🖤Final #Part 2🖤

En başından başla
                                    

Neva bir onlara bir anne ve babasına bakıyor. Bir yanı onlarla gitmek istiyor bir yanı çocuklarının yanına gitmeyi istiyor. Gelgitler geçidinde şu an Neva. Yardım dilenir gibi bakışlarını anne ve babasına çeviriyor.

"Annem! Babam!"

"Git kızım. Git! Onların sana ihtiyacı var. Biz buradayız ne de olsa. Seni bekliyor olacağız her zaman. Ama şimdi onlara git. Onları bırakma!"

Annesinin söylediklerini ağlayarak dinliyor. Babası da annesinin dediklerini onaylıyor.

"Annen doğru söylüyor kızım. Gitmelisin. Çocuklarının sana ihtiyacı var. Vakti gelince o sofrada hep beraber oturacağız inşaAllah. Ama şimdi gitmelisin."

Neva başını sallıyor "Peki." Ardından ikisine sımsıkı sarılıyor. Annesinin o eşsiz ve büyüleyici kokusunu ezberlercesine içine içine çekiyor son kez. Sonra da onlardan ayrılarak çocuklarının yanına koşuyor. İkisini sımsıkı kucaklıyor. İkisi de gülücükler atıyor annelerine. Rüzgar ise sadece uzaktan onları izliyor. Neva'nın gelişi yüzünde hafif bir tebessüme neden olmuş. Mahçup gözlerle onlara bakıyor uzaktan.

Elif , annesinin başka alemlerde gezindiğinden habersiz ona sokuluyor ve onu daldığı alemden çıkarıyor.

"Anneanne bizi duyuyor değil mi anne?"

"Evet duyuyor kızım. İçimden konuşsam bile mi?"

"İçinden konuşsan bile." diyerek Elif'in beresini düzeltip gülücüklerini zihnine tekrar tekrar nakşediyor evladının.

Fatih ve Enes el birliğiyle nergisleri ekip işlerini halletmişler bile. Doğa ise bir kenarda oturmuş elinde yasin-i şerif okuyor. Bir yandan da omuzundan düşen şalını düzeltiyor.

Neva da okumasını bitirince ayaklanıp kabristanın ilerisindeki yola doğru gidiyorlar. Yirmi-otuz metrelik yolu kabirleri izleyip tefekkür ede ede ilerliyorlar. İki yol ayırımından sağ tarafa olanına dönüyorlar. Hemen ilerde yan yana olan iki mezarın başında durup Fatiha okuyorlar.

Daha önce kararlaştırdıkları gibi Fatih ve Enes bu iki mezara da nergislerden ekiyorlar. Neva yanında duran Doğa'nın duyacağı bir sesle:

"Ruhları şad olsun. İkisi de babalık ve anneliklerini esirgemediler benden."dedi.

"Ruhları şad olsun Neva."

"Biliyor musun Doğa? Rahmi Baba'nın bahçesinde oynadığımız, sohbet ettiğimiz o günleri özlüyorum bazen."

"Ben de. İkisi de çok tatlı insanlardı."

"Öyle."

"Sanki artık onlara kızgın değilsin gibi.

"Onlara kızıyordum başta. Ama artık kızmıyorum. Bilemezlerdi ki böyle olacağını."

"Haklısın."
Beraber onlara dua ettiler.

Kumru Teyze, Neva yoğun bakımda yaşam mücadelesi verirken Rüzgar'ın suçunu itiraf etmesiyle kalp krizi geçirmişti. Tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı ne yazık ki. İşte o günden sonra hep yarım yaşadı Rahmi Amca. O günden sonra hiç bir şey eskisi gibi olmadı. Darmadağın oldu hayatlarında var olan ne varsa. Rahmi Amca da çok geçmeden sadece bir kaç ay sonra o da ebedi istirahatgâhına çekildi.

Neva yirmi gün boyunca yoğun bakımda kalmıştı. Çocuklar yirmi gün boyunca annesiz yaşamıştı ne yazık ki.

Rüzgar hastane köşesinde hep Neva'nın uyanmasını beklemişti bir umut. Durmadan dualara durmuştu. Bir yandan Neva'nın yoğun bakımda yaşam mücadelesi vermesi bir yandan annesinin vefatı... Kendisini dipsiz bir kuyuda gibi hissediyordu. Sahip olduğu ne varsa bir anda elinden kayıp gitmişti. Ne artık gideceği huzurlu bir yuva ne de oturacağı, aile fertlerinin hepsinin üstünde olduğu bir sofra. Ne de duyacağı; o odanın bir köşesinde otururken koridordan , mutfaktan gelen cıvıl cıvıl sesler. Sönüp gitmişti her şey işte. Babasının yüzüne bakamaz olmuştu. Ama bir gün kendisini tutamamış babasına sitem etmişti.

MİHEN (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin