İZLENEN SEVGİ

25 31 0
                                    

ELİM GECEDEN 1290 GÜN SONRA

Demirbend ve dahi tüm ülkenin gündemini Haluk Kaya oluşturuyordu.

Girişimleri planladıklarından da fazla etki yaratmıştı. Asu ve Ali’de zevkten dört köşe bir şekilde favori (en sevdikleri) pastanelerinde oturmuş, kendilerinden geçmişcesine pastalarını yiyorlardı. Asu söze girdi;

-Abii, abicim! Canım benim...

-Efendim yavrum, ne isteyeceksin? Şimdiden söyleyeyim, idman yapmaya devam edeceğiz. Kaçışın yok.

-Ama of ya, bir gün yapmasak ne olur ki? Hem sen de dinlenirsin. Neredeyse bir haftadır aralıksız araştırma yapıyorsun. Kafan dağılır.

Asu tatlı dilinin yetmeyeceğini düşünerek kendince çeldirici olduğunu düşündüğü adımlarla Ali’ye yanaştı.

Sandalyesinin kolçağına oturdu. Onu sevmediği şekilde -sulu sulu- öpmeye başladı. Bir yandan da “Lütfen, lütfen” diyerek psikolojik baskı kurmaya çalışıyordu.

Bu hoş sevgi gösterisine daha fazla dayanamayan adam aniden ayağa kalktı. Asu'yu tek hareketle omzuna aldı. Tabii bir çığlık yükseldi aynı zamanda. Ama umursamadan devam etti eylemine. Karşı sandalyeden genç kızın hırkasını ve çantasını aldı. Hırkasını kızın üzerine örttü. Reyhan’dan sonra çok daha fazla kontrolcü ve kıskanç bir adama dönüşmüştü Ali.  Hesabı ödedi.
Asu’nun devam eden çığlıklarını ve kendine savurduğu hafif tekmeleri yok saydı. Yüksek perdeden devam etti. 
“Ne diyordun farklılık mı olsun? Ara mı verelim?” Sonunda ufak bir kahkaha attı.

Abisinin kahkahasını duyan genç kız söylenmekten vazgeçti.  Onu her zaman keyifli bulamıyordu. Ama yine de  biraz da ben oynayayım diye düşündü. Çaktırmadan ters döndü ve hızlı ve kıvrak bir hareketle genç adamın omzuna çıkmıştı.
Aynı zamanda genç adam  tatlı bir sinirle “ Ne yapıyorsun yavrum, ben sen hayatta kal diye uğraşıyorum. Sen kendini sakatlamaya çalışıyorsun. Söylesen ya ben omzuma da alırım seni.”  Genç kız neşeyle şakıdı. “Başımın üstünde yerin var diyordun, şimdi tam olarak oradayım, unuttun mu benim hocam sensin?” Genç adam karşılık olarak sadece genç kızın bacağında olan elini sıkılaştırdı. Onu daha sıkı tuttu. Hayata karşı güven namına tek zeytin dalı kalmamıştı.

¤¤¤

Asu ve Ali kalabalıklar için de kendi dünyalarında eğlenirken onları ilgiyle izleyen bir çift göz vardı. Bir yandan onların hikayesini merak ederken bir yandan da aralarındaki bağa imrenerek onları gizlice izlemeye devam etti. Çok yakında karşılarına çıkacaktı. Çok yakında..

¤¤¤

Sinema gitmeye karar vermişlerdi. En son vizyona giren aksiyon filmine girmek üzerelerdi. İçeceklerini ve ortak mısırlarını alıp orta sıradaki koltuklara yan yana oturdular.

Bir süre sonra Asu tuvalete gitmişti, Ali’yse kucağı dolu bir şekilde genç kızı bekliyordu. Bir kaç saniye sonra bir titreşim sesi duydu. Genç adam montunun cebini yokladı. Onun telefonu değildi çalan. Genç kızın telefonunu buldu. Aramaya baktı.

