!!!!Bölümün çoğu smut rahatsız olanlar okumasın smut un bittiği yerde haber vericem direkt oraya atlayabilirsiniz herhangi bir olay olmadığı için bir şey kaçırmazsınız merak etmeyin aşklar!!!!
"Sonunda. Sonunda baş başayız Lee Felix." Parmaklarımın arasına doladığım zinciri bırakıp yaramaz bakışlarımı Hyunjin'e gönderdim. "Saç kurutma makinesi odamda yatağımın üzerinde." Gülümseyip başımla merdivenleri gösterdim ve elini tutup odama ilerlemeye başladım.
Sonunda odaya vardığımızda yüzümü Hyunjin'e döndüm. "Ee kurutma makinesi nerede?" Ciddi ciddi kurutma makinesi arayan Hyunjin'e malmış gibi bakmadım gerçekten mal olduğunu belirten bakışlar attım.
"Sikmişim kurutma makinesini." Direkt olarak dudaklarına yapıştığımda Hyunjin kahkaha attı ve belimden tutarak beni hızlı bir şekilde öpmeye başladı. Kiraz tadını aldığım dudaklar birkaç saniye sonra yerini kan tadına bırakmıştı.
İkimiz de o kadar arzuluyorduk ki birbirimizi fark etmeden birbirimize zarar bile veriyorduk. Başımı yana yatırdığımda Hyunjin dilini ağızıma gönderdi. Ağzımın her bir noktasında Hyunjin'in dil darbelerini hissettikçe gözlerim dönmeye başlıyordu.
Dilini ısırıp hakimiyeti kendi üzerime geçirdim. Hyunjin'in dolgun dudaklarını dili eşliğinde dudaklarımın arasına aldım ve ısırarak çekiştirmeye başladım.
Hyunjin'den ayrılmadan yavaşça yatağa götürdüm ve yatmasını sağladım. Üzerine oturup dudaklarından ayrıldım ve boynuna yöneldim direkt boynunu dudaklarımın arasına alıp dil darbeleriyle izlerimi bırakmaya başladım. Bu sefer acımadan en etkilendiği yerde en çok tahrik olacağını bildiğim hareketleri yapıyordum.
Hyunjin'in yorganı sıktığını görünce ellerini tutup başının hizzasına götürdüm ve parmaklarımızı birbirine kenetledim. Şu an karşımda tamamen savunmasızdı ama birazdan rolleri değişeceğimizi çok iyi biliyordum. Benim bildiğim Hyunjin bu yaptığımın altında kalmazdı.
Boynunu sertçe ısırdığımda Hyunjin'in ağzından büyük bir inleme çıktı. Canını yakmıştım sanırım. Dudaklarına küçük bir öpücük kondurup çekildim. "Özür dilerim bebeğim." Çok fazla terlemişti ve gözleri simsiyah gözüküyordu. Arzusu yüzünün her halinden belli oluyordu.
"Ne için birazdan sana yapacaklarım için mi özür diliyorusun?" Hırıltılı çıkan sesiyle gözlerim büyüdü. Ben demiştim değil mi Hyunjin bunun altında kalmaz diye.
Beni tek bir hamleyle altına aldığında içimden tek bir söz geçiyordu. İşte şimdi sıçtın Felix.
Tek kolunu kazağımın içinden belime doladı. Soğuk ellerini sıcak tenimde hissetmemle vücudumda elektrik çarpma hissi oluştu. "Sadece belini tuttum bebeğim sakin ol."
Hyunjin'in egoist gülümsemesi gözlerimi devirmeme sebep olmuştu. Şu durumda bari gözlerimi yerinde bırakın yani yeter artık.
"Bunu sadece boynunu öptüğümde ter içinde kalan çocuğun söylemesi garip doğrusu." Bu sefer gözlerini deviren taraf o olmuştu.
Üzerime eğilip köprücük kemiğime bir öpücük bıraktı oradan ayrılıp boynuma yöneldi oradan da ayrılıp dudaklarıma geldiğinde hayranı olduğum ve imza gününe gitmek istediğim dudakların üzerini tekrar dudaklarımla örttüm.
Hyunjin'in eli kazağıma gitti ve tek hareketle üzerimden çıkarttı. Kazağı çıkartmak için saniyelik ayrılan dudaklarımız tekrar birleşmişti.
Elleri çıplak tenimde geziyordu ve değdiği her yer alev alıyordu. Ben de onun gömleğini ani bir hareketle çıkartınca karşımda hayatımın manzarasının olduğunu fark ettim. Gözlerimi zorla kaslarından yüzüne çevirdiğimde Hyunjin'in gülümsediğini gördüm.
