para kalmıştıysa da, gümüş ve özel kesimli elmaslardan oluşan bir takım harikulade, eski İspanyol mücevheri de onun olmuştu. Kadın bu mücevherlere fazlasıyla bağlıymış, zira onları bir bankacıya teslim etmek yerine her zaman yanında taşımayı seçmişti. Oldukça zavallı bir insan, şu Leydi Frances, güzel bir kadın, orta yaşına henüz girmiş, buna rağmen garip bir tesadüf eseri, sadece yirmi yıl öncesinin büyük bir donanmasından kalan tek bir filika gibi kalıvermiş."

"Başına ne gelmiş peki?"

"A, Leydi Frances'in başına ne mi gelmiş? Yaşıyor mu, öldü mü? bulmamız gereken de bu. Alışkanlıklarına bağlı bir hanımefendidir; tam dört yıldır, şaşmaz bir şekilde, uzun zaman önce emekliye ayrılmış olup Camberwell'de yaşayan eski mürebbiyesi Bayan Dobney'e iki haftada bir mektup yazarmış. Bana başvuran kişi de bu Bayan Dobney. Beş haftadır tek bir haber alamamış Leydiden. Son mektup Lozan'daki National Oteli'nden gönderilmiş. Görünüşe göre Leydi Frances oradan herhangi bir adres vermeden ayrılmış. Ailesi endişeli. Son derece zengin olduklarından, bu meseleyi çözmemiz durumunda paranın dert edilmemesinin gerektiğini belirtiyorlar."

"Bayan Dobney tek bilgi kaynağımız mı peki? Hanımefendinin mektuplaştığı başka insanlar da vardır herhalde."

"Kesinlikle güvenebileceğimiz bir mektup arkadaşı daha var Watson. Banka. Hayat bekâr hanımlar için de devam ediyor; hesap cüzdanlarını yanlarından ayrılmamak zorundalar. Hanımefendinin hesabı Silvester Bankası'ndaymış. Bir göz attım. Biri hariç son çeki Lozan'daki hesabını kapatmak için kullanılmış, ama miktar büyük olduğu için muhtemelen elinde nakit para da kalmıştır. Ondan beri de sadece bir kez para çekilmiş."

"Kimin adına ve nerede?"

"Bayan Marie Devine adına. Ama çekin nerede bozdurulduğunu söylemek imkânsız. Üç hafta kadar önce Montpellier'deki Credit Lyon'da nakde çevrilmiş. Miktarı da elli sterlinmiş."

"Şu bayan Marie Devine kim peki?"

"Bunu da öğrendim. Bayan Marie Devine, Leydi Carfax'in oda hizmetçisiymiş. Ley dinin ona neden bir çek verdiğini henüz bulamadım. Fakat yapacağın araştırmalarla bu meseleyi kısa sürede aydınlatacağından en ufak bir kuşkum yok."

"Araştırmalarım mı?!"

"Lozan'a yapacağın sağlık gezisinden bahsediyorum. Yaşlı Abrahams ölme korkusuyla kıvranırken Londra'dan ayrılmamın mümkün olmadığını biliyorsun. Hem ayrıca genel prensipler gereği ülkeden ayrılmam doğru olmaz. Scotland Yard bensiz kendini yalnız hissediyor ve suçluların arasında da sağlıksız bir heyecan baş gösteriyor her seferinde. Hadi git, sevgili Watson. Ve kelimesi iki peni gibi abartılı bir miktara değeceklerini düşünürsen, acizane öğütlerim gece gündüz telgraf tellerinin ucunda seni bekliyor olacak.

İki gün sonra, Lozan'daki National Oteli'nde, bir dediğimi iki etmeyen nazik müdür M. Moser'ın yanındaydım. Bana söylediğine göre Leydi Frances haftalar boyunca orada kalmıştı. Karşılaştığı bütün insanlar ondan çok hoşlanmışmış. Kırk yaşından fazla değilmiş. Hâlâ güzel olmanın yanı sıra gençliğinde çok güzel bir kadın olduğu her halinden belliymiş. M. Moser değerli mücevherlerle ilgili hiçbir şey bilmiyormuş, ama hizmetkârlardan duyduğu kadarıyla Leydinin yatak odasındaki ağır sandık her zaman şaşmaz bir şekilde kilitli duruyormuş. Leydinin oda hizmetçisi Marie Devine de en az hanımı kadar sevilen bir kişiymiş. Otelin şef garsonlarından biriyle nişanlandığı için adresini bulmak hiç de zor olmayacaktı. Trajan Yolu no. 11, Montpellier'de oturuyordu. Bizzat Holmes'ün da ipuçlarını toparlamada ancak bu kadar usta davranabileceğini hissederek bütün bunları not aldım.

Sherlock Holmes - 3. CiltWhere stories live. Discover now