“ Yılışık Serhat” arıyor. Zaman kaybetmeksizin aramayı cevapladı. Kızgın bir şekilde “Birincisi sen kimsin yavşak, ikincisi neden bu saatte Asu’yu arıyorsun, üçüncüsü neden onu arıyorsun?” Karşıdan tedirgin bir şekilde cevap geldi. “Merhaba, ben Asu’yu aramıştım da onun okuldan arkadaşıyım.” Ali beklemeksizin “ İyi öğrendin ki yok kapa şimdi, bir daha da bu saatte arama!” Çocuğun cevap vermesini beklemeden kapattı.

¤¤¤

Genç kızın ikna çabaları sonuç vermiş sinemaya akşam seansına gelmişlerdi. Elini yıkadı ve lavabodan çıktı.

Bir an izlenildiği hissine kapıldı. Küpesini düşürmüş gibi yapıp yere eğildi. Arkasına baktı. Kimse yoktu, biraz daha bakındı. Kimseyi göremedi. Kendi kuruntum diye düşündü, genç kız. Malum sebeplerden bu aralar biraz daha evhamlıydı.

Düşüncelerini bir kenara koyup Ali’nin yanına ilerlemeye başladı. Salona girdiğinde onu görmesiyle tek kaşı istemsizce kalktı. Onun telefonunu elinde tutmuş, tek dizini altına almış ötekini sallıyor, keskin bir şekilde genç kıza bakıyordu.

Telaşlanan kız adımlarını hızlandırarak ona ulaştı. Yanına ulaştı. “ Bir sorun mu var abi?” dedi. Ali genç kıza son aramalarını  gösterdi. Asu düz düz bakmaya devam etti. “ Ne oldu abi, davetiye mi yollayayım kelimelerinin kulaklarıma ulaşması için?” dedi sabırsızca. Ali kızgınlıkla telefonu tekrar eline aldı. “ Serhat diye bir gevşek bu saatte seni aradı. Altını çiziyorum, bu saatte! Bu cüret nereden geliyor kızım?”

Genç kız olayı anlayınca rahatladı. Klasik abilik damarı tutmuştu. Tatlı tatlı gülümseyerek genç adama sokuldu.

“Abiciğim, saat daha 9. Ben nereden bileyim neden aradığını sen konuşmuşsun ya... Hem de gördüğün üzere ne olduğunun farkındayım” dedi. Ali Asu’nun tatlılığına dayanamayarak ona kocaman sarıldı.

Bu dünyada tek ailesi oydu. Canından çok sevdiği, biricik kız kardeşi, iki gözünün çiçeği... 

Kucağına çekti, yanaklarından öptü. “ Tamam ben de biraz abarttım galiba. Bilmiyorum gerginim bu aralar, kusura bakma” diye fısıldadı. Genç kız kıkırdayarak abisinin kucağına iyice yerleşti.

Asu için abisinin kucağı ikinci evi gibi olmuştu. Çoğu zaman, nerede olduklarını önemsemeden sevgileri gösterirlerdi. Onun en sevdiği şey abisinin kucağına çıkıp sırtını onu göğsüne dayamaktı. O zaman sanki dünyayı arkasına almış gibi hissediyordu. Ona kendine olan güveninden daha fazla güven ve hatta saygı duyuyordu.
Bir de uzun boyu, geniş omzu onun küçük bedeni için tam bir sığınak görevi görüyordu.

“Sorun yok abiciğim, hadi film başlayacak” Dedi.

Onaylarcasına kafasını sallayan genç adamla filmi beklemeye koyuldular.

Sanırım yakın vadede bu onların geçirecekleri nadir huzurlu zamanlardan biri olacaktı.

¤¤¤

Pastaneden beri onları izleyen genç adam içten içe etkilendiği ve şuan bir başkasının kucağında olan kıza baktı. Kendi bile farkında değildi ama aşk ilk pençesini genç adamın mayın tarlasına özenen kalbine atmıştı bile.

▪︎°•○

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 23, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İSYAN.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin