Öpücük

199 24 41
                                    

Yanında olmak, sıcaklığını hissetmek. Nefesinin boynuna çarpması, saçlarının göğsünde dağılması...

Jin sessizce Taehyung'un göğsünde uyurken o, gözünü kırpmadan sadece izliyordu. Nefes alıp verişini, yüzüne düşen tutamları, kirpiklerinin gölgesini...

İnce pikeyi hafifçe üzerlerine çekti. Saat sabah 5 i geçiyordu. Belki Taehyung ta biraz uyumalıydı. Hem uyandığında zinde bir şekilde meleğiyle vakit geçirmek istiyordu. Henüz bunu yapmayı düşünmemişti ama onu öpmek istiyordu. O şiş ve kırmızı, uyurken büzülen dudaklarını öpmek istiyordu. Eğer şimdi öperse, uyanırdı. Sessizce kokusunu içine çekip gözlerini kapattı. Bı hayatındaki en güzel uyku

Jin yavaş yavaş uyanıyordu. Gözlerini açtığında ilk olarak Taehyung'un boynu karşıladı onu. Dün gece beraber uzanırken uyuyakalmıştı işte. O kadar huzurlu ve rahattı ki, hiçbir uykuyu değişmezdi buna. Sessizce yataktan çıkıp banyoya girdi. Elini yüzünü güzelce yıkadı. Ağzını bol suyla çalkaladı. Taehyung hala uyurken kahvaltı hazırlamanın güzel olacağını düşündü. Dolaptan birkaç şey çıkarıp masaya koydu. İki yumurta alıp güzelce kırdı, pişirdi. Ekmekler kızarttı, meyve suyu sıktı. Parmak uçlarında yürüyerek Taehyung'un odasına gitti. Hala uyuyordu ve aşırı masumdu. Yatağın kenarına oturup eliyle yanağını okşadı
-Tae, uyan bakalım
-Öpmezsen uyanmam
-Hadi ama koca bebek, hem naz yaparsan kahvaltı soğur
-Öpmeden kalkmam
Yanaklarına birer öpücük bırakıp çekileceklen minik kaplan onu bileğinden tutup yanına çekti
-İyi uyudun mu?
-Çoook
-Ben de. Seninle uyumakta en az seninle uyanmak kadar güzel
Jin ona kocaman gülümsedi.
-Yumurta buz gibi oldu
-Peki peki, kalkıyorum.
Taehyung yataktan kalkıp yavaş adımlarla banyoya giderken Jin de mutfakta ekmeklere bal sürüyordu.
-Ballı ekmek çok severim
-Ben de öyle
-Ellerine sağlık meleğim
-Bir şey yapmadım ki. Hadi ye

Taehyung meleğiyle kahvaltıdan sonra film izliyordu. Jin kendini filme iyice kaptırmıştı.
-Öp beni
-Efendim
-O adamın sevdiğini öptüğü gibi sen de beni öp
-Ben, ben öpmeyi bilmem Taehyung.
-O zaman sadece dudaklarını dudaklarıma değdir. Bana bu da yeter

Jin tereddüt ediyordu. Daha sevgili olalı 24 saat bile olmamışken nasıl öpüşecekti? Üstelik o bilmezdi öpmeyi, öpüşmeyi.
-İstemiyor musun?
-Anlamadım
-Beni öpmeyi istemiyor musun?
-Sana söyledim, ben öpmeyi bilmiyorum
-O zaman bu şerefi bana bırak
Dudaklarını yavaşça Jininkilere bastırdı. Çenesini öyle zarif tutuyordu ki, sanki kendine çekmiyor da okşuyordu. Jin tuhaf hissediyordu. Sanki kalbinde kafeslenmiş yüz tane kelebek vardı ve hepsi kafesinden kaçtı
-Nasıldı?
-Nasıl?
Taehyung seslice nefes verdi ve elini çenesinden çekti. Onu sevdiğini söylemişti, insan sevdiğini öpmek istemez mi? Tamam öpüşmeyi bilmiyor, ama nasıl hissettiğini bilmez mi?
-Ben, üzgünüm. Bu benim in ilkti
-Benim için de
-Ama sen, bunu hayal ettin değil mi? Ama benim hayal edicek kadar vaktim olmadı
-Hayal edip etmenen sorun değil, sorun hiçbir şey hissetmemen. İnsan sevdiğini öperken kalbi yerinden çıkar. Heyecandan başı döner, midesi ağrır. Hiç mi bir şey hissetmiyorsun Jin?
-Hissediyorum. Sanki kalbimde bir kafeste yüzlerce kelebek vardı ve şimdi hepsi özgür. İçimde kanat çırpıyorlar ve bu midemi ağrıtıyor.
-Kelebek heyecan belirtisi, gerçekten seni heyecanlandırıyor muyum?
-Hem de çok
Taehyung tekrar birleştirdi dudaklarını. Bu seferki daha farklıydı. İlkler ve ikinciler hep farklı olur zaten
-Bu dudaklar, tam öpülesi
-Dudaklarımı öptükçe alışacağım ben de Taehyung, bunun kaçışı yok
-Seni alıştırmak için, bol bol öpeceğim
-Öp, sanki son sefermiş gibi

Uwwww
İş farklı yerlere gidiyohhh
Abbooo
İyi akşamlar
Sarange
🥰🥰🥰🥰

My StarWhere stories live. Discover now