2| Siz beni kurtardınız, her anlamda.

En başından başla
                                    

__________

Kont sözlerinin arkasında durmuştu.

Yibo yeniden ve daha dinç bir şekilde uyandığında söylediği gibi oradaydı. Dikkati yatakta uzanan bedenin üzerinden tek bir saniye ayrılmıyordu. Bu yüzden o,.gözlerini araladığı ilk an doğrulmuş ve adını seslenmişti.

"Baron, nasılsınız?"

Yibo birkaç kez yutkundu ve kendisini daha iyi hissederken doğrulmak istedi. Ancak hemen yakınında duran eller buna engel olmuştu.

"Hekimi bekleyin."Demişti Xiao Zhan. Yardımcısı Zhuocheng'i çağırıp hekimi çağırmasını isterken bir yandan da Baron'un ateşini kontrol etmişti.

"Nasıl oldu?"

Bu soru Yibo'ya aitti. Nasıl derken aslında bu suikast girişimin nasıl olduğunu, neden ve kimler tarafından yapıldığını soruyordu.

Bu tek kelimede pek çok soruyu yakalayan Zhan ona, " Sonra."Diyerek yanıt vermişti. Yüz ifadesi sertleşmişti ve gözlerinde hayali kıvılcımların yanışına tanıklık eden Baron için, her halinin, özellikle öfkesinin yakıcı olduğunu sanmak ve buna inanmak çok doğru bir düşünceydi.

"Hekim durumunuzu kontrol etsin ve siz, bir şeyler yiyin. Daha sonra her şeyi anlatacağım size."

Bu sözlerden yarım saat sonra hekim, Kont'un yardımcısı olan genç ile odaya adımlamıştı. Baron doğrulduğu sırada kendisini destekleyen eller ile kaşlarını çattı ve bu ellerin üzerindeki şile bezi beyaz gömleği çıkartmasına yardımcı olmasıyla sıkıntı içinde nefes alıp verdi. Kont duyduğu sıkıntılı nefesten sonra gözlerini ona çıkarsa da o sessiz kalmıştı.

Hekim olan orta yaşlı adam, Yibo'nun  vücudundaki sargıları kaldırarak üç gün önce dikiş attığı yaraya bakarken Zhan tek bir adım geriye çekilmemiş ve yüz ifadesi daha karmaşık bir hal alırken Yibo'yu incelemişti. Birkaç dakika ardından doktor hazırladığı ağrı kesiciyi cam şırıngayla yataktaki bedenin koluna enjekte ettiği sırada ise Kont sanki canı yanmış ve bir iğne kendi canını sahiden yakabilirmiş gibi yüzünü buruşturmuştu.

"Lordum."Diyerek konuşmaya başladı hekim. "Yaranız iyi bir durumda, lakin ateşlenebilirsiniz. Durum kötüleşirse mutlaka bana haber verin."

Kont onu onayladı ve Yibo'nun sormayı akıl edemediği birkaç soruyu sorduktan sonra bir şeyler ikram etmek için hekimi salona davet etti. Arkalarından çıkıp giden Zhoucheng isimli gençten sonra Baron odada yalnız kalmıştı. Gömleğine uzanıp giymeyi planlıyordu ama sırtının sağ kısmındaki henüz iyileşmemiş yarası yüzünden bir hayli zor bir işti bu.

Bu yüzden ağır ağır giyme işine koyulduğunda dudakları arasından kaçıp giden zayıf inlemelere karşı koyamamıştı. Tek koluna geçirdiği gömlekten sonra dinlenmeye başladığında kapı açılmış ve tüm heybetiyle Kont içeriye adımlamıştı.

"Bağışlayın lordum."Derken hızlı adımlarla onun yanına gelmiş ve Yibo'nun açıkta kalan omzuna aşağıya düşen gömleği geçirmişti. "Sağlığınız hakkında suallerim biraz fazlaydı, yoksa sizi burada böyle yalnız bırakmam mümkün değil."

Yibo mahcup bir ifadeyle bakışlarını önündeki düğmeleri ilikleyen ellere düşürdü. Bir an önce ayaklanmak istiyordu.

"Mahcup olmanıza gerek yok Baron, lütfen biraz rahatlayın."

Kont önündeki adamın ifadeleri, mimiklerini ve rahatsızlığını sanki onu yıllardır tanıyormuş gibi anında anlıyordu. Bu durum kendisini heyecanlandırıyor ve içine işleyen bu adamı her an yakınında tutmak isteği ile dolup taşıyordu.

Lord, don't move that, [Yizhan]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin