friend love

Bölüm 4

Ve Kapı çaldı gelen bekoş un büyük annesiydi. onu hiç görmemiştim ve tanımıyordum bir kapıyı açtım.

*Merhaba efendim siz kimsiniz?*

*Merhaba tatlı kız, ben Berke'nin büyük annesiyim *

*Merhaba efendim Bende Berke'nin arkadaşıyım Tanıştığıma memnun oldum *

dedim ve Büyükanneyi içeri aldım.Ve Berkeyi çağırdım.

Belki onu görünce çok mutlu oldu hemen ona sarıldı Yeliz teyze de ona bir çay ikram etti. ve kaloriferin oraya geçtik Çünkü orası çok sıcaktı, büyükanne ile biraz sohbet ettik

Yeliz teyze büyükanneye durumu anlatmış...

*Merhaba tatlı kız senin adın ne *

*Adım Selin efendim*

* Peki adının anlamını biliyor musun?*

* Evet biliyorum efendim*

* Öyle ise söyle o zaman*

*Gür akan su demek efendim*

* anlamı çok güzelmiş isminin*

* Teşekkürler efendim*

ve odalarımıza Gidip oyun oynadık Biraz da kitap okuyup uyuduk....

ertesi gün Büyükanne bize kahvaltı hazırladı ve kahvaltı yaptık ardından büyükanne bizi yanına çağırdı .....

*Çocuklar yanıma gelin*

* Ne oldu büyükanne*

* size bir efsane anlatmamı ister misiniz*

* Evet olabilir Peki ne anlatacaktın?*

* beni dikkatlice dinleyin*

Donmuş ama canlı insanlar

Donmuş olmalarına rağmen hala canlı olan insanlarla ilgili efsaneler, insanlarının itirazlarına rağmen yüzyıllardır anlatılmakta.

1981 yılında, Kuzey Dakota'da yaşanan bir olayda, resimde gördüğünüz Jean Hilliard isimli genç kadın -22ºC'de mahsur kaldıktan sonra donmuş halde bulunmuştu.

"Hastaneye götürüldüğünde, derisi hipodermik bir iğneyle delinemeyecek kadar sertti. Vücut ısısı, bir termometrenin gösteremeyeceği ölçüde düşüktü. Yüzü çok soluktu ve gözleri ışığa tepki vermiyordu. Ancak yaşıyordu. Nasıl canlı olduğunu açıklayamıyorum." diyor Dr. George Sather..........

Tüylerim diken diken olmuştu sonra büyükanne Bir Efsane de anlatmasını istedik Çünkü biraz daha korkmak istiyordu korkmak Biz eğlendiriyor gibi bir şeydi çünkü sonra büyükanneye bir efsane de anlatmasını istedik büyükanne de Hiç itiraz etmeyip bir tane daha anlattı

Ofisten atlayan adam        

Kanada'nın Toronto şehrinde ne kadar güçlü olduğunu göstermek için ofisin pencerelerine doğru koşup hayatını kaybeden avukatın hikayesi epey yaygındır. İnsanlarda bir şehir efsanesi algısı yaratan bu olay da aslında gerçek!

Ofisi 24. katta bulunan bir bölge hukuk bürosunda kıdemli bir ortak olan Garry Hoy, bazı misafir hukuk öğrencilerini etkilemek için pencereye doğru hızla koştu. Ancak pencere dayanıksız olduğu için kırıldı ve avukat vefat etti. Yönetici ortak Peter Lauwers ise, ölümcül kazanın ardından Hoy'u şirketteki "en iyi ve en parlaklardan biri" olarak nitelendirdi 🤦🏻‍♀️. Firma, üç yıl sonra battı.

Aslında bu korkunç olmasa da biraz Değişik ve trajik Bir efsaneydi Ve büyük annenin yanından ayrılmış odalarımıza çekildik ve biraz kitap okuduk sonra da akşam yemeği için mutfağa gidip yemek yedik Sonra da uyuduk.....

<

<

<

<

<

Umarım bu bölüm beğenirsiniz......

Bölüm hakkındaki yorumlarınızı bekliyorum