15 | kader ipi

7.1K 534 602
                                    

-final-

-

-

Yaklaşık yarım saattir göğsümde uyuyan bebeğin sırtını okşuyor, arada varlığı belli bile olmayacak şekilde vuruyordum ve Jimin, ilk on dakikadan sonra kendini tamamen uyku moduna almıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yaklaşık yarım saattir göğsümde uyuyan bebeğin sırtını okşuyor, arada varlığı belli bile olmayacak şekilde vuruyordum ve Jimin, ilk on dakikadan sonra kendini tamamen uyku moduna almıştı. "Jimin." diye mırıldandım sessizce. "Uyanmalısın artık."

"Yoongi-ya." diye sızlandı kafasını göğsüme iyice gizlerken. "Uyuyayım biraz daha."

"Toplantıya gidecektik ya, geç kalacağız." dedim onu kollarının altından tutarak doğrulturken. Dizlerimin üzerinde oturuyordu ve gözlerini kaşıyordu küçücük yumruklarıyla. O, tüm tatlılığıyla gözlerini ovuştururken çalan kapıyla kafamı kaldırdım ve "Gel." dedim. Jimin içeri giren kişinin kim olduğuna bile bakmadan kafasını tekrar boynuma yaslamış, gözlerini kapatmıştı. "Bay Min, eşinizden gerekli birkaç imza almam gerekiyordu."

"Onun yerine benim imzalamam sorun olur mu?" dedim içeri gelen kıza, verdiği olumsuz cevap ise dudaklarımı birbirine bastırarak Jimin'e dönmeme neden oldu. "Jimin." dedim tekrardan. "Hadi uyan artık."

Jimin kalkmak yerine mızmızlanarak yerine biraz daha yerleştiğinde belinden tutarak biraz daha yukarı çektim onu. Uyurken iyice aşağı doğru kaymıştı. "İmzayı birazdan atacak." dedim mahcup bir şekilde. "Uyku düzeni bozuk biraz."

"Anladım." dedi kız gülümseyerek. "Acele değil ama bir an önce atması iyi olur efendim, siz uyandığında söylersiniz."

Başımla onayladım ve ufak bir gülümsemeyle karşılık verdim, o sırada kız odadan çıkmıştı. "Hadi ama." dedim geri çekilirken. Küçücük, yavru bir kedi gibi görünüyordu ama uyanmazsa toplantıya geç kalacaktık. "Jimin, bebeğim benim. Kalk artık hadi."

"Toplantıyı erteleyip uyusak mı?" dedi sessizce, bir yandan da ayağa kalkmaya çalışıyordu. "Hayır." dedim oturduğum koltuktan kalkarken. Jimin'le evleneli neredeyse üç ay oluyordu, şirketi beraber idare ediyorduk ve ben de bu şirketin patronu sayılıyordum artık. Güzel bir hayatımız vardı çünkü hayatımızı birbirimize adamıştık. 

Üşümesin diye Jimin'in sırtına örttüğüm ceketimi aldım ve gömleğimin üzerine geçirdim. Jimin ise odasındaki boy aynasının karşısına geçmiş, üzerini düzeltiyordu. Güzelliğini gözler önüne sermişti yine, ona değen bakışlar sinirlenmeme neden olsa da onun benimle evli olduğu gerçeği tüm sinimi dağıtmaya yeterdi. Jimin giydiği saten gömleği içe doğru kıvırıp pantolonunun içine koyarken arkasına geçtim ve ellerimi beline koyarak aynadaki yansımamızı izledim. Yeni boyattığı pembe saçları dağılmış, her zaman giydiği yüksek bel pantolonu tam oturmuştu vücuduna. Onun yapmaya uğraştığı gömleğini ben pantolonunun içine koymuş, ellerimi kasıklarının üzerine yerleştirmiştim. Jimin'in minik elleri, benim ellerimin üzerine yerleşirken gülümsedim sadece. "Gidelim hadi." dediğinde kaşlarımı çattım. "Ceketini giy, Jimin. Herkesin kocamı bu halde görmesini istemem açıkçası."

bedmate or boss : yoonmin✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